FATOŞ YALIN OLMAK

Bu topraklardaki kadın ve moda dergiciliğinin temelini oluşturan Fatoş Yalın, vizyonu ve yaşam tarzıyla zamansız ve gerçek bir stil ikonu.

ELLE ONLINE ELLE ONLINE 07 Ağustos 2018

Bir efsanedir Fatoş Yalın. Türkiye’de moda ve kadın dergiciliğinin kraliçesidir. Birazdan isimlerini okuyacağınız stil ikonlarından hiçbir farkı yoktur. Elinde tuttuğu çay fincanından dinlediği müziğe kadar ilham verir. Bu topraklarda henüz moda yayıncılığına dair bir şey yokken, 80’li yıllarda yaptığı işlerle dergicilik kavramını hayatımıza soktu. Bundan birkaç yıl önce 30 yıllık dergi macerasını sonlandırdığında, Nişantaşı’na kendi vizyonunu taşıdı ve butiği Fey’i açtı. Sihirli, büyülü, biraz çılgın. Manası bu. Fatoş Yalın’ın kendi dünyası gibi. O dünyayı keşfetmek için evinden de içeri girmeniz gerekiyor. Çünkü onu anlayabilmek için hayatından bir kesite şahit olmak istiyorsunuz. O kapılar açıldığında kendinizi İstanbul’da değil belki Provence’ta gibi hissediyorsunuz. 

Coco bembeyaz koltuğun en güzel köşesinde miskinlik yapıyor. Kedisi bile kendisi gibi zarif. Etraftaki kitap yığınları, duvardaki tablolar, babasının çizdiği kara kalem resimler, takı kutusu, yerdeki eskimiş bez çanta, hasır çantası, arkada çalan müzik... Her yeri karıştırmak isteyen arsız bir çocuk gibiyim, ellerimle değil gözlerimle kurcalıyorum etrafı. Anlıyorum ki trendler, sezonlar gelip geçiyor. Fatoş Yalın’sa her şeyin ulaşılabilir olduğu bir dönemde, kafası hiç karışmadan ve kendi stilinden ödün vermeden zamana meydan okuyor.  

Çünkü bir efsanedir Fatoş Yalın.

STİL

“Stil, herkesin kendine has halidir. Dışarı yansıyan hayatı, yaşadıkları, hissettikleridir. Bence hiç kimse kendi tarzını tanımlamamalı çünkü tarafsız olamaz. Dışarıdan nasıl görünüyorsa odur. Başkaları bu konuda fikir yürütebilir, o da herkese göre değişir. Benim en çok eksikliğini hissettiğim şey yaşadığım ortamda özeneceğim, onun gibi olmak isteyeceğim, hayallerimi hep daha yukarı taşımam için zorlayacak kadınlar. Hala geçmişle yaşıyorum; Diana Vreeland, Bianca Jagger, Jacqueline de Ribes, Füreya gibi birileri olsa... 40’lı, 50’li yılların anarşist ruhlu, yenilikçi insanları yok. Yokluk yıllarında yaratılan stiller, yeni tasarımcılarla ulaşılmak istenen yerden karşılaştırılmayacak kadar yukarıda. Elimde değil, klasikler bana her zaman ilham veriyor. Funny Face ve Breakfast at Tiffany’s okullarda ders diye okutulmalı bence. Son senelerdeyse Anna Karenina, Thomas Crown Affair (tabii ki Faye Dunaway’le olan), Danish Girl, Out of Africa… Ve elbette Peter Lindbergh ve Arthur Elgort kitapları.”

MODA

“Çok küçük yaşlardan beri modadan daha çok dergilere ilgim vardı. Orta okulda tüm haftalığımı Mademoiselle Âge Tendre veya Elle dergilerine yatırırdım. Fotoğraf seviyorum. Moda editörlüğü yaptığım günlerde o sayfaların yaşayan fotoğraflar olmaları ve bir hikaye anlatmaları önemliydi. Dergi sayfaları hayal kurdurmalı, özendirmeli. Bunlar olduğu zaman sergilenen kıyafetler zaten ‘moda’ oluyor.”

