“Bebek” kadar, seçilen “Tedavi merkezi” de önemli!
Tüp bebek tedavisine başlayacağız, ama nereye başvuralım?


#text>
#text>ELLE: Dünden bugüne tüp bebek merkezleri hangi noktada?
Doç. Dr. Ulun Uluğ: 12 yıldır ağırlıklı olarak tüp bebek konusunda çalışıyorum. üp bebek tedavi yöntemlerinin sadece ülkemizde değil dünyanın birçok yerinde halen nispeten yeni bir uygulama olduğunu düşünecek olursak, ben de bu konuda kendimi tecrübeli olarak görüyorum. Mesleğe ilk başladığım yıllarda, İstanbul'da özel veya kamuya ait toplam 5 tüp bebek merkezi varken sanırım bu sayı günümüzde 40'a ulaştı. Benim başladığım yıllar, Klinefelter sendromu dediğimiz erkeklerde birden fazla dişilik kromozomunun bulunduğu olgulara tüp bebek yapmanın şarlatanlık olduğu söylendiği yıllardı. Şimdi ise gayet açık bilinmektedir ki bu kişiler tüp bebek yöntemiyle sağlıklı çocukların babaları olabilmektedirler. #text>
#text>
#text>ELLE: Tüp bebek doktoru olmak özel ihtisas gerektiriyor mu?
Doç. Dr. U.U.: Daha önce bahsettiğim gibi tüp bebek yöntemi dediğimiz yöntem yeni bir teknolojiye gerek duyduğu için ben ve benim hocalarım, eğitimlerimizi yurt dışında almak zorunda kaldık. Geçen bunca zaman sonrasında ise rahatlıkla söyleyebilirim ki, artık tüp bebek eğitimi almak için başka ülkelere gitmeye gerek yok. Gerek tecrübe, gerek bilimsellik açısından bizler yeni tüp bebek uzmanlarını yetiştirebiliyoruz. #text>
#text>
#text>ELLE: Doktorumuzu neye göre seçmeliyiz?
Doç. Dr. U.U.: Tüp bebek tedavisi sanıldığı gibi, ‘‘one man show'' yani tek kişilik bir oyun değildir! Tek kişinin başardığı bir tedavi de değildir. Yani, bir doktor değil, bir merkez seçmeniz gerektiğini unutmayın! Tabii ki, bu işin öncüleri, ekip başları vardır. Ama tüp bebek tedavileri tam bir ekip çalışması gerektiren bir çalışmadır ki organizasyonun mükemmel olması başarı için şarttır. Zaten bundan dolayı ilk yıllarda biz klinisyenler bu tuzağa düştük. Tüp bebek tedavisinde yapılan uygulamaların yarısı Kadın Doğum Uzmanları'nın marifetine bağlı olduğu gibi geri kalan yarısı da temel bir bilim dalı olan Embriyoloji'ye yani embriyologlara bağlıdır. Ben de dahil olmak üzere, basit gördüğümüz bu embriyoloji tarafı için az mı mikroskop başında mikroenjeksiyon antrenmanları yapmadık. #text>
#text>
ELLE: Embriyologların rolü nedir?
Doç. Dr. U.U.: Hastaların hiç karşılaşmadığı embriyologlar, tüp bebek tedavilerinin en kritik noktasındaki bilim adamlarıdır. Son teknolojilerle donatılmış laboratuvar ortamlarında, bu işin eğitimini almış, gün boyu, gün yüzü görmeden dört duvar arasında kalabilecek kadar sabırlı profesyonellerdir. Sizlerin yumurta ve spermlerini, 5 yıldızlı konforla ağırlayan sonra onları buluşturan, “döllenme” dediğimiz ilk mucizeye tanık olanlardır. #text>
#text>~
ELLE: Tüp bebek tedavilerindeki fiyat farkı başarıyı etkiler mi?
Doç. Dr. U.U.: Özellikle internette sörf yaparken birçok kadın sitesinde, çocuk sahibi olmak isteyen ve neye göre merkez seçeceğini bilemeyen çaresiz anne adayları gördüm. Her ne kadar günlük hayatımda bunu devamlı yaşıyorsam da, sanal ortamda bu sıkıntının bu kadar yaygın paylaşıldığını tahmin etmemiştim. Doğal olarak en büyük problem, en önemli stres kaynağı maliyet! “En iyi sonucu, en ekonomik olarak nasıl elde edebiliriz?” arayışı mevcut. ‘‘Devletin katkı payı'' da işin içine girince kafalar iyice bulanıyor. Doğal olarak hepimiz, iyisi olsun, en ucuzu olsun gibi paradoksal bir beklenti içindeyiz. Sadece ‹stanbul içersinde 40 civarında özel tüp bebek merkezinin olması da, bu sağlık problemini ticari bir rant savaşına dönüştürmüyor değil. #text>
#text>
#text>ELLE: Tüp bebek hastası ne bekler, ne ister?
