Katıldığım yoga eğitmenliği programının ilk gününde 6 ay boyunca dedikodu yapmayacağımıza ve biri hakkında kötü konuşmayacağımıza söz verdik. Aklıma takıldı, screenshot’larla yaptıklarımız da dedikodu sayılır mı? Sinirimizi bozan insanların story’lerinden, Instagram post’larından ekran görüntüsü alıp, yakın arkadaşlarına göndererek onları çekiştiren kaç kişiyiz? Eminim çok. İş arkadaşlarınızın size yazdıklarını kaydedip, bunları sonra diğer iş arkadaşınıza hiç gösterdiniz mi? Sevgilinizin eski kız arkadaşının fotoğraflarından screenshot alıp ne kadar çirkin olduğunu herkesle paylaştınız mı? Ben hepsini yaptım. Ellerimiz hiç düşünmeden, bir refleks olarak orta ve ses düğmesine aynı anda basmayı öğrendi. Bu neredeyse insanın el anatomisini değiştirecek, evrimsel bir harekete dönüştü. Aynı anda, içimizdeki kötü ortaya çıktı. En ağır ve acımasız eleştirileri görsellerle, yazılarla destekledik. İleride delil olarak kullanmak (ve belki başkalarıyla da paylaşmak) için sadece bize yazılan bir WhatsApp mesajını kaydettik. Sonra 2017’nin bir noktasında Apple screenshot alma işini başka bir boyuta taşıdı, adını screen recording koydu. Telefonunuzun ekranında izlediğiniz bir videoyu da galerinize kaydedebilmeyi mümkün kıldı. Bu bir nevi screenshot 0.2 sürümü olarak hayatımıza girdi. Dedikodu kapasitemiz level atladı.
SÖZ UÇAR, SCREENSHOT KALIR
Pişmanlıklarınız artık kozmik evrenin bir yerlerinde kaybolmuyor, birilerinin kamera galerisinde sonsuzluğunu koruyor. Siz paylaştığınız bir fotoğraftan veya story’den vazgeçip onu silmiş olabilirsiniz, ama bu o paylaşımın birinin telefonunda yaşamaya devam etmediği anlamına gelmiyor. mSonuç? Zaten pek de gizliliği kalmayan hayatlarımızın mahremiyetini koruma hakkı ikinci kişilerin eline geçti. Arkadaşlar arasında yaşanan dramalar, sevgilinin söyledikleri, insanların en çirkin halleri, ünlülerin birbirlerine sataştığı tweet’ler, Instagram post’ları... Diyelim ki bir kız arkadaşınıza bir konuyu mesajla anlattınız, bilin ki bunu sadece arkadaşınızla değil, muhtemelen onun arkadaşlarıyla da paylaşmış oluyorsunuz. Artık söz uçmuyor, screenshot’lar sayesinde her şey kalıyor. Daha da kötüsü, bir başkasının fotoğraf galerisinde sonsuz oluyor. Bazı durumlarda bu büyük skandallara dönüşebiliyor.
Geçtiğimiz aylarda Azelia Banks, Elon Musk ve kız arkadaşı Grimes arasında yaşananları hatırlıyor
musunuz? Şarkıcı Grimes ve Azelia Banks birlikte müzik yapmaya karar verirler. Grimes, Azelia’yı sevgilisi Elon Musk’ın evine davet eder. Sonra işler sarpa sarar... Günlerce çalışmak için beklediğini iddia eden Azelia Insta Story’den şunu paylaşır: “Bütün hafta sonu Grimes’in asit etkisinde saçmalayan salak sevgilisiyle uğraşmasını bekledim.” İşler daha da çirkinleşir ve Azelia, Elon Musk’ı ırkçılık, uyuşturucu bağımlılığı ve bir sürü başka şeyle suçlar. Son cümlesi “İkisi de keş. Adam asit yapıştırıp Tweet atıyor ve kendi işini mahvediyor. Gerçek bir beyinsiz” olur. Hemen ardından Elon Musk’tan açıklama gelir. “Onu tanımıyorum. Evime asla gelmedi.” Bu hayatta ne yapın edin Azelia’yı sinirlendirmeyin. Ne de olsa, Beyonce’ye bile sataşma cürreti gösteren biri. Ne olursa olsun geri çekilmez. Şimdi tahmin edin Azelia’nın bu olayda haklılığını kanıtlayan ne oldu? Screenshot’lar! Grimes ile aralarında geçen yazışmalarda çok özel bilgiler de vardı. Mesela Grimes sevgilisi Elon’ın aksanının sahte olduğunu öne sürüyordu. Rusların onu öldürmek istediğinden bahsediyordu. Ve mesajların bir noktasında dev cinsel organının olduğu da yazıyordu. Kızlar arasında geçen bu sıradan mesajlaşma, Azelia’yı haklılığa ulaştıran bilet oldu.
