DENİZ AKKAYA İLE ESTETİKSİZ...

Kendine özel hallerini anlattı!

ELLE ONLINE ELLE ONLINE 28 Haziran 2013
DENİZ AKKAYA İLE ESTETİKSİZ...
ELLE: Kendinizi yaşlanmış hissediyor musunuz?


DENİZ AKKAYA: Olgunlaşmak diyelim. Burası olgunlaşamamış insanlardan oluşan ve olgunlaşmanın yaşlanmakla eşdeğer tutulduğu bir toplum. Mühim olan yaşlanmak değil, olgunlaşmak. Ben de bu cümleyi, ‘oldum, erdim' diye söylemiyorum. Zaten öyle olsam bu cümleyi bile kullanmam ya... Her şey fiziksel ve yüzeysel. Sorulan sorular da öyle. Olgunlaşmak bir kadının en güzel dönemidir oysa...


~


ELLE: Bu, 30 yaşını aşmış olmanın avuntusu mu?


D.A.: Eskiden öyle görürdüm, ama öyle değilmiş. Olgunlaşmak çok güzel bir şeymiş, 30 en keyifli dönemmiş. Kırkını aşmış arkadaşlarım, ‘Sen daha bir şey yaşamadın' diyor ama... 40'lı yaşlarında bakımlı, oturaklı işini gücünü rayına oturtmuş şahane dostlarım var. İnşallah ben de onlar gibi olurum.


~


ELLE: Bu gençlik güzellik fetişizmi Türkiye'ye özgü değil ki, hele de görsel bir iş yapıyorsanız. Bütün dünyada durum böyle...
D.A.: Buna çok katılmıyorum. Özellikle görsel işler yapan kadınlar değil bütün insanlar kendine bakmalı ama kafayı bununla bozmak niye? Bir de Türkiye'deki sanatçıların ‘Üç çocuk doğurdum beni böyle kabul edin' demelerini de anlamıyorum. Betina Hakko da üç çocuk doğurdu, Madonna da kaç çocuk doğurdu. ‘Ben Türkiye'nin en güzel kadınıyım' şeklinde büyük cümleler kuruyorsan kendine bakmak zorundasın. Sonra 18 yaşındaki kızlarla aşık atarsın ve bu da cehaletin kırmızı alarmıdır bence. Ajda Pekkan eleştirilir, ama hem kendine hem de seyircilerine çok saygılı. Yaşına rağmen böyle harika görünmesinin tek sebebi, yaptırdığı estetikler değil, hayat tarzı ve disiplini. Alın Yıldız Kenter de öyle. Bu fiziğiyle çıtır çerez modellere bile örnek olabilir.


~


ELLE: Çok arkadaşınız var mı, sosyal bir insan mısınız?


D.A.:Çok insanla tanışıyorum, ama onların hayatımdaki devamlılık süresi beş dakikayı geçmiyor. Şu saatten sonra yeni dosta ihtiyacım yok, ancak baş ağrısı olabilir. Ergenlik döneminde başlayan ilişkiler daha sağlıklı oluyor ve bu şehir karmaşasında kimsenin birine mesai harcayacak vakti yok. Sanal dünyayı da hiç anlamadım. Oradaki arkadaşlıklar bana çok uzak, kablolarla yaşanan bu dostluk hiç doğal gelmiyor. Zaten internetin kendisi de sürekli yanlış bilgi üretiyor. İnanın ben mesaj atma işine de çok karşıyım. Bayram mesajlarından nefret ediyorum. Bayram tatili de plaj tatili oldu. Elde mohitoyla bayram mesajı atılıyor, ne anladım bu işten? Cep telefonu insanların otokontrol sistemlerinde bir arıza oluşturdu.


~


ELLE: On yıldan fazla süredir gündemdesiniz ve hayatınızın üçte biri kamera karşısında geçti. Bu durumdan memnun musunuz?


D.A.: Modelliğe üniversiteyle aynı yıl başladım. Memur çocuğuyum ve yurtdışına seyahat etmek gibi imkanlarım yoktu. O zamandan bugüne kadar yaptığım bütün harcamaları kendim yaptım. Seyahatlerimi mesleğim sayesinde yaptım. Bütün meslek hayatımı ben kurdum. Hatalar ve sevaplarımla kendimi ben yarattım. Hatalarımı başkalarının üzerine atarak sorumluluklarımdan kaçmam.


~


ELLE: Hatalarınız size ne öğretti?


