TESADÜFLERE İNANAN VAR MI?
The Toms haberi yapacaktım ki olay bambaşka bir boyut kazandı. Nasıl mı?
ELLE ONLINE 10 Haziran 2014Toms'ları hepimiz biliyoruz. Kanvas ve pamuktan yapılan bu çevreci ayakkabıların en önemli özelliğiyse ‘one for one' oluşu. Yani aldığınız bir çift Toms'la, ayakkabıya ihtiyacı olan Güney Afrika'daki çocuklara da bir tane bağışlamış oluyorsunuz. Size bu havada devam eden, daha bilgi dolu, günün anlam ve önemine değinirken –malum Dünya Çevre Günüydü- 8.'sini yaptığımız Yeşil Sayı'yla da gönderme yapacaktım ki olay bambaşka bir boyut kazandı. Nasıl mı?
Bir gece önce haber için bilgi toplarken, yaratıcısı Blake Mycoskie'yi araştırmaya başlıyorum. 2006 yılında Arjantin'e yaptığı seyahatte, çocukların çoğunun ayakkabısı olmadığını gören ve neler yapabileceğini düşünürken Toms markasını kuran Mycoskie, hem maceracı, hem çocukları önemsiyor, hem de basit sayılabilecek bir tasarımı, ‘çarık' diyebileceğimiz bir ayakkabıyı dünyaca ünlü bir markaya dönüştürüyor. Önce biraz dirensem de çok severek giymeye başladığım bu ayakkabıyı tanıyorum ve yaratıcısı Blake Mycoskie hakkında daha çok bilgi arıyorum. Tamamen haber için! Gördüğüm şeyse; maceracı, tasarımcı, çocukları seven bu kişinin aynı zamanda, birçok Hollywood yıldızına taş çıkaracak kadar yakışıklı olması!
Tabii kızkıza çalıştığımız bir ofis ortamımız var; hemen bu bilgileri onlarla paylaşıyorum; biraz Toms'tan çokça Blake'ten bahsederek. Buraya kadar her şey normal değil mi? Peki ya bu insanı çok alakasız bir ortamda aynı gün, bugün, tam da karşımda gördüm desem!
Bir etkinlik için Belvü Jatomi'deydim, tam ayrılmak üzereydim ki kapıda bir adam, onun aynısı! ‘Çok benziyordur heralde, bu kadar tesadüf olamaz...' diye düşündüm. Sonra da 'Bu kadar benzerlik olamaz.' diyince hemen ayaklarına baktım. Sakın gülmeyin, amacım Toms giyip giymediğine bakmaktı. Ve evet ayaklarında Toms vardı! Sonrasında ise kendimi anne-babasının zoruyla, bildiği İngilizce yes ve no'dan ibaret olan 6 yaşında bir çocuk gibi Blake'e derdimi anlatırken buldum. Bir toplantıya giriyordu ve sabah çok erkenden uçağı vardı. Sonrası için röportaj sözü aldım tabii ama bunları nasıl yaptığım konusunda bir fikrim yok.
Yanlış anlaşılmak istemem. Beni asıl etkileyen şey Blake Mycoskie'nin ne kadar hoş olduğu değildi. En azından onu gördükten sonra, artık değildi. Almam gereken mesaj farklıydı. Çok fazla inanmadığım ya da son yıllarda çok abartıldığını düşündüğüm için burun kıvırdığım ‘evrene mesaj yollama' konusunu önemsemem gerekiyordu. Toms markasını inceleyecekken yazımın geldiği boyutsa -biraz Güzin Abla, biraz Haydar Dümen- heyecanımı sizinle paylaşmak ve sizden de inancınızı yitirmemenizi istemek. Whatsapp'tan mı yazarsınız DM mi atarsınız; yeter ki mesajınızı yollayın. Snapchat'I tavsiye etmem, kısa süreli mesajlar etkili olmayabilir.
Editörün Notu: ‘Sesiniz duyuldu da, görünce ne oldu yani?' diyorsanız sonucun bir röportajla bitmesi gerekmiyor. Hayat, haber için fotoğrafını masaüstünüzde tuttuğunuz Amerikalı adamı 2 saat sonra İstanbul'da tam da karşınızda görmek kadar heyecan verici sürprizlerle dol
SON HABERLER