CAM VE SERAMİĞİN ŞIK MARKASI LE MUGUET'NİN HİKAYESİNİ BİLİYOR MUSUNUZ?

Son zamanlarda ev hediyelerinin popüler markası haline gelen Le Muguet'nin hikayesini merak edip sizin için peşine düştük, Müge Arslan'ı atölyesinde ziyaret ettik.

ELLE ONLINE ELLE ONLINE 08 Aralık 2017
CAM VE SERAMİĞİN ŞIK MARKASI LE MUGUET'NİN HİKAYESİNİ BİLİYOR MUSUNUZ?

Le Muguet markası ile cam ve seramikte sofistike ürünler yaratan Müge Arslan ile tanışın. Son yıllarda, zarif cam ve seramik ürünleri ile ismini sıkça duymaya başladığımız Müge Arslan, tam bir doğa tutkunu. Çiçekleri koklarken yürümeye başlayan biri olarak doğadan ilham alan eserler ortaya çıkarması tesadüf değil. Çocukluktan beri içindeki sanat aşkını atölyesinde yaptığı seramik ve cam eserler ile işe dönüştürmüş. Le Muguet markası ile doğadan ilham alan tasarımlar yapan Müge Arslan’ın atölyesine konuk olduk ve hikayesini dinledik.

Çocukluktan beri ne olacağınızı biliyor muydunuz yoksa sonradan mı keşfettiniz ? 

Çocukluğumdan beri el işleri ile ilgiliydim. Çok sabırlı ve sakin bir çocuktum. Saatlerce barbielerime kıyafet dikip oyun hamuru ile oynardım. Oyun oynarken kendimi kaybederdim.

Lisedeyken ne istediğimi bilmiyordum ve Amerika’ya gidip ekonomi okudum. Üniversitede ekonomi okurken fotoğrafçılık, güzel sanatlara giriş ve piyano gibi hep sanatla ilgili seçmeli dersler aldım. Zaten ilk defa çiçekleri koklarken yürümeye başlamışım. Emeklerken bir anda ayağa kalkıp çiçekleri koklaya koklaya yürüyüp sonra da emeklemeye devam edermişim.

Okul bittikten sonra ne oldu? 

Okul bittikten sonra, Türkiye’ye döndüm. Kurumsal hayata başlamadan önce bir yerde gönüllü olarak çalışmak ve istedim ve Çekül Vakfı'nda 1 yıl gönüllü olarak çalıştım. Orada doğayla ilgili daha fazla farkındalık kazandım ve çok şey öğrendim.

Sonra global bir markanın pazarlama departmanında kurumsal hayata başladım. Çok güzel projeler yaptık ve çok eğlendik ve tabii çok yoğun çalışıyorduk. Ama bir süre sonra ileride müdürümün yerinde olmak istemediğimi fark ettim. 1,5 sene çalıştıktan sonra ayrılıp yoga ve seramik yapmaya başladım. 2004’te seramiğe başladım. Haftada 1 gün düzenli olarak kursa gittim.  2004’ten beri de hiç bırakmadım. Bu sırada cam boncuk yapımı ile ilgili cam ocağının eğitim ilanını gördüm. Hemen aradım. Müsait olan ilk kurs cam boncuk yapımı idi. İngiliz bir sanatçı veriyordu dersleri 15 gün yaz okulu gibi kapanıp bütün gün sadece cam boncuk yapılıyordu. Tam bir sabır işi. Camın büyülü dünyasına böylece girdim.


 Profesyonelleşme yolundaki ilk kıvılcım neydi?

Cam Ocağı'nda 2 sene atölyeler sorumlusu olarak çalıştım, bu sürede üretime dair çok şey öğrendim, farklı sanatçıların tekniklerini gördüm ve 2010 yılında oradan ayrıldıktan sonra kendi atölyemi kurdum. Hem cam hem de seramik yaptım. Arkadaşlarıma hediye ettikçe insanlar beğenmeye başladı yaptıklarımı ve devamlı almak istediler. İlk kıvılcım oradan çıktı. İlk ürünlerim de gelincikler. Şu anda da kendi markam Le Muguet ile devam ediyorum.

Yapraklar ve gelinciklerden bahsettiniz, hikayeleri var mı? 

Kursta atık sırları sır kutusunda toplardık ve o sırlardan bambaşka bir renk elde ederdik. Cam boncuk yaparken özellikle çok enerji tüketimi vardı. Bir boncuk yapmak için üç-dört adet makine çalışıyor. Bu rahatsız etmeye başladı beni. Seri üretim yaparken düşünmek için çok vaktim oluyor. Ne yapabilirim derken, seramik yaprak aklıma geldi. Böyle bir şey yapıp onun satışı ile ağaç dikmek istedim. Çekül ile de çalıştığım için direkt onlarla paylaştım projemi. Çekül’ün ‘Yedi Ağaç Ormanları’ diye çok güzel bir projesi var. Her insan her sene doğaya 7 ağaç borçlu kullandığımız eşya ve malzemelerden ötürü. Ben de bu ormanlara katkıda bulunmak istedim. Küçük orta ve büyük boy yapraklar yaptık. Küçük yapraklar satın alındığında yarım fidan, büyük yapraklarda ise bir fidan dikiliyor. Bir yılda 170 fidan dikildi bu sayede. Sertifikaları da Instagram hesabımdan paylaşıyorum.



