Prag'da 1973 yılında doğan Eva Herzigova, modellik kariyerine 16 yaşındayken kazandığı güzellik yarışmasıyla başladı. Paris'e taşınıp popüler bir süper model oldu. İlk “bayan Wonderbra” olarak tanındı. “1990'ların Marilyn Monroe'su” olarak anıldı. Ve şimdi de Dior'un yüzü.
Dior sizin için ne ifade ediyor?
Benim için Dior, zarafet ve kadınsılığı temsil ediyor. Hemen aklıma Monsieur Dior'un etek boyuyla devrim yaratması geliyor: New Look tarzı. Ve anılar, defileler ve tabii ki şovların kulisleri; hepsi de sihirli ve göz alıcı...
Mösyö Dior'la tanışsaydınız, ona ne söylerdiniz?
Bana bir gece elbisesi yapmasını isterdim! Boyun kısmına doğru uzanan çiçeği ve beyaz eldivenleriyle Dior imzalı gelinliği içinde Grace Kelly'yi hâlâ gözümde canlandırabiliyorum.
Neden Dior?
Dürüst olmak gerekirse, benim alanımda Dior “saf bir incelik” demek. Bu yüzden, böyle bir modaeviyle ilişki içinde olmak benim için büyük onur.
Kendi tarzınızı nasıl tanımlarsınız?
Her zaman değişim içindeyim. Yine de kadının erkeksi görünmesini seviyorum. Mokasenlerle birlikte giyilen pantolon ve üzerine kadınsı, tiril tiril hoş bir şeyler.
Sizin için gerçek lüks nedir?
Zaman! Bir kariyeriniz var, bir annesiniz, kendi hayatınızı yaşıyorsunuz ve zaman öylece akıp gidiyor!
Güzellik algınız zamanla değişti mi?
Önceleri güzellik daha çok henüz olgunlaşmamış gösterişli kadınsılıkla ilgiliydi. Bugünse farklı bir güzellik algım var; daha sofistike bir his. Neredeyse klasik, çift cinsiyetli bir kadın gibi. Daha “rahat”, otantik ve kendine güvenen bir güzellik. En nihayetinde bu, oldukça Fransız ve Parisli bir güzellik; öyle değil mi?~
“Yaşlanmayan güzellik” sizin için ne ifade ediyor?
Cildinizde kendinizi iyi hissetmekle ilgili. Kelimenin tam anlamıyla. Fakat “yaşlanmayan güzellik” ifadesi, başka bir fikri de ortaya çıkarıyor. Ve bence bu, ekstra bir zeka dokunuşu. Zamanın ötesine ulaşan, yaşlanmayan güzelliği ifade edebilmek, belirli bir yetenek gerektirir.
Ne zaman cilt bakımıyla ilgilenmeye başladınız?
Size komik gelecek ve belki de yalan söylediğimi düşüneceksiniz fakat Paris'e ilk geldiğimde, Capture göz kremi almaya gittim. Bu her zaman kullandığım kremdir. Mağazaya gittiğimde “Bu size göre değil küçük hanım, 35 yaş ve üstü kadınlar için” dediklerini hâlâ unutmadım. Ben de şöyle demiştim: “Umurumda değil, o kremi istiyorum.”
Günlük güzellik ve cilt bakım rutininiz nedir?
Sabah kalktığımda ve gece yatarken cildimi temizlerim. Ve sonrasında nemlendiririm. Tenimde o temizliği hissetmek benim için çok önemli!
En iyi güzellik ipucunu kimden duydunuz?
Hem güzellik, hem de makyaj ipuçlarını bir arada söyleyebilirim. Kaşların çok önemli olduğunu düşünüyorum, yüze şeklini veriyorlar. Ve tabii kalemler de kaşları belirginleştiren en iyi araçtır. Stéphane Marais, bana farklı bir iyi ipucu daha verdi: Gözünün içine siyah kalem çek. Ardından, tıpkı ağlarken yaptığın gibi ovala veya kulak çubuğuyla yay. Buğulu bir “ertesi gün” görünümü oluşacaktır; oldukça Peter Lindbergh bir hal!
Annenizden aldığınız güzellik ipuçları nelerdi?
Annem bana her zaman temiz ve düzenli olmayı öğretti. Bir de aklıma gelmişken, ben annem kadar güneşi sevmezdim: Küçükken benimle birlikte dışarıda yürüyemezdi çünkü ben sürekli “yakıyor!” diye bağırırdım.
Size ilham kaynağı olan bir rol model var mıydı?
Büyüdüğüm yer, eski komünist ülkelerden olduğundan, birilerini örnek almak gibi bir şey söz konusu değildi. İlham perileri benim kültürüme ait değildi ve yatağımın başucunda posterlerle veya hayran olduğum kişilerin resimleriyle büyümedim. Fakat tüm yaşamını bir sebebe adayanlara da hayranlık duyuyorum.
Peki moda ikonu?
Françoise Sagan'a, onun yürüyüşüne ve o “rahat” davranışlarına her zaman hayran olmuşumdur. Onun tarzını seviyorum; özgürlüğü, giyinme kurallarından geliyor: Herkes güzel giyinir, Sagan'sa büyük bir erkek kazağı çeker üzerine, işte bu çok ilham verici. Tam bir rock'n'roll! Kadınsılığın da ötesinde yaşam tarzını, cazibeyi temsil ediyor.
ESRA ÖZÜBEK
