SON LAS VEGAS!
Last Vegas filmiyle hayatı sorguluyoruz.
ELLE ONLINE 22 Ocak 2014#text>
#text>
Aslında filmin tarzı komedi olsa da güldüren sahnelerden çok duygusallaştıran ve size yaşadığınız hayatı sorgulatan anlarla dolu bir film Last Vegas. Özellikle de eskiden ‘teyze'lerin sizi gördüğü anda gözlerini kocaman açarak söyledikleri ‘ne kadar büyümüşsün!' cümlesini siz de yaşça küçükler için kurmaya başladıysanız... #text>
#text>
Film kısaca çocukluktan beri arkadaş olan 4 yaşlı ama ruhu genç adamın Las Vegas maceralarını anlatıyor. Henüz bilmeyenler için filmin muhteşem kadrosunu söyleyelim: Michael Douglas, Robert De Niro, Morgan Freeman, Kevin Kline. 6-7 yaşından beri birlikte takılan bu dörtlüden Billy (Michael Douglas) zengin bir avukattır ve aralarındaki en varlıklı ve müzmin bekardır. 60'ına geldiğinde arkadaşlarını inanamayacakları bir haberle arar: Evleniyordur, üstelik onlan tam 35 yaş küçük bir ‘çıtır'la! #text>
#text>
Hala karısının ölümünü atlatamayan Paddy (Robert De Niro), kalp rahatsızlıkları yüzünden oğlu ve gelinin bakımına muhtaç olan Archie (Morgan Freeman) ve karısıyla diğerlerine göre nispeten daha mutlu olan Sam (Kevin Kline)'i düğün için Las Vegas'a gitmeye ikna etmek pek de kolay olmaz. Özellikle de Paddy'yi. Çünkü çok yeni kaybettiği karısı hem onun hem de Billy'nin çocukluk aşkıdır ve kızın Paddy'yi seçmesiyle ikilinin arası biraz açılmıştır. Ama onlar ‘best friend forever'lar öyle değil mi, tabii ki sonuçta gitmeyi ediyorlar fakat bir şartla: Vegas'a erken gidilecek ve orada unutulmayacak bir bekarlığa veda partisi yapılacak! İşte asıl film bundan sonra başlıyor. #text>
#text>
Gerçekten de onlar için ‘Last' olan ve filme adını veren Vegas'ta, hiçbir zaman birbirinden kopmayan ama uzun zamandır yüzyüze görüşemeyen dörtlünün artık birbirinden ne kadar farklılaştığını ve erkeklerin yaşlanınca geri döndükleri çocukluk hallerine şahit oluyoruz. Karısından orada istediğini yapmak için izin alan ve ilk kez cinselliği yaşayacak yeni yetme erkekler kadar mutlu olan Sam; evlenmesine saatler kala hala gözü dışarda olan Billy; kalp rahatsızlıkları nedeniyle içki içmemesi gereken ama henüz reşit olmamış tribi takınarak kaçak kaçak bardakları yuvarlayan Archie... Her biri birbirinden ayrı da olsa, yaşam sevincini yitirmediklerini orada tekrar keşfeden, birbirlerine kırgın oldukları ve yıllardır konuşmadıkları konuların altında yatan nedenleri orada anlayan bu dörtlü bize dostluğun önemini tekrar hatırlatıyor. Eğer gerçekten dostsanız geçen zamana rağmen unutmanın ya da unutulmanın çok zor olduğunu kavramanızı sağlıyor. Yaşlanmayı ve dostluğu erkekler üzerinden işleyen film, onlar için yol yakınken hayatlarında doğru ya da yanlış yaptıkları şeyleri görmeleri, kadınlaraysa erkeklerin takındıkları karakterlerin altında yatan gerçek kişiliklerini keşfetmek için yol gösteriyor. #text>
SON HABERLER