1952’de İngiltere’de doğan Martin Parr çağdaş belgesel fotoğrafçılığın en etkili isimlerinden biriydi. Kariyeri boyunca yayımladığı yüzü aşkın kitabı, uluslararası sergileri ve küratörlük projeleriyle yalnızca bir fotoğrafçı değil, görsel kültürün yönünü değiştiren bir göz haline geldi. Tate’ten Centre Pompidou’ya, MoMA’dan dünyanın pek çok kurumuna uzanan koleksiyonlarda yer alan çalışmaları, 2017’de kurduğu Martin Parr Foundation ile daha da kalıcı bir yapıya kavuştu.
Martin Parr, 2016, Getty Images
Parr yalnızca fotoğraflarıyla değil, fotoğraf dünyasını şekillendirme biçimiyle de belirleyici bir figürdü. Arles ve Brighton Biennial’in yanı sıra Barbican’daki "Strange and Familiar" sergisinin küratörlüğünü üstlendi. 1994’te üyesi olduğu Magnum Photos’ta 2013–2017 yılları arasında başkanlık yapması da bu etkin rolün bir yansımasıydı.
Martin Parr, 2019, Getty Images
Görsel dili ise her zaman benzersizdi: canlı renkler, ince fakat zeki bir mizah, antropolojik bir merak ve insanların gündelik hallerini görebilen keskin bir sezgi. Britanya sahillerinden küresel turizmin kalabalık duraklarına, kahvelerden kulüp salonlarına kadar uzanan sahnelerde Parr, toplumun alışkanlıklarını, çelişkilerini ve tüketim kültürünün ritmini ince bir ironiyle görünür kıldı.
Son yıllarda moda dünyasıyla kurduğu ilişki de aynı dürüstlükten besleniyordu. Louis Vuitton, Jacquemus ve Alessandro Michele dönemindeki Gucci projelerinde Parr’ın kamerası, kıyafeti bir moda aracı olmaktan çok insanların gündelik yaşamının bir parçası olarak görüyordu. Moda sektörü ona tekrar tekrar dönüyordu çünkü o hiçbir zaman yöntemini değiştirmedi: Dünyayı olduğu gibi fotoğrafladı, belgelenmeyi hiç düşünmeyen insanların kendiliğinden tarzını yansıttı.
Jacquemus, Martin Parr, 2023, Getty Images
Parr’ın mirası, Britanya’nın özünü yansıtması gibi, modanın gerçek hayata olan bakışını da yansıtmasını sağladı . Onun etkisi bugün moda imgesinin en temel yapıtaşlarında hâlâ seziliyor: sıradan insanı merkeze almak, kıyafetlerin kendi kendini anlatmasına izin vermek ve birçoğunun gözden kaçırdığı anlarda bir gerçeklik bulmak.
Only Human, Martin Parr
6 Aralık'da kaybettiğimiz Martin Parr’ın ardından konuşmak, çağdaş görsel kültürün ne kadarının ona borçlu olduğunu hatırlamak anlamına geliyor. Geneli özele dönüştüren, hayatın beklenmedik anlarında estetik bulan ve insanı tüm zaafları ve sevinçleriyle olduğu gibi kabul eden bir anlatıcıyı anıyoruz. Bu miras, fotoğrafın olduğu kadar modanın da geleceğini etkilemeye devam edecek.