Onlar Gypsy Jazz'ı dünyaya tanıtan, sevdiğimiz zamansız şarkıları daha ‘sempatik' şekilde dinlememizi sağlayan çok yetenekli bir grup! Alex Morissette'in vokalde ve kontrbasta, François Rioux'un gitarda, Valérie Amyot'un vokalde, and Byron "Maiden" Mikaloff'inse vokal ve gitarda yer aldığı grubun konseri yarın (5 Haziran'da) İstinye Park'ta! Konser öncesi grup üyelerini yakaladık; Gypsy Jazz ve The Lost Fingers hakkında merak ettiklerimizi sorduk. ‘İstanbul'u sevmek mi, bu şehre aşığız!' diyen Kanadalı Lost Fingers üyelerinin ilginç hikayelerini dinliyoruz.
Röportaj: Gülşah Öztürk
Lost Fingers nasıl bir araya geldi?
Ben (Alex Morissette) ve Byron bir ev partisindeydik ve yine grubumuzun üyelerinden Valerie Amyot'un hemen önünde oturmuş sohbet ediyorduk. Bir anda 'Earth,Wind and Fire' hakkında konuşup onların ‘Let's Groove' şarkısını çalmaya başladık ve Valerie bayıldı! Sonra onun partideki diğer gitaristle yaptığı müziği dinledim, yanına gidip bize katılmasını istedim. Onun hemen evet demesiyle The Lost Fingers hikayesi başlamış oldu. François Rioux'ysa yıllar önce bir gitar yarışmasında benimle birlikte finale kalan, sesine ve gitarına hayran olduğum bir grup üyemiz!
Yaptığınız müziği, ‘Gypsy Jazz'ı nasıl tarif edersiniz?
Gypsy Jazz, Belçikalı efsane gitarist Django Reinhardt tarafından 1930'ların sonunda bulunmuş. Reinhardt bu müziği oluştururken geleneksel Gypsy müziğiyle Amerikan Jazz müziğini birleştirmiş. Bu müzik Duke Ellington'la idolleşerek bugünkü Gypsy Jazz doğmuş. Onu diğerlerinden ayıransa hiç davul-trampet olmaması.
Standart Gipsy Jazz'da hangi enstrümanlar var?
İki ritm gitar, bir düz gitar ve solist, bir de klarnet ve keman.~
Peki ‘The Lost Fingers' ismini neden seçtiniz?
Başta da söylediğim gibi Gypsy Jazz'ın yaratıcısı Django Reinhardt ve ismimiz onunla ilgili trajik bir hikayeden geliyor aslında. Karavanda çıkan bir yangın sonucu Reinhardt, serçe ve yüzük parmağını kaybediyor, fakat efsanevi şekilde sadece iki parmakla yapılan, eşsiz bir gitar çalma metodu keşfediyor. Jimi Hendrix'in ‘Band of Gypsys' albümü de bu stilden ilham alıyor. Onun ne kadar eşsiz bir yetenek olduğunu kanıtlar gibi!
Eski şarkıları kendinize göre yorumlarken, onları neye göre seçiyorsunuz?
Tüm grup üyeleri olarak, günler süren beyin fırtınası sonucu belirliyoruz. Hepimiz bu yaratıcı süreci eşit olarak paylaşıyoruz. (gülüyor.)
İstanbul'a daha önce de geldiğinizi duyduk; burayı sevdiniz mi?
Bu dördüncü gelişimiz. Sevmek mi? İstanbul'a aşık olduk! Burası tarihin ve ilham veren modernizmin buluştuğu muhteşem bir şehir!
Yarınki konserinizi ben de heyecanla bekliyorum. Favorim ‘Billie Jean' diyebilirim. Peki genel olarak en çok istek alan hangi şarkınız hangisi?
Pump up the Jam!
Son olarak, uluslararası üne kavuşmanızın sırrı nedir?
Çok çalışmak, takım ruhu, kalite ve orjinallik! Gizli saklı bir durum ya da tarif yok;)