Doç. Dr. U.U.: İlgi ister, her sorusuna cevap bekler. İlgi ve bilgi, en fazla yakınılan konulardan biridir. Hatta hastalar, bu beklentileri karşılandığında ‘‘hocam gebelik gerçekleşmedi ama çok ilgilendiniz teşekkür ederiz!'' demektedirler ki bu da ne kadar hoşgörülü olabildiklerinin de göstergesidir. Rutine bağlanmış olarak, hastayı başından sonuna kadar takip etmek, bütün tedavisini mükemmel yapmak yetmez. Her aşamada, her konuda bilgilendirmek şarttır. Çünkü kendisine neler yapıldığını merak eder, maddi ve manevi zor bir süreç olduğu için ilgi, şefkat bekler. Dönüp bakıyorum da bizim için her bir hasta, aileden biri olmuş. O kadar çok şey paylaşıyoruz ki, üzüntüyü de sevinci de beraber yaşıyoruz. #text>
#text>
#text>ELLE: Tüp bebek tedavisinde kaç kişi hasta için çalışır?
Doç. Dr. U.U.: Tüp bebek tedavisinin ekip işi olduğunu söylemiştim. Biliyor musunuz bizim kliniğimizde bir hastamıza, tedavisi boyunca toplam 54 farklı kişinin emeği geçer. Zincir gibi düşünün. Bütün halkalar çok sağlam olmalı. Biri zayıfsa, biri kopuksa başarı sağlanamaz. Örneğin ilk geldiğinizde, sizi karşılayan sekreter asık suratlı ise ve yeterince bilgi alamıyorsanız belki de baştan vazgeçersiniz. Hemşireniz tedavi protokolünü anlatırken, anlamadığınız bir şeyi iki kere sorduğunuzda geçiştiriyorsa yanlış ilaç kullanabilirsiniz. Mikroenjeksiyon zamanı sperminizi taşıyan görevli tüpü elinden düşürebilir veya laboratuvara geç zamanda ulaştırabilir. Laboratuvardaki filtreler ve havalandırma sistemi yanlış ayarlanabilir veya arıza yapabilir ve bu embriyologlar tarafından fark edilmemiş olabilir. Biliyor musunuz, tüp bebek laboratuvarında çalışanların parfüm veya deodorant kullanmaları sakıncalıdır. Yumurtaları takip sırasındayken bakılan hormon değerlerini ölçme cihazının kalibrasyonu bozulup yanlış sonuçlar çıkabilir ve size gereksiz yere ilaç yüklenmesi veya ilaç dozlarının hatalı verilmesine yol açabilir. İçinizden ‘‘bu kadar olur mu canım?'' diyebilirsiniz. #text>
#text>~
#text>ELLE: Tüp bebek merkezi seçerken nelere dikkat etmek gerekiyor?
Doç. Dr. U.U.: Tecrübelerimize dayanarak şunu da ekleyebiliriz; tedavi sırasında söylediğimiz ilaç dozlarını almayan veya uygulamaları en çok yanlış yapan hastalar kimler biliyor musunuz? Sağlık çalışanları yani hekimler ve hemşireler! Kısaca bahsettiğim gibi, fark etmediğiniz mutfak kısmında olan birçok ince detay vardır. Üstüne üstlük, kullanılan sarf malzemelerinin tek kullanımlık çok pahalı malzemeler olması, ultrasonografi cihazlarının sürekli yenilenen teknolojiler olması tedavinin fiziksel şartlarını da belirler. Hepsini toplayacak olursak; çalıştığımız işte verimli olabilmek için kafamızın rahat olması, özellikle maddi açıdan ve birden fazla işle ilgilenmeden herkesin belirli bir iş bölümü yaptığı bir ortam gerekmektedir. Nasıl ki otobüs şoförünün 8 saatten fazla araba kullanması yasak ise, tek bir embriyoloğun üst üste binmiş birçok vakayla ilgilenmesi de laboratuvar sonuçlarını olumsuz yönde etkileyebilir. #text>
Evet, bir tüp bebek merkezini değerlendirirken bekleme salonundaki koltukların kaliteli görünmesi ve çay kahve ikramlarının iyi olmasının yeterli olmadığını anlamışsınızdır. Hele de size maddi kolaylıklar sunması o merkezin bu işi iyi yaptığı anlamına gelmemektedir. Lütfen merkezde çalışan doktorların 5 yıl önce nerede, ne işle uğraştıklarını, embriyologlarının doktorasını yapmış bir biyolog veya embriyoloji ihtisasını yapmış bir doktor olup olmadığını araştırınız. Tedavi görmek istediğiniz tüp bebek merkezinin sadece ülkemizde tanınması veya çalışan hekimlerin akademik ünvana sahip olması, o merkezin iyi olduğunun göstergesi değildir. En son hangi eğitimi almışlar, hangi uluslararası dergilerde çalışmalarını yayınlamışlar? Başka bir değişle bilimsel gelişmeleri arkadan mı takip ediyorlar yoksa kendi çabalarıyla bilimsel gelişmeleri kendileri mi yönlendiriyorlar. Artık bilgi çağındayız, tüm bu verilere ulaşmak esasında zor değil. Minimum standartlarda açılan merkezler olduğu gibi, emin olun yukarıda bahsettiğim kriterlere uygun ülkemizde çok iyi klinikler de var. #text>
SON HABERLER