ERTELEMEK GÜZELDİR
Ertelemenin hiç de kötü bir şey olmadığını hiç düşündünüz mü?
ELLE ONLINE 27 Kasım 2014#text>
Ta çocukluğumuzda tanışırız ertelemenin kötü olduğuna dair baskıyla. Ertelenmemesi gereken ödevlerle başlayan hayat, kaçırılmaması gereken iş görüşmeleri, zamanında teslim edilmesi gereken dosyalar, karşılık ve sorumluluk bekleyen aşklar, bitmek bilmeyen bir görevler silsilesiyle devam eder. Ertelemek kötüdür, aylaklıktır; “Bugünün işini yarına bırakma der” ne de olsa ünlü atasözü. Kişisel gelişimin moda olduğu son yıllardaysa “hayatı erteleme” ya da “mutluluğu erteleme” gibi klişe söylemleri ne çok duyar olduk, farkında mısınız? Ertelemenin eylemsizlik olduğuna dair baskının en önemli sonuçlarından biriyse bizde yarattığı suçluluk duygusu ve işe yaramama hissi. Hangimiz ödevleri son güne bırakmanın, masamızda biriken dosyalara göz atmayı ötelemenin, aşkta harekete geçmemenin ya da evlenip çocuk yapmayı ertelemenin sebep olduğu suçlulukla kıvranmadık ki? Üstelik “tembel ve kaytarıcı” sıfatlarıyla da “ödüllendirildik”. Çağımıza damga vuran mükemmeliyetçi duruşun dışavurumu olarak da okuyabiliriz ertelemenin kötü olduğuna dair yaygın inanışı. Durum böyleyken 71 yaşında bir adamın, hemde bir Stanford Üniversitesi profesörünün, “ertelemek iyidir” demesi ve hatta ertelemenin sanat olduğuna dair makaleler ve ardından bir kitap yazmasına ne dersiniz? Belki de ertelemek bu denli ağır bir ötekileştirilmeyi, bu denli ciddi bir suçlamayı hak etmiyordu. Kitabıyla erteleme eylemini adeta temize çıkaran John Perry'ye kulak verirken, Mark Twain'in “Bugünün işini yarına bırakma, mümkünse ertesi güne bırak” sözlerinin de anlamı üzerine düşünelim.~ #text>
#text>
Türkçeye Sel Yayıncılık'tan “Erteleme Sanatı, Oyalanma, Savsaklama ve Kaytarma Rehberi” olarak çevrilen “The Art of Procrastination” isimli kitabında John Perry, “Ben bir sistematik erteleyiciyim, yani diğer bazı işleri yapmayarak çok iş kotaran biriyim. Yani başka işleri yetiştirmek için erteliyorum” diyor. Hangimiz önümüzde önemli işlerin listesi dururken bunları yapmamak için bambaşka görevlere soyunmadık? Bu aşamada şöyle yardımımıza koşuyor Perry: “Tüm erteleyiciler yapmaları gereken işleri savsaklarlar. Sistematik erteleme bu olumsuz kişisel özelliği lehinize çevirme sanatıdır. Buradaki ana fikir, ertelemenin kesinlikle hiçbir şey yapmamak anlamına gelmediğidir. Erteleyen insanların hiçbir şey yapmaması nadir görülen bir şeydir.” #text>
#text>
İşleri yetiştirememe ve başarısızlık duygularıyla savaştığımız çağda erteleme sanatının inceliklerini öğrenmek hem nefes almamızı hem de normalde yapmayacağımız bir sürü işin yerine getirilmesini sağlayacak. Pozitif ertelemeyi savunan Fransız gazeteci David Equainville, geçtiğimiz martta çıkan “Le Manifeste du 25 Mars” kitabında pozitif ertelemeye methiyeler düzerken her yıl 25 Mart'ın Dünya Erteleme Günü olarak kutlanmasını öneriyordu. Siz de sadece 25 Mart'larda değil her gün, yapılacak işlerin bir gün sonra ya da daha ileri bir tarihte de yapılabileceğini düşünerek, sistematik ertelemeye girişerek daha mutlu, stressiz ve yavaş bir hayat sürdürebilirsiniz. #text>
#text>
#text>SELİN MİLOŞYAN
SON HABERLER