AKSESUAR & KÜÇÜK DETAYLAR

“Son senelerde bir aksesuar ya da kıyafete yatırım yapmaktansa üretime yatırım yapıp, onları giyiyorum. Bütün kadınlar gibi çanta ve ayakkabı seviyorum fakat bunları yatırım olarak düşünmediğim için çantada meşhur marka olmayanları tercih ediyorum.  En çok kullandığım aksesuar küpe ve bilezik, büyük takılar severim. Çılgınlık değil ama arada sırada saçma sapan, hiçbir zaman giymeyeceğim şeyler aldığım oluyor. Sanırım moda editörlüğü yaptığım zamanlardan kalma bir alışkanlıkla onlarla  çekim yapacağımı zannederek... Fakat asla giyinmeyeceğim iki şey var; deri pantolon ve Ugg bot.”

FAVORİ TASARIMCILARI

“Jacquemus’a bayılıyorum bu sene. Tüm koleksiyonunda ve onu sunuş biçiminde ne kadar hoş bir çocukluk geçirdiğini neleri modernize ederek sunduğunu hissediyor insan. Bir dergide söyleşisini okuduğumda yanılmadığımı gördüm. Bir de tüm kıyafetlerindeki  doğal seksi görüntüsünü çok hoş buluyorum. Hiçbir zorlama yok. Çok zordur bir erkek tasarımcının kadının hissettiklerini veya hissedeceklerini bu derece tahmin edebilmesi. Josep Font’un Delpozo koleksiyonları da içimi açıyor. Renklerin çarpıcılığı, uyumu kesimlerin sertliğiyle ortaya heykelleri andıran parçalar çıkartıyor. Giymesem de çerçeveletip evime asmak istiyorum.”

MODA ENDÜSTRİSİ

“Moda dünyasında beni ne heyecanlandırır bilmiyorum ama bu soru aklıma başka bir soru getirdi. Ya moda da değişim bir anda dursaydı, neler olurdu? Dünyadaki bir bölüm bilgisayar sisteminin durması gibi bir şey. Evet  ölümler olmazdı ama yok olmalar başlardı. Tasarımcılar, fotoğrafçılar, dergiler, defileler, Suzy Menkes, blogger’lar, modeller, alışveriş tutkunları, moda kurbanları hiçbiri yok. O kadar sürprizlerle dolu bir sektör ki insanın ilgisini çekmemesi, heyecanlandırmaması imkansız. Ekonomilere katkısı çok ama bütün bunları bilmeme rağmen, belki  kolay ulaşılır ve tüketilir olmasından dolayı, belki herkes ayni tuzağa düştüğü için bana itici geliyor. O yüzden de zamansız kıyafetler üretiyorum.”

GÜZELLİK VE BAKIM RİTÜELİ

“Su, su, su... Suyla çok yakın ilişkideyim, gün içinde birçok defa yüzümü yıkarım. Hayatımda makyaj çıkarıcı kullanmadım,  gözaltı kremini hiç ihmal etmem. Ağır makyaj yapmam, fondöten hiçbir zaman kullanmam. Kiehl’s vücut kremi ve el kremlerinden vazgeçmem.”

YAZI: Serli Gazer Boyacı
FOTOĞRAFLAR: Bige Yalın

ELLE Temmuz 2018/07

Dergide Bu Ay

ELLE Nisan Sayısı Çıktı!

ELLE Nisan Sayısı Çıktı!

Yeni sayımızın kapağında oyuncu Hazar Güçlü var.

BU SAYIDA NELER VAR?

E-Bülten Aboneliği

E-bültenimize şimdi abone olun,
magazin dünyasındaki tüm gelişmelerden anında haberiniz olsun.