Birlikte Mango için çalışan çiftle yaptığımız röportajdan sonra, Mango’nun sonbahar - kış 2018 koleksiyonunu incelemek için fotogaleriye bakmayı unutmayın…
Partner kelimesini tanımlayabilir misiniz?
Langley: Partner olmak bence suç ortaklığı gibi birşey. Her şeyi birlikte yapmak istediğin birisi ile olmak. Olabilecek en güçlü arkadaşlık türü ya da bundan da ötesi.
Juliette: Bence doğru. Bu bir takım işi.
Tek kelime ile hayat partnerini tanımlar mısın?
Juliette: Sanırım ‘aşk’ kelimesini kullanmayı tercih ederim. Çünkü bu insanı hayatının sonuna kadar tolere etmek zorundasın. Sizi bir arada tutabilecek tek şey aşk.
Langley: Katılıyorum.
Birlikte olmanızın en güzel yanı nedir?
Langley: En güzel yanı, mutluluk hissediyorsanız, göz yaşlarınızı paylaşabiliyorsanız… Juliette: Göz yaşları? Mutluluk göz yaşları mı?
Langley: Mutluluk göz yaşları. Göz yaşı dökebilecek kadar birbirinize güvenmek.
Juliette: Evet.
Juliette’in en iyi tarafı nedir sence?
Langley: Juliette’in en tarafı… Ben ona Julio diyorum.
Juliette: Maskülen tarafım. Langley: Kişiliği, çok eğlenceli birisi…
Sence Juliette senin için ne derdi?
Langley: Muhtemelen benim bir palyaço olduğu söylerdi.
Juliette: Evet, ama aynı zamanda çocuk da derdim. Çocuk bir palyaço.
Langley: Çocuk bir palyaço mu?
Juliette, Sence Langley’nin en iyi tarafı nedir?
Juliette: Bu tamamen bir karışım aslında. Çocuk tarafı çok çekici, her şeye gülebiliyor ama aynı zamanda çok ciddi de olabiliyor ve çok cömert.
Sence Langley senin için ne derdi?
Juliette: Dürüstçe söylemek gerekirse, o da benim ciddiyetsiz tarafımdan bahsederdi.. Emin değilim.
Langley: Evet. Ama aynı zaman ciddisin de…
En güzel anınız?
Juliette: Ah düşünmem lazım! Ben Mango için asistan stilist olarak çalışırken tanıştım onunla. O da mankendi. Sanırım bu tanışmamız aslında sıradışı ve eğlencili.
Langley: Şimdi ise halimize bak! Yine Mango ile çalışıyoruz..
Langley, Juliette’in en garip ama hoşuna giden tarafı ne?
Langley: Yani… Bir ısırma problem var mesela. İlk başta şirin geliyor ama acıtana kadar
Juliette: Evet… Langley geceleri kulak tıkacı ile uyuyor. Ben de uyumadan önce günümün nasıl geçtiğini anlatmayı çok seviyorum. Ama o duymuyor. Bir de çoraplarıyla uyuyor. Bu biraz sinir bozucu ama aynı zamanda da çok şeker.
Langley: Sen lenslerini çıkarıyorsun ben de kulaklarımı tıkıyorum. Bu aynı şey.
Juliette: O zaman ben körüm, sen de sağır. Bu harika!
Birliktelik sizin için ne demek?
Langley: Benim için sanırım sevdiğim bütün insanların benimle birlikte doğum günümü kutlamaya, büyüdüğüm yere Idaho’ya gelmeleri olur. Bence bu harika bir an olurdu. Ya da doğada en yakın arkadaşlarımla birlikte vakit geçirmek.
Juliette: Çok şairane!
Langley: Öyleyimdir.
Juliette: Benim için de birlikte seyahat etmek demek olabilir. Başka ülkelerde yeni insanlar tanıyabiliyorsun ve bu çok güzel.
Langley: Ya da birlikte yemek yapmak.
Juliette: Evet evet!
Langley: Hep beraber.
Juliette: Evet. Seyahat etmek ve yemek yapmak.
Peki birlikteliği nasıl tanımlarsınız?
Langley: Bence birliktelik sevdiğin insanlarla birlikte olmak ve sevgiyi hissetmek. Birbirinize olan ilgiyi görmek. Benzer taraflarınızı görmek. Beraber olmak yani.
Juliette: Ben de insanlar arasındaki kaynaşma derim. Ortak görüşe sahip olan insanlarla olmak birliktelik hissini verir.
Langley: Ya da mesela birbirini tanımayan iki arkadaş grubunu tanıştırdığında çok iyi anlaştıklarını görürsün. Bu da sana birliktelik hissini verir.
Juliette: Evet, çok doğru.
Bu cümleyi tamamlayabilir misiniz? ‘Beraberlik….. olunca daha güzel.’
Juliette: Beraberlik birlikte sevince, yemek paylaşınca, birlikte uyuyunca daha güzel. Yanlız olmamak aslında bir lüks.
Langley: Beraberlik aşk olunca daha güzel. Bak bu harika!
Juliette: Birlikte olunca daha güçlü, daha yaratıcı oluyoruz.
Langley: Evet doğru!
Hayat mottonuz nedir?
Juliette: Sen başla!
Langley: Sanırım benimki ‘mutlu olduğun her şeyi yap, seni mutsuz eden şeyleri de yapma’.
Juliette: Benimki, sanırım hiçbir şeyi fazla ciddiye almamak olurdu. Bazı şeyleri hafife almak mutlu olmanın yolu bence.
%20copy.jpg)