D.A.: Bana değer kattı. Beş sene önce yaşadıkları kendi hayatları değilmiş gibi suratlarında bir gülümseme maskesiyle dolaşan sanatçı kılıklı insanlar var ortalıkta. Hele de evleniyorlarsa sanki evlilik öncesi bir hayatları yokmuş gibi davranıp, onu bambaşka bir şekilde gösteriyorlar. Özellikle şarkıcılar... Oysa oyuncular hayatlarındaki yaraları keyifle anlatıyorlar. Ben kameralar önünde büyüdüm ve insanları kandırmaya çalışırsam onları ciddiye almamış olurum. Sezen Aksu çok iyi bir aileden gelen, hayatı boyunca eline kocasının elinden başka el değmemiş biri gibi davrandı mı hiç? Yoksa o şarkıları yazabilir miydi?


~


ELLE: Sizin hatalarınız başkalarına değil, kendinize zarar veren türden miydi?


D.A.: Aynen öyle. Ben insanların Allah'ın bir sureti olduğuna ve başkalarına bilinçli olarak zarar veren insanların Allah korkusu olmadığına inanıyorum. Hiçbir şey için başka bir insanın kalbini kırmaya değmez. Yüreğimi şu masanın üzerine koyarak söyleyebilirim ki, hayatımda bilerek kimsenin kalbini kırmadım.



ELLE: Başkalarının sözünü dinlemeyen ve onların deneyimlerinden yararlanamayan bir insan mısınız?



D.A.: Galiba tepe üstü çakılarak öğrenebiliyorum ben ve maalesef başkalarının deneyimlerinden yararlanamıyorum.


~


ELLE: Kariyerinizde hayal ettiğiniz yerde misiniz?


D.A.: Bunu hiç düşünmemiştim açıkçası. Ben hedeflerimin değil inançlarımın peşinde gidiyorum. Ömrümü kendimle gurur duyacağım şeylerle haşır neşir olarak geçirmek istiyorum. Eskiden herkesi susturmak ve cevap vermek derdindeydim. Her şeyin en iyisini yapayım diye sağlığıma dikkat etmeden, uyumadan didiniyordum. Artık böyle yapmıyorum. En başarılı, en güzel olma iddiası kafayı kendinle bozmaktan başka bir şey değil. Ancak başkalarının alkışlaması gereken işler yaptığınızda bu kafadan çıkmak biraz zor oluyor.





ELLE: Şu an aşık mısınız?


D.A.: Mutluyum ama aşık olunca hemen yüzünden okunan biri değilim. Bende kelebekler ve uçuşma etkisi yaratmıyor. Zaten hayata normal bakışım da pozitif. Aşkı ağdalı yaşayan insanlardan değilim. Aşık olmak hayatıma ekstra bir değer katmıyor. Mutluluğum ve yegane yaşama sebebim de aşk değil.


~


ELLE: Artık insanların kıymetini daha iyi biliyor musunuz?


D.A.: Tam tersine, kendi değerimi daha iyi biliyorum. Eskiden kendi değerimi bilmezdim. Ne istediğimi biliyorum ve seçimlerimi ona göre yapıyorum. Değmeyecek bir insana mesai harcamanın bana zararı dokunduğunu gördüm. Bunu yaptığım zamanlar da oldu. Zaten sözde aşk da böyle bir şey, karşındakine kendinden daha çok değer verebilmek. Annem hep şunu söylüyor; ‘Aşk bir kandırmaca. O duyguyu sadece çocuğun olduğu zaman yaşayacaksın.' Yoksa bir erkeğe kendinden çok değer veren bir kadının sonu her zaman hüsrandır. Sevgi aşktan daha önemli. Gelecek gördüğünüz bir ilişkide aşk zamanla sevgiye dönüşmeli.





ELLE: Gelecekten ne kast ediyorsunuz?


D.A.: Bir yastıkta elli yıl geçirmek. Bence bunun için illa evlenmek de gerekmiyor. Bir arada durmaktan bahsediyorum.


~


ELLE: Sizin kadar başarılı olmayan bir erkeği sevme ihtimalinizi var mı?


D.A.: Aşık olabilirim ama sevgi için bazı şartlar olmalı, denk olması daha uygun. Elindeki maddi güçle karşı tarafı ezmeye başladıysan o ilişki bitmiş gitmiştir. Kendinizi üstün görerek başlarsanız o ilişki devam etmez. Hele de bunu karşınızdakinin gözüne sokuyorsanız...





Yazı: YEŞİM ÇOBANKENT

SON HABERLER

Dergide Bu Ay

ELLE Türkiye 25 yaşında!

Mayıs sayımızda ELLE dergisi global kodlarıyla bir araya getirdiğimiz kendi alanlarında çok başarılı tam 8 isim ve 8 marka var.

BU SAYIDA NELER VAR?

E-Bülten Aboneliği

E-bültenimize şimdi abone olun,
magazin dünyasındaki tüm gelişmelerden anında haberiniz olsun.