NEW YORK’TA ASANSÖRSÜZ BİR EVDEN
NEW YORK'TA ASANSÖRSÜZ BİR EVDEN


#text>
Eğlence dünyasından isimlerin yemek kitapları yazması pek de yeni bir hadise sayılmaz. Ama Gwyneth Paltrow'un idaresindeki Goop'un büyük başarısından sonra öyle görünüyor ki Hollywood'daki her çekici yıldız, “domestik-tanrıça” modasına uymaya başlamış. Öte yandan üç yaşındaki Teddy'nin annesi olan Larter, Paltrow'un ona ilham verdiğini itiraf ediyor: “O, Goop'u idare eden çalışan bir anneyken, bir yandan da film çekmeye devam edebiliyordu.” Israrla, projeye ilgisinin içinden geldiğini söylüyor. “İkram ve ağırlama konusunda öğrendiklerimi insanlarla içtenlikle paylaşmak istedim” diyor Larter.~New York'ta asansörsüz, kiralık bir evde yaşayan, kendi ayakları üzerinde durmaya çalışan bir aktrisken başından geçen ve ilk kez ev sahibesi rolünü oynamak zorunda kaldığı hikayesini bizimle paylaşıyor. Misafirler, diğer şeylerin yanı sıra taşlaşmış bir et ve bir flambé fiyaskosuna maruz kalmışlardı. “Çakırkeyiftim, her şeyi yaktım; rezil olmuştum” diye anlatıyor. #text>
#text>
Ama bu gece anlıyoruz ki Ali Larter, çok yol kat etmiş. “Misafirler ya bouillabaisse'ı çok hızlı yerlerse” diye endişelenirken, ekmek getirmek için mutfağa koşuyor; soluk soluğa “Çocuklar gerçekten de aç” diye bağırıyor yolda. #text>
#text>
İçine 30 çeşit malzeme konan ana yemeğin büyük bir teşebbüs olduğunu peşinen kabul ediyor. “Sıradan bir salı gecesi ikram edilecek türden bir şey değil bu” diyor; “Artı, pahalı da!” Sonra da ekliyor: “Eğer siz eğlenmezseniz, misafirleriniz de eğlenemez.” Ve eğer hiçbir şey yolunda gitmezse her zaman Reddi-wip'in kapağını açabilirsiniz. #text>
SON HABERLER