Cuma sabah saat 07.15’te kalkan uçak, New York saatiyle 11.30’da JFK Havalimanı’na iniş yaptı.
Saat 13.00 civarında 5th Avenue ile Central Park’ın köşesinde bulunan St. Regis New York Otel’e vardık. Burası, yeni dizayn edilmiş Bentley Süiti’yle muhteşem bir otel. Bu süitte konaklayan misafirler, Bentley marka arabayla havalimanından alınıyor ve istedikleri zaman da geri bırakılıyorlar. Uşak ve concierge servisleriyle konaklamamız boyunca keyfimize diyecek yok. Zamanımız olsa otelde konaklayıp tadını çıkarmak isterdik. Ancak kendimizi ışıl ışıl süslenmiş New York sokaklarına attık.
New York’ta ilk gün
48 saat içinde New York’ta yapılacak öyle çok şey var ki hangisiyle başlayacağımıza karar vermekte zorlandık. Zor da olsa keyifli bir New York rotası çıkarmayı başardık.
Hızlı ve güzel bir öğle için, otele yakın 21 Club Bar Room ’u öneriyoruz. Özellikle cuma günleri çok keyifli oluyor. Tavuklu salatasını veya hamburgerini mutlaka denemelisiniz. Yemek sonrası, alışverişle lezzetlenen şehir turuna başladık. Özellikle SoHo’daki butikleri gezmenizi öneririz. Gitmişken Magnolia Bakery, James Perse ve Bookmarc’ı mutlaka gezmelisiniz. Zor olacak ama alışveriş yaparken kendinizi kaybetmemeye özen gösterin.
Akşam yemeği için Spotted Pig’e yer ayırttık. Burası küçük bir mekan olmasına rağmen, birçok kişinin iş çıkışı takıldığı bir yer olmayı başarmış. Menü basit ama yemekleri çok başarılı.
Saat 23.30 gibi New York’un en iyi ve cool gece kulüplerinden biri olan Double Seven ’a gittik. Girişi en zor kulüplerden Double Seven’ın kokteylleri muhteşem. Müzikse gerçekten harika. Burada, kim olursanız olun sıranızı beklemek durumundasınız.
Gecenin diğer mekanı Chelsea bölgesindeki 1-OAK isimli kulüp. Mekan küçük olduğu için tıkış tıkış oluyor. Bu dezavantajına rağmen çok keyifli. Gitmeden önce rezervasyon yaptırmanızı tavsiye ederiz.
Cumartesi sabah kalktığımızda ilk işimiz kahvaltı öncesi Central Park’ta yürüyüş. Sabah yürüyüşünün ardından kahvaltı için Sarabeth ’e gittik. Burada zaman zaman çok sıra beklemenizi gerektirse de özellikle omletleri denemeye değer. Kahvaltı sonrası 5th Avenue’da genel bir yürüyüşün ardından Park ve Madison Avenue’deki dükkanları gezdik. Cumartesi gününün korkutan trafiği nedeniyle taksiden daha hızlı ulaşım sağlayacağını düşündüğümüz için metroyu tercih ettik. Ver elini SoHo! Burada her gün yeni bir butik açılıyor. Tam bir alışveriş cenneti!
Öğlen yemeği için Ed Lobster Bar ’a uğradık. Leziz ve özel hazırlanmış kabuklu deniz ürünleri ve balık ziyafetinden sonra alışverişe devam ettik.
Cumartesi akşamı neler yapılır?
Cumartesi günü, akşam yemeği için süper bir mekan olan Soho House’ta yemek yedik. Sadece üyelerine hizmet veren kulübe, üye olan bir tanıdığınız varsa mutlaka gitmenizi öneririz. Herkesin hemen ayak uydurabildiği hoş bir atmosferi var. Yemek ve zengin şarap seçeneklerine sahip mekan, gecenin ilerleyen saatlerinde kulübe dönüşüyor.
Gece hayatının diğer popüler mekanı, Jimmy at the James Otel’in içindeki bar.
Son durağımızsa, Midtown bölgesinde yer alan ve otele yakın olan LAVO adlı gece kulübü. New York’un en stil sahibi ve trendy insanlarını görmek, eğlenmek ve paranın nasıl harcandığını öğrenmek isterseniz doğru adrestesiniz.
Sabahın ilk ışıklarına kadar eğlendiğimiz geceyi, iki blok ötede bulunan muhteşem otelimiz St.Regis’e kadar yürümeye karar vererek taçlandırdık.
Dönüş zamanı
Pazar günü otelde güzel bir kahvaltının ardından, kahvelerimizi New York havasını soluyarak içmek için Central Park’a gittik. Elimizde kahvelerimiz, Boathouse’a kadar güzel bir yürüyüşle veda ettik bu şehre. Kısa ama dolu dolu ve eğlenceli bir hafta sonuydu.
New York’u İlker Topdemir'in gözünden görmek için tıklayın!
