Göbek Bölgesindeki Yağlanmaya Dikkat
Göbek bölgesindeki yağlanma ciddi rahatsızlıkların habercisi olabilir.
ELLE ONLINE 04 Ekim 2011İnanmak zor gibi geliyor ama insanın ince görünmesi, boyu ile kilosunun orantısı, vücut kitle endeksinin normal veya düşük olması her şeyin yolunda gittiğini göstermeye yetmeyebilir. #text>
Gayet normal bir kilonuz olduğu halde, pekala obez olabilirsiniz. Yani kan yağlarınız artmış, karaciğeriniz yağlanmış, kalp ve damar hastalıkları riski büyümüş, metabolik sendrom belirtileri ortaya çıkmış olabilir. Bu duruma “Normal ağırlık obezite sendromu” adı veriliyor. Ve tamamen vücuttaki yağ-kas-kemik ağırlığı orantıları ve yağların nerelerde toplandığı ile ilgili olarak ortaya çıkıyor. Nasıl mı? İncecik insanların bile vücudunda yağ oranı % 30'u geçebilir ve bel çevresinde toplanmış olabilir. Bu duruma “Normal ağırlık obezite sendromu” tanısı konuluyor. #text>
#text>
#text>BEL ÇEVRESİNDE YAĞLANMA
Vücudumuzdaki yağ oranı ne kadar yüksek ise ve orta kısmında, bel çevresinde, midede toplanıyorsa, bir bakıma kanı zehirleyen faktörler de o oranda yükselmeye başlıyor. Özetle “cytokin” olarak tanımlayabileceğimiz bu salgılar vücudumuzdaki şeker metabolizmasını, yağ metabolizmasını ve damarlarımızı olumsuz yönde etkiliyor. Bu süreç yuvarlandıkça büyüyen bir kartopuna benziyor. Ancak büyüyen kar kitlesi değil, kalp hastalıkları, dolaşım sorunları ve metabolik sendrom tehlikesi. Gayet zayıf insanların da kalp hastalıklarına yakalanabildiklerini ve belirli bir yaştan sonra nasıl kilo aldıklarını görünce şaşırırız. Oysa zayıf bile olsak, göbek çevresinde ve bel bölgesinde yağ birikmesi risklidir. Çünkü vücudumuzdaki tüm yağlar belirli salgıları olan ek bir organ gibi çalışırlar. #text>
Bel çevresinde oluşan yağlar ise diğer bölgelerdeki yağ hücrelerine oranla daha aktif ve zararlı olurlar. Kendi kendilerini beslerler. Birçok araştırma, göbek yağlanması ile kronik iltihaplanma eğilimi arasında da bir ilişki olduğunu gösteriyor. Yani uzun lafın kısası, bel çevresindeki yağlar çok fazla sorun yaratırlar. Vücudun yağlanması, hipertansiyon, şeker hastalığı ve damar sertliğine yol açan tüm sorunları beraberinde getirirler. #text>
Diyetisyen Oya Yüksek'e göre ideal vücut ağırlığında olmak sağlıklı olunduğunun bir göstergesi değil. Bu konuda vücut yağ dağılımı çok önemli. Örneğin, bir bireyin yağ değerleri referanslar arasında olabilir fakat ayrıntılı ölçümlerde bu yağın çoğu göbekte birikmişse risk oluşturmaya başlar. Özellikle ileriki dönemde şeker hastalığına, kalp hastalıklarına ve tansiyon problemlerine davetiye çıkarır. Eğer giydiğiniz pantolon ve etekler size dar geliyorsa bunu şişkinlik ve gaz problemi ile karıştırmayın ve mutlaka bir uzmana danışın” diyerek bu konunun önemine dikkat çekiyor Yüksek. #text>
#text>
#text>MODERN YAŞAM NEDEN GÖBEĞİMİZİ YAĞLANDIRIYOR?
#text>l İnsülin dengesizliği: Kandaki şekeri kontrol eden bu hormonun kandaki seviyesi çok önemlidir. İnsülin metabolizması bozulduğu zaman kan şekeri seviyelerinde ve bununla birlikte diğer kan değerlerinde bozulmalar ve özellikle bel-karın bölgesinde yağlanmalar oluşur. Bununla birlikte alınan yüksek karbonhidrat da bu rahatsızlığı tetikler. #text>
#text>l Hareketsiz yaşam-ofis yaşamı: İdeal kilonun korunabilmesi için harcanan enerjinin alınan enerjiden fazla olması gerekir. Fakat son yıllarda maalesef alınan kalori miktarlarının fazla olmasına karşın harcanan kalori miktarı çok az bir seviyededir. Bu da doğal olarak obeziteyi beraberinde getirmektedir. #text>
#text> l Düzensiz beslenme: Yoğun yaşamdan dolayı günü tek bir öğünde bitirmek, gün içinde çok aç kalıp tek bir öğüne fazlaca yüklenmek de metabolizmayı ve insülin düzeylerini bozmaktadır. #text>
~ #text>
#text>KİMLER RİSK ALTINDA?