Çok konuşulan bir başka ekran görüntüsü skandalı da James Franco’dan geliyor. O zamanlar 34 yaşında olan James, Of Mice and Men oyununu izlemeye gelen ve kendisiyle fotoğraf çektiren Lucy’yle Instagram’dan mesajlaşmaya başlar. Kızın 17 yaşında olduğunu mesajlaşırken öğrenen James geri adım atmaz ve Lucy’yle ısrarla görüşmek ister. Hatta öyle ileri gider
ki “Bir otel odası tutayım mı?” diye mesaj atar. Kızımız konuştuğu kişinin James Franco olduğuna inanmayınca, oyuncu bir selfie gönderir. “İşte benim. Evet mi hayır mı? Yarın mı Perşembe mi?” yazar. Lucy ise “18 yaşına basınca geri geleceğim. İskoç arkadaşlarım bu konuşmaya asla inanmayacak” İskoç arkadaşlarım bu konuşmaya asla inanmayacak” yazdıktan sonra, belki de arkadaşlarına kanıtlamak için şöyle devam eder “Adımı bir kağıda yazıp bir selfie çekersen seninle buluşmaya gelirim.” James Franco kızın dediğini yapar. Lucy’nin aldığı screenshot Twitter ve dedikodu sitelerinde fırtına estirir. Ekran görüntüleriyle ilgili bir başka enteresan olay da bundan birkaç yıl önce eBay’de gerçekleşti. İnternet sitesinde, bir screenshot sanat eseri olarak satışa sunuldu. 500 USD’den başlayan bu ekran görüntüsünün fiyatı 90.000 USD’ye kadar çıktı. Yeni dönem sanat eseri böyle bir şey olabilir mi? İnsanların aklına takılan buydu.
Ekran görüntülerini sadece dedikodu yapmak ya da sanateseri satın almak için kullanmıyoruz tabii ki. O an komik bulduğumuz meme’ler, beğendiğimiz saç rengini/kesimini kuaförümüze göstermek için kaydedilenler, sonra okunacaklar, ev dekorasyonu için fikir, sevdiğimiz sanatçının bir işi, stilini beğendiğimiz birinin kombinasyonları, ilham veren bir söz, belki bir yoga hareketi ya da şekersiz ve unsuz kekin tarifi. Instagram’ın screenshot alınca karşı tarafa uyarı göndereceği haberleri yayıldığında topluca siber panik atak geçirdik, hatırlar mısınız? Bunu yakın arkadaşlarımızla test edip uyarı gitmediğini görünce rahatlayıp yolumuza devam ettik. Bir yerde kontrolden çıktık ama nerede? Kasım sayısı konu toplantısında bu yazıdan bahsedince bizim ekibe de sordum, telefonunuzun screenshot klasöründe kaç fotoğraf var. İsim vermiyorum, dedikodu yapamam. Küçükten büyüğe gidiyorum; 44, 224, 308, 784, 1070, 1412, 2827... ve sıkı durun 3109!
Sahi, ekran görüntüsü almadan yaşadığımız günler nasıldı? Teknoloji böyle bir şey, hayatımıza girmeden önce yokluğunu anlamayız fakat bir kere alışınca da onsuz yapamayız. Şimdi size meydan okuyorum. Günde kaç tane screenshot aldığınızın farkında mısınız? Galerinizi kaç tane gereksiz fotoğrafla dolduruyorsunuz? Buna bir son verebilir misiniz? Eski günlerdeki gibi, gördüklerinizi zihninize işleyebilir, göstermek istediklerinizi tasvir edebilir misiniz? Anı yaşayabilir misiniz?
Yazı: Serli Gazer Boyacı
ELLE 2018, Kasım sayısından alınmıştır.