GİZLİ ROMANTİK : YUSUF ÇİM

Aynı zamanda müzisyen kişiliği de olan Yusuf Çim, beste yapıyor, şarkı söylüyor. Yakışıklı oyuncuyla kariyerini, kişiliğini ve tabii ki aşk hayatını konuştuk.

ELLE ONLINE ELLE ONLINE 26 Mayıs 2017
GİZLİ ROMANTİK : YUSUF ÇİM Elle Arşiv

“Kendime yenilik katarak yoluma devam edip her dönemin ruhunu yansıtan bir adam olmak istiyorum” diyen, yeni neslin en dikkat çeken oyuncusu Yusuf Çim’i takdimimizdir.

ELLE: Şu sıralar hayatınızın nasıl bir dönemindesiniz? 

YUSUF ÇİM: Hayatımın en yoğun, en çok çalıştığım, çok yorulduğum ama yorulmaktan son derece keyif aldığım bereketli bir dönemindeyim. Hayat bana her alanda her şeyin en güzelini veriyor. Ektiğimi biçme dönemindeyim. Bunları söylerken nazardan biraz da korkmuyor değilim. Yürüdüğüm yolda doğru işlere imza atabilmek için çok çalıştım. Bu yüzden her sabah, uyandığımda karşılığını almaya başladığım için şükrediyorum.

ELLE: Kötü kişiyi mi canlandırmak daha keyifli yoksa iyi karakterli birini mi? 

Y.Ç.: Kötü karakter oynamak bence çok keyifli olur. Ama aslında korkutan bir durum. Hepimiz görüyoruz, duyuyoruz; iyi giden bir projenin içinde kötü bir karakteri canlandıran oyuncuların başına yolda yürürken trajikomik olaylar gelebiliyor.

ELLE: İyi bir oyuncu olduğunuzu düşünüyor musunuz? 

Y.Ç.: Asla ukalalık etmek istemem ama işimi iyi yaptığıma inanıyorum. Buna izleyici karar versin. Size şunu söyleyebilirim ki Yusuf Çim, hiçbir işe eğitimini almadan girmez. ‘’Haydi bir de bunu yapayım’’ gibi bir anlayışım hiç olmadı. Kamera önünde olmak ve usta oyuncularla oynamak insana çok şey katıyor. Bu da gelişimimde çok işe yarıyor. Elbette ilk bölümdeki oyunculuğumla şimdiki arasında bile fark vardır. Her sonraki adımda daha iyi bir oyunculuk sergilerim diye düşünüyorum.

ELLE: Kendinizi geliştirmek için neler yapıyorsunuz? 

Y.Ç.: Ben kendi kendini disipline etmiş bir adamım. Bu yola çıkmaya karar verdiğim gün, yürüdüğüm yolda en iyisi olabilmek adına hep çaba sarf ettim. Öncelikle yapacağım işin eğitimini aldım. Sonra bunlara destek olması adına üstüme düşenleri yapmaya başladım. Sporumu hiç ihmal etmedim. Muhakkak film izleyip kitap okudum. Gittiğim ülkelerde ve yaşadığım yerde hiçbir sanatsal faaliyeti kaçırmadım. Her yerden bir şeyler öğrenmeye çalıştım. İnsanın kendini geliştirmesi için yapabileceği o kadar çok şey var ki. Bunlar kolayca yapılabilecek şeyler. Ben de hep tuğla üstüne tuğla koymaya çalışıyorum. Çünkü öğrenmenin yaşı ve kendini geliştirmenin sonu yok.

ELLE: Popüler olmak hoşunuza gidiyor mu? 

