2025 yılı, sadece ELLE için değil, kadınların sesi olmak adına atılmış güçlü bir adımın da yıldönümü. 80 yıl önce Fransa’da kurulan ELLE, modayı sadece bir moda alanı olarak değil, kadınların özgürleşmesi için bir platform olarak gördü. Bu yıl, dünya genelinde 250 milyon kişiye ulaşan bu ikonik marka, kadınların sesinin güçlü çıkması için elinden geleni yapıyor.
Bu anlamlı yıldönümünde ELLE International, Paris merkezli saygın müzayede evi ARTCURIAL ve kadın hakları alanında küresel ölçekte çalışan sivil toplum kuruluşu CARE ile güçlerini birleştirerek çok katmanlı, sanat bazlı ve sosyal sorumluluk temelli bir proje başlattı: “80 Years of ELLE / Celebrating Women in Art”.
Sanatla Gelen Birliktelik
Proje kapsamında, dünyanın dört bir yanından 31 kadın sanatçı, ELLE’in temsil ettiği değerlerden, özgürlük, yaratıcılık, eşitlik, ilham, ilham alarak özgün eserler yarattı. Bu eserler, 2025 yazından itibaren dört büyük şehirde düzenlenecek bir gezici sergiyle uluslararası izleyiciyle buluşacak:
Osaka (4–11 Ağustos) – Expo 2025’te Pavillon France
Bangkok (11–16 Eylül) – Alliance Française
New York (14–17 Ekim) – Fransa Başkonsolosluğu
Paris (6–14 Kasım) – ARTCURIAL, Hôtel Marcel Dassault
Sergi, 14 Kasım 2025’te Paris’te düzenlenecek bir müzayedeyle son bulacak. ARTCURIAL tarafından yönetilecek bu özel satıştan elde edilen tüm gelir, kadınların eğitime, sağlığa ve ekonomik hayata erişimini destekleyen projeler yürüten CARE’e bağışlanacak.
Bu projeyle ELLE, sanat aracılığıyla kadınların karşılaştığı yapısal eşitsizliklere dikkat çekmeyi ve somut çözümlerle katkı sağlamayı amaçlıyor.
80 Yıllık Miras: Geçmişten Geleceğe ELLE
ELLE’in 80. yıl kutlamaları bu sergiyle sınırlı değil. 50’den fazla uluslararası ELLE edisyonu bu özel yılı çeşitli içeriklerle onurlandıracak. Dergi ve dijital platformlarda sanat ve modayı buluşturan özel dosyalar, sanatçılarla yapılmış söyleşiler, ELLE arşivlerinden seçilmiş retrospektif içerikler ve kadınların toplumsal değişimdeki rolünü ele alan hikâyeler okuyucuyla buluşacak. Ayrıca, bu özel kutlamaya ithafen sınırlı sayıda üretilen, beş kadın sanatçının eserlerinden ilham alınarak hazırlanan bir kapsül koleksiyon da satışa sunulacak.s
Paydaşlardan Güçlü Mesajlar
Lagardère News Başkanı ve ELLE International CEO’su Constance Benqué, projenin anlamını şu sözlerle özetliyor: “ELLE’in hikâyesi, kadınların hikâyesidir. Seksen yıldır onlara ilham veriyor, seslerini duyuruyoruz. Bu yıldönümü, sadece geçmişi kutlamak değil; ELLE’in özündeki değerleri somut projelerle yeniden hayata geçirme zamanı. Moda ve sanat, yalnızca estetik değil; dönüşüm ve özgürleşmenin araçlarıdır.”
CARE France adına konuşan İletişim Direktörü Adéa Guillot ise şu sözlerle iş birliğinin önemine dikkat çekiyor: “Biz de ELLE gibi bu yıl 80. yılımızı kutluyoruz. Misyonumuz; yoksulluğa, eşitsizliğe ve özellikle kadınlara yönelik şiddete karşı mücadele etmek. Bu ortaklık, adil ve sürdürülebilir bir dünya inşa etmek için kadınların desteklenmesinin ne kadar hayati olduğunu gösteriyor.”
ARTCURIAL adına projeye liderlik eden müzayede uzmanı Arnaud Oliveux da şunları söylüyor: “Bu özel projeye ev sahipliği yapmaktan büyük gurur duyuyoruz. Sanat, toplumsal farkındalık yaratmak için güçlü bir araç. ELLE ve CARE ile birlikte kadınların sesi olmak bizim için büyük bir sorumluluk ve onur.”
ELLE: Küresel Bir Etki Alanı
Bugün ELLE, medya dışındaki alanlarda da güçlü bir varlık gösteriyor. Moda, güzellik, dekorasyon ve yaşam alanlarında 200 lisansla 80 ülkeye yayılan bir marka ekosistemi yaratmış durumda. Aylık 32 milyon okuyucuya ulaşan ELLE, medya platformlarının ötesinde kadınların hayatında aktif rol oynamaya devam ediyor.
Son Söz
80 yıl önce başlayan bu yolculuk, bugün sanatı, modayı ve toplumsal duyarlılığı bir araya getiren bir vizyona dönüştü. ELLE, bu büyük yıldönümünde sadece kendi mirasını kutlamıyor; aynı zamanda kadınların geleceğine yatırım yapıyor. Çünkü ELLE, yalnızca bir moda markası değil, bir duruş, bir ses, bir dönüşüm hareketi olarak var olmayı amaçlıyor.

