Spice Girls 90’larda hayatımıza girdiğinde “girl power” tanımı birden popüler kültürün ve ana akımın mevzusu haline gelmişti. Kızlar sahneden çekilirken, bu söylemin de içeriği değişti, daha ciddi anlamlar edinmeye başladı. Daha özgür olmaktan ve bireysel olabilmekten, kendi olma halimize evrildi. Bir noktada çözülmeyi yaşadık ve Maya Angelou “Ayağa kalk ve kim olduğunu fark et” dediğinde aslında gücün yeni versiyonundan bahsettiğini anladık. Peki 2000’li yılların ikinci onluğunun sonuna yaklaştığımız bu zaman diliminde güç ve güçlü olmak ne demek?
Bu soruyu tam da birkaç ay önce farklı alanlarda kendi güçlerini ortaya koyan tasarımcı, oyuncu, müzisyen, sanatçı, sporcu kadınlara sormuştuk. İçinizdeki gücü nereden buluyorsunuz? Kimisi gücü sevgide bulduğunu anlatmıştı. Bir diğeri başkalarına dokunabilmekten ve onlarla birlikte güçlenmekten bahsediyordu. Hayatı iki uçta yaşamaktansa dengeyi bulunca buna ulaştığımızı söyleyenler oldu. Bazıları için özgürlük en büyük güçtü. O an emin olduk; güç dev paralar kazanmaktan, harika vücut ölçülerine sahip olmaktan, sosyal medyada binlerce kişi tarafından takip edilmekten daha fazlasıydı. Bangladeş’te çok zor ve üzücü şartlarda 2 Dolar’a üretilen, üstünde “girl power” yazan bir tişörtü giyinmekten çok ötesi.
Güç artık sadece aktivizmle uğraşmak, feminist olmak ya da başkalarının güçlenmesi için el uzatmak değil. Gerçek anlamda kendimizin farkında olmak ve hayatımızı istediğimiz şekilde yaşamakla ilgili. Eski sürüm gücü zaten satın alabilirsiniz. Kolunuzda son dönemin en hip çantası varsa, yüksek topuklularınızla boyunuzla birlikte özgüveninizi de yükseltiyorsanız bu artık güç demek değil. İşler son zamanlarda biraz değişti. Bu yıl 25.si düzenlenen Women in Hollywood etkinliğine, üstünde oversized bir Marc Jacobs’la katılan Lady Gaga’yi hatırlayın. Bu özel gece için onlarca işlenmiş elbise, tüylü şapka, ipek tasarım denediğini ama hiçbirinde kendisi gibi hissetmediğini açıkladı. Sonra
Marc Jacobs takımı giydiğinde... “Ağlamaya başladım. Ben cinsel saldırıya uğramış, hâlâ saldırganın ismini söyleyecek cesareti bulamayan, kronik ağrılarla yaşayan, çok küçük yaşlardan itibaren erkeklerin bana ne yapmam gerektiğini söylediği bir hayat yaşıyordum. Bugün gücümü geri aldım. Bugün pantolon giyindim” dediği 20 dakikalık konuşması sosyal medyaya bomba gibi düştü. 2018 yılında, gücün tanımı tam olarak bu şekilde değişti işte. Özgürce, istediğiniz gibi yaşayabilmek olarak...
Tabii ki üstünde “girl power” ya da feminist yazan bir tişört giyebilirsiniz fakat taşıdığınız mesajın ciddiyetinin farkında mısınız? Daha fazla hareket etmeye, elinizi taşın altına koymaya cesaret edebilir misiniz? Sahte güçleri gerçek güçlerden ayırabilir misiniz? Sistem bize sınırlar koyarak (güzel ol, kusursuz ol, o çantaya sahip ol) gücümüzü bastırmamızı talep ederken Angelou’nun dediği gibi gerçekten kendiniz olabilir misiniz? İlla muazzam bir kariyere, yüklü bir banka hesabına, kusursuz bir vücuda ya da ideal bir aileye sahip olmak durumunda değilsiniz. Güçlü olmak, bunlara sahip olmak zorunda olmadığınızın farkındalığıyla başlıyor. Güçlü olmak kendimizin en gerçek halini ortaya koyarak başlıyor.
Yazı: Serli Gazer Boyacı
ELLE 2018, Aralık sayısından alınmıştır.