Nerelerde bulabiliriz peki ? 

Hipicon, ZMix Nişantaşı, Something Akasya Avm ve Galata’da, Zubizu yılbaşı alışveriş günleri ve Cam Ocağı yılbaşı partisinde satılacak. Ayrıca güncel bilgileri de Instagram hesabımdan (lemuguet33) sürekli paylaşıyorum. 

Onun dışında hangi koleksiyonlarınız var ?

Çimdik yöntemiyle bir şeyler yaparken gelincik serisi ortaya çıktı, çerezlik olarak BLACK serisi var, cam ürünlerde de şişe tıpası ve servis kürdanları ağırlıklı kubbe, deniz ve sebzelerden oluşan vejetaryen gibi seriler var.

Seramik tekniklerinden ve yapım aşamalarından bahsedelim, herkes yapabilir mi?

Tabii ki, sadece zaman vermek gerekiyor. Bir kere gidip sonra gitmezsen işin bozulur, fazla kurur, çatlayabilir. Devamlılık gerektiriyor. Çok nazlı bir şey, yanlış kuruduğu zaman çatlayabiliyor, iyi yoğurmayıp içinde hava kaldığı zaman patlayabiliyor. Sırını kalın sürersen akabiliyor, ince sürersen bir daha sürmen gerekiyor, fırça izi kalmaması gerekiyor. Sınırsız ve eşsiz bir dünya, biraz özen ve devamlılık gerektiriyor.

 En kolay ve en zor yapılan objeler neler? 

Büyük ürünlerin kuruması çok zor oluyor ve ince detaylı, birleşim yerleri olan ürünler daha zor. Kalıpla yapılan işler ise daha kolay. Seramiğe yeni başlayacak olanlar için ise kaseler en kolayı.

Seramik ve cam ile uğraşmak hangi duygularınızı ortaya çıkardı ve hangi yetilerinizi geliştirdi? 

Sabırlı olmayı ve beklemeyi öğreniyorsun. Dikkatli olmayı  ve detaycılığı öğretiyor. Cam yaparken mesela, o anda yapıyorsun ve alevde fazla tuttuğun zaman eriyip gidebiliyor. En önemlisi de emeğe değer vermeyi öğretiyor.

Cam ve seramiğin trendleri var mı peki ? Bu senenin trendi nedir mesela? 

Bence var. Koyu renk seramikler, siyah çamurla yapılan ham seramikler çok moda. Artizanal sofra setleri var artık seramikten el yapımı. Eskiden bu kadar yoktu. Renklerde ise pastelden sıyrılarak turuncular, sarılar da moda. Seramikte de dönemleri olduğu için Alman seramikleri var 70’lerde yapılan, o zamanın renkleri de kabul edilebiliyor. Bu sene de ağırlıkta, efektli sırlar, noktalı sırlar, farklı renkte çamurlar çok moda.

Teknolojik gelişmeler sizi nasıl etkiledi? 

Malzeme kullandığımız için teknoloji çok önemli. Eskiden renkli çamur bile bulamazdık artık her türlü  dereceye çıkan malzeme üretiliyor. Sırlarda da çeşit arttı, binlerce çeşit var. Efektler farklılaştı. Kullanımı spesifikleşen ürünler arttı. Paketin üzerinde nasıl kullanılacağı açıkça yazıyor. Artık sır olmaktan çıktı diyebiliriz. Hobi sırları inanılmaz gelişti. Bunlar bizi çok etkiliyor.

 Siz kimleri takip ediyorsunuz peki ?

Seramikte santimetre, Ayten Turanlı, Alev Ebüzziya, Lucie Rie benim için en iyisi çok zamansız tasarımlar yapıyor. Camda da cam çiçek formları ile haşır neşirim bu aralar ve Lilla Tabassa'ya hayranım.

 En önemli özelliği nedir ürünlerinizin? 

İnsanlara sıcaklık hissettirecek ve doğaya duyarlı ürünler yapmaya çalışıyorum. Her şeyi kendim yapıyorum. Camı bile kendim yapıyorum tek tek. Üretim odaklı bir atölye burası.

 Özel işbirlikleriniz var mı? 

 Melez Tea’ye matcha çayı kasesi ve çay bardakları yaptım. Şu anda Kanyonda da satılıyor. Studio Fav ile ortak seramik retro görünümlü sehpalar tasarladık. House cafe ve otellere seramik saksılar yaptım.


SON HABERLER

Dergide Bu Ay

ELLE Nisan Sayısı Çıktı!

ELLE Nisan Sayısı Çıktı!

Yeni sayımızın kapağında oyuncu Hazar Güçlü var.

BU SAYIDA NELER VAR?

E-Bülten Aboneliği

E-bültenimize şimdi abone olun,
magazin dünyasındaki tüm gelişmelerden anında haberiniz olsun.