Y.Ç.: Kimin gitmez ki? Elbette benim de hoşuma gidiyor ama önemli olan popülerlik değil, kalıcılık. Yaptığın işte en iyisi ve uzun soluklu olmak. Çünkü popülarite geçicidir. Popülaritenin rüzgarına kapılıp o rüzgar durduğunda bir bakmışsın ki orada kalmışsın, herkes başka yerde. Ben asla bir dönemin adamı olmak istemiyorum. Her dönemin adamı olmalıyım ve kendime yenilik katarak yoluma devam etmeliyim. Beni sevenler yapacağım yeni şarkıyı, içinde olacağım yeni projeyi beklemeliler. ‘’Bu sefer ne yapacak  bakalım’’ demeliler. İşte o zaman keyifli olur diye düşünüyorum ve bulunduğum duruma kendimi kaptırmıyorum. Daha yolum uzun ve yapacağım çok şey var.

ELLE: Geceleri evinize girip kapıyı kapattığınızda nasıl bir adama dönüşüyorsunuz? Sokaktaki o popüler erkekten ne kadar sıyrılabiliyorsunuz? 

Y.Ç.: Allah’tan benim için öyle iki adam yok. Ben de herkes gibi sabah uyanıyorum. Gün içinde sete gidiyorum, oradan stüdyoya geçiyorum, sporumu yapıyorum, arkadaşlarımla görüşüyorum ve yaşamımı oldukça normal yaşıyorum. Yani sokağa çıkamıyorum, yolda yürüyemiyorum gibi bir şikayetim. yok. Sonuçta bizi izleyen insanlar sayesinde bu kadar popüler oluyoruz. Sokakta yürüyen kimseden farklı olduğumuzu   düşünmüyorum. Elbette sevenlerimiz var. Selamlaşıyoruz, konuşuyoruz. Onların enerjisi bana çok iyi geliyor. Eve geldiğimde de çok rahat şekilde huzurla uyuyorum.

ELLE: Sıradan bir gününüz nasıl geçiyor? 

Y.Ç.: Son altı aydır günlerim biraz fazla yoğun. Gece yarılarına kadar çalışıyor ve az uyuyorum. Sabah set saatim erken değilse spor yapıyorum. Kahvaltının ardından sete ya da stüdyoya gidiyorum. Sonrasında aileme uğrarım ya da arkadaşlarımla bir şeyler içerim. Muhakkak menajerlerimle günlük toplantılarımızı yaparız ve eve geçerim. Her gün mutlaka o hafta hangi kitabı okuyorsam ona devam ederim. Zamanım varsa bir film izler yatarım. Haftanın bir günü oyuncu koçumla bir günü de okuma koçumla çalışırım.

ELLE: Modellik, oyunculuk, sunuculuk üstüne müzik kariyeriniz de var... Biraz bundan bahseder misiniz? Müziğe ilginizi nasıl keşfettiniz? 

Y.Ç.: Müziğe ilgim çocukluğumdan beri vardı. Şarkıcı olmak istiyordum, sonunda oldum. Aslında tüm bu yolculuğun gideceği nokta müzikti. Ama biraz önce de bahsettiğim gibi, Yusuf Çim yapacağı hiçbir işi eğitimini almadan yapmaz. Hep nasıl şarkıcı olabilirim diye planlar yapıyordum ve görselliğin önemi beni modellikten başlamaya yönlendirdi. Modelliğe başladıktan sonra çevrem genişleyecek ve şarkıcılığa giden yolda hedefime bir adım daha yaklaşacaktım. Nitekim öyle de oldu ve hayat beni menajerlerimle bir araya getirdi. Müzik yapacak olsam da müzik eğitimi dışında diksiyon ve oyunculuk dersleri de aldım. Şu anda da bu dersler sanatın her alanında işime yarıyor.

ELLE: Müzikle uğraşmak mı oyunculuk mu sizi daha çok tatmin ediyor? 

Y.Ç.: Şöyle söyleyeyim o zaman, benim iki aşkım var: Müzik ve oyunculuk. İkisi arasında seçim yapamam. Ama ikisi de birbirini destekliyor, bunu göz ardı edemem. Konserde aldığım hazla, her hafta sevenlerimin diziyi izledikten sonra yaptıkları yorumları duyduğumda aldığım zevk o kadar başka ki. Konserime gelen sevenlerimin beni orada ayakta alkışlayışıyla, televizyonda beni evlerine misafir eden izleyicilerimizin yorumlarının bendeki etkileri çok farklı. Bu yüzden seçim yapmak istemiyorum, ikisi de bambaşka boyutlar.

