Geçtiğimiz Ekim ayında on dördüncü defa düzenlenen ve Türk modasının nabzını tutan Mercedes-Benz Fashion Week Istanbul, bu yıl “kontrast ol” isimli kampanyası ile standart güzellik anlayışına karşı durmayı ve aykırılıkları kucaklamayı amaç edindi. Bu doğrultuda, zıtlıklar üzerinde çalışan, trendlere bağlı kalmadan yaratan ve felsefesini farklılıkların zenginliği üzerine kuran genç tasarımcı Kadir Kılıç’ın markası MiiN by Kadir Kılıç’ı desteklemesi tesadüf değildi.
Mercedes-Benz Türk Otomobil Grubu icra kurulu üyesi Şükrü Bekdikhan şöyle anlatıyor: “Sadece Türkiye’de değil uluslararası ölçekte de büyük ses getiren Kadir Kılıç’ın markası MiiN by Kadir Kılıç’ın 2020 ilkbahar/yaz koleksiyonunu ‘Mercedes-Benz Presents MiiN by Kadir Kılıç’ ismiyle sunduk. Kadir Kılıç’ın siyahla beyazın ön planda olduğu tasarım dili ve moda endüstrisindeki duruşu bizim ‘kontrast ol’ kampanyamızla örtüşüyordu. Bu da işbirliğimizin gerçekleşmesinde bizim için önemli bir belirleyici oldu. ‘Kontrast ol’ kampanyası da algıları değiştirmek, standartları yeniden belirlemek ve olduğun gibi görünmenin güzelliğini övmek hayali ile ortaya çıkan bir kampanya.”
Kalıpların dışına çıkan, mükemmel olana set çeken ve sadece ruh halinin izindeki renk, doku ve formlar paralelinde tasarlayan Kadir Kılıç’ın özgür dünyasına birlikte bakalım.
Kısaca tanıyalım sizi.
Temel sanat kuramları çerçevesinde her sezon, kendi belirgin stilimle hazır giyim-kuşamı yorumlayan ve modadan pek hoşlanmayan bir tasarımcıyım. Kariyerimdeki ilk kırılmayı 2012 Koza Genç Moda Tasarımcıları Yarışması’ndaki birinciliğimle yaşadım. Takip eden süreçte İtalya Polimoda’da lisans üstü eğitimi aldım ve bir hazır giyim markası kurma hayali ile MiiN’in oluşumu üzerine düşünmeye başladım.
MiiN Arapça “kim?”, Korece de “güzellik” demek. Neden bu ismi seçtiniz markanıza?
Güzelliğin ne ve kim olduğunu keşfetmeye yönelik hep bir
ilgim vardı. MiiN güçlü bir denge için kumaş ve vücut arasındaki
tasarımsal bağı önemser. Doğu ve Batı kültürlerini
sentezleyip sanatın kendisinden çok etkilenir.
Estetik algınız nasıl? Bunu tasarımlarınızda nasıl ifade ediyorsunuz?
Kendini keşfetme yolculuğu, insana öznel bir tavır ve özgüven kazandırır. Mükemmel olan şey itici, sıkıcı, özgüvensiz ve tavırsız olabilir. Tasarımlarımda da durum bunun özeti. Farklı kumaş, doku ve formları beklendik veya beklenmedik birleştirmeler yaparak bir senfoni, kompozisyon yaratıyorum. Yeni form ve siluet arayışım sürerken giysi ve yüzey denemeleri yapıyorum.
Siyah-beyaz her daim koleksiyonlarınızda yer alıyor. Bu zıtlık size ne çağrıştırıyor?
Boşluk ve doluluk. İyilik ve kötülük. Varlık ve yokluk. Gece ve gündüz. Uzaklık ve yakınlık... Onlarca zıtlık ile betimleyebilirim bu ikiliyi. Tasarımlarımda bir temaya ve tek bir kadına bağlı kalmaksızın, modanın sıkıcı yapılandırılmış kalıp sözcüklerini düşünmeksizin (sofistike, boho-chic, elegan, avangard vs...) ruh halimin oluşturduğu renk, doku ve formlar ile kendi dünyamı tasvir ediyorum. Soyut ekspresyonist düşüncenin insanı özgürleştirdiğine inanıyorum.
Siz kontrast yaratırken sadece kıyafetlerin renklerinden oluşan bir kontrasttan mı yoksa kafalarda kontrast yaratmaktan, farklılıklarının yan yana gelebilmesini benimseyen bir özgür düşünceden mi bahsediyorsunuz?
38 farklı tipte model, 38 farklı kombinden oluşan MiiN 2020 ilkbahar/yaz koleksiyon gösteriminde, podyumda 10 dakika boyunca bu farklılıklar ile nasıl özgürleşebileceğimizi ve nasıl zenginleşebileceğimizi anlattım. Her beden, yaş ve cinsiyetten ve birçok farklı ülkeden MiiN tüketicileri var. Tasarımlarım birçok beden ve yaşa hitap edebilecek kayganlıkta. Giyen kişi ile karakterize olan ürünler.
MiiN kadınını nasıl anlatırsınız?
Gelişmiş bir stile sahip olan MiiN kadını, kendi olmayı başarmış bütün kadınları temsil ediyor. Dünya mutfağından farklı tatlar tatmaktan çok mutlu olan, gitmediği yerlere seyahat etmeyi seven, toplum kolektif bilincinin dışında hareket edebilen, azınlıkları kucaklayan, yeni lüks tanımları ile ilgilenen, plastik sanatlar ve sanat tarihi konusunda yaşamla analoji yapabilen bir kadın. Dünyalı.
YAZI: SELİN MİLOŞYAN