“Wavy Mood”, dünyanın yeniden doğmuş gibi hissettirdiği anlara dair The Newsun serisinin bir parçası. Güneşin tenine değdiği, hafif bir rüzgârın estiği ya da denizin serinliğinin ruh halini değiştirdiği o anların duygusunu yakalıyor.

“Mon Amie La Rose” adlı eser, sanatçının annesinin doğum yılına ve Françoise Hardy’nin aynı adlı şarkısına bir saygı duruşu. Geçicilik, zarafet ve zamanın izleri üzerine kurulu bu çalışma, hem Hardy’ye hem de sanatçının annesine kişisel bir armağan. Hardy’nin müziği, stili ve duruşu, modern kadınlığı yeniden tanımlayan zamansız bir ilham kaynağı olarak esere yön veriyor.

“Alarm”, Mia’nın Namibya’daki Fish River Kanyonu’nda çektiği bir fotoğraftan ilham alıyor. Doğayla baş başa, çıplak ve özgür bir an: arkadaşlar gizli bir su birikintisinde yüzüyor. Bu eser, doğayla kurulan saf bağın hem coşkusunu hem de kırılganlığını yansıtıyor.

“Supercheris”, arzunun ve aldatmacanın iç içe geçtiği, renkli ve baştan çıkarıcı bir evren sunuyor. Gourmandes Vanitésserisinin bir parçası olan bu eser, çağdaş şölen imgelerinden beslenerek haz, cazibe ve feminenliği pop bir dille yorumluyor. Hem oyunbaz hem de derin bir keşif.

Sanatçı, kıvrım fikrinden ilham alıyor, ister bir giyside, ister bir bedende ya da tuvalde olsun. Kıvrımlar, hem bedenin kırılganlığını hem de dönüşümünü yansıtır. Kumaşın esneyip bükülmesi gibi, insan bedeni de şekil değiştirir; bu benzerlik onun için hem estetik hem de düşünsel bir ilham kaynağı.

Valérie, dünyayı siyah çayla bir mendil üzerine resmetti. Üzerine ters çevrilmiş kâğıtta yer alan “ELLE” kelimesi, hem dergiye hem de gezegenimize bir selam duruşu. Bu kelime, insan ilişkilerini, bilgi akışını ve doğayla kurduğumuz kırılgan bağı simgeliyor.

Mari, ELLE’nin 80. yıldönümünü ve 1945’in savaş sonrası dünyasını yansıttı. O dönemin kadınlarının özgürlük ve bağımsızlık hayallerini, ELLE’nin umut ışığı olmasını simgeleyen bir eserle anlattı. “Flower Bomb” adlı çalışma, geçmişe saygı duruşu ve gelecek için barış çağrısı: Artık savaş ve nükleer tehdit olmamalı.

Ramona, akrilik boya, BIC kalem ve dut kağıdının zıt özelliklerini bir araya getiriyor—akışkanlık ve hassasiyet, güç ve narinlik. Bu eserinde kadın gücünü, 1920’lerden günümüze uzanan yüz hatlarıyla zamansız ve güçlü bir figürle yansıtıyor. Yanında yer alan kuş ise özgürlüğün simgesi. Renkler ve dokularla güç, direniş ve özgürlük hikayesi anlatıyor.