ELLE: Günümüz ilişkileri ve sadakat hakkında ne düşünüyorsunuz? 

Y.Ç.: 

Günümüz ilişkileri hakkında çok yorum yapmak ve kimseyi genelleme içine sokmak istemiyorum. Kimi ilişkiler fast-food tadında yaşanıyor, kimisi ana yemek gibi. Sadakat, bence insanın kimyasında olması gereken en önemli şey. Sadakatsiz bir ilişki asfaltsız bir yola benzer. Takılır, düşersin, bana göre değil. Sadakat sadece karşı tarafa duyduğun bir duygu değildir, kendi beyninde biter ve vermeden alamazsın.

AŞK HAYATI

 ELLE: Aşık olunca nasıl bir adama dönüşüyorsunuz?

Y.Ç.: Karadeniz gibi olurum. Biraz hırçın biraz dalgalı. Çok da tüyo vermeyeyim bu konuyla alakalı.

ELLE: Bir kadında aradığınız özellikler neler? 

Y.Ç.: Güzellik kavramına çok takılan biri değilim. Baktığı zaman kalbimi ısıtan bir kadınla beraber olabilirim. Gözlerindeki sıcaklık kalbimi ısıttığında tamamdır benim için. Sarışın severim, esmer severim klişeleriyle ilgilenmem. O dakika karşımdaki insanın bana hissettirdiği duyguyla ilgilenirim. Seveceği kadında özellik arayan bir adam hiç olmadım. Ben her zaman mutlu olmayı seçtim.

ELLE: Hiç pişmanlığınız oldu mu? Keşke şunu yapsaydım dediğiniz şeyler var mı? 

Y.Ç.: Hiç olmadı. Her zaman kendi doğrularımla yaşadım ve kendim tecrübe etmeyi istedim hayatı. Çünkü doğrusuyla yanlışıyla insan kendi tecrübelerinden var oluyor.

ELLE: İlk fırsatta nereye seyahat etmek istersiniz? 

Y.Ç.: Birçok yeri gezdim ama setlerden ve stüdyodan zaman bulduğum dakika ilk planım New York’a gitmek. Merak ettiğim birkaç müzikal var, onları seyretmek istiyorum.

ELLE: Diyelim ki setinizin iptal olduğunu öğrendiniz, o günü ne yaparak geçirirsiniz? 

Y.Ç.: Set iptalse zaten Yusuf stüdyoda demektir. Bu yüzden boş zaman diye nitelendirdiğimiz durumlarda ben ilk aşkımla olmayı tercih ediyorum. Yani kar yağsa da bana okullar hiç tatil olmuyor.

ELLE: Instagram’daki takipçi sayınızla küçük bir klan yaratabileceğinizin farkında mısınız? 

Y.Ç.: Evet, sevenlerimle biz kocaman bir aileyiz. Bu nedenle sosyal medyayı en doğru şekilde kullanmaya çalışıyorum.

ELLE: Hayallerinizin ne kadarını gerçekleştirdiniz?  

Y.Ç.: Hayallerim o kadar çok ki. Daha yüzde 10’undayım. Ama şunu da söylemek durumundayım ki gerçekleştiremeyeceğim hayaller kurmam.

RÖPORTAJ: SERLİ GAZER BOYACI

FOTOĞRAFLAR: MEHMET ERZİNCAN

STYLING: HAFİZE ÇELİKTÜRK


SON HABERLER

Dergide Bu Ay

ELLE Nisan Sayısı Çıktı!

ELLE Nisan Sayısı Çıktı!

Yeni sayımızın kapağında oyuncu Hazar Güçlü var.

BU SAYIDA NELER VAR?

E-Bülten Aboneliği

E-bültenimize şimdi abone olun,
magazin dünyasındaki tüm gelişmelerden anında haberiniz olsun.