1. Elma vücutlular: Bu gruba girenler özellikle dikkat etmeli. Çünkü elma vücutlu diye tabir edilen bu vücut şekli üst tarafta yağ toplanmasına eğilimli bir vücut şeklidir. Bu yüzden normalde zaten sahip olunan bir göbek bölgesi olduğu için meydana gelen yağlanma anlaşılamayabilir. #text>
2. Ailede diyabet (şeker hastalığı) olanlar #text>
3. Son 6 ay veya 1 yıl içinde karın bölgesinde aşırı yağlanma meydana gelenler #text>
4. Sürekli veya yemeklerden sonra tatlı ihtiyacı içinde olanlar #text>
5. Hareketsiz yaşam sürenler #text>
6. Tek veya 2 öğünle yaşam sürdürünler #text>
#text>
#text>BESLENME TEDAVİSİ
Yapılan hatalar neler? #text>
l Oluşan tatlı ihtiyacını tatlıyla gidermek. #text>
l Sürekli yüksek karbonhidrat içeren besinleri tüketmek ve protein alımlarını en azda tutmak. #text>
l Doymuş yağ içeren gıdalara çok ağırlık vermek. #text>
#text>
#text>YAĞLANMANIN ÖNLENMESİNDE KALORİ MİKTARI MI, İÇERİK Mİ ÖNEMLİ?
Diyetisyen Oya Yüksek'e göre yapılan çalışmalar her ikisini de önemli olduğunu gözler önüne seriyor. #text>
Örneğin, 2007 yılında Diyabet Merkezinin yaptığı bir çalışmada, aynı kaloride fakat farklı besin öğelerine sahip üç beslenme programı hazırlanmış ve 62 yaş civarında ailesinde diyabet geçmişi olan ve vücutlarında insülin direnci gelişmiş obez 11 katılımcıya uygulanmıştır. Bu katılımcılar 28 gün boyunca 1600 kalorilik ve dört öğüne bölünmüş (öğün başına 400 kal) bir program uygulamışlardır. #text>
Diyetler; #text>
1. Yüksek karbonhidrat içeren beslenme programı #text>
2. Yüksek doymuş yağ beslenme programı #text>
3. Akdeniz Tipi Diyet Sonuç olarak; kilo ve yağ değişimleri olmamış fakat yüksek karbonhidrat alındığı zaman vücut yağlarının göbek bölgesine doğru biriktiği gözlemlenmiştir. Diğer bir iddia ise yüksek karbonhidrat ile birlikte alınan tekli doymamış yağların insülin metabolizmasını düzelttiği için göbek bölgesi yağlanmasını yavaşlattığı ve koruduğudur. Bu çalışmada tek li doymamış besin kaynağı olarak, avokado, ceviz, zeytin yağı, zeytin, çekirdek ve bitter çikolata kullanılmıştır. Bununla birlikte birçok çalışma tekli doymamış yağların insülin metabolizması üzerinde olumlu etkilerinin olduğunu savunmaktadır. #text>
Tekli doymamış yağ asidi (MUFA) kaynakları #text>
l Zeytinyağı, kanola yağı, badem yağı #text>
l Fındık, fıstık, ceviz #text>
l Avokado, zeytin #text>
Vücutta fazlaca salgılanan insülin düzeylerini normal bir seviyeye ulaştırmak beslenme tedavisinin ilk aşamasını oluşturur. Bunun için de devreye glisemik indeks kavramı girmektedir.~ #text>
Glisemik indeks, bir besin maddesinin vücuda alındıktan sonra vücuda salgılattığı insülin miktarına göre besinlerin yüksek, orta ve düşük olarak sınıflandırılmasıdır. Glisemik indeksi 55'in altında olan besinler düşük, 55-70 arasında olanlar orta, 70'in üstünde olanlar yüksek olarak tanımlanır. Genellikle düşük glisemik indekse sahip olan gıdalar önerilmektedir. Ayrıca glisemik indeksi düşük yiyeceklerin posa(lif) içerikleri de yüksek olduğu için kan şekerlerini dengelemekle birlikte kolesterol düzeylerini de düşürme özelliğine sahiptirler. Yüksek'e göre kolza veya son yıllarda yağ kalitesi yönünden geliştirilmiş ismi ile Kanola, insan beslenmesinde temel gıda maddesi olarak değerlendirilen yağlı tohumlu bitkiler grubundan. Kanola yağı bitkisel yağların içinde en düşük seviyede doymuş yağ asitleri içeriyor ve tekli doymamış yağ asitlerinden oleik asit seviyesi bakımından (% 61) zeytinyağından (%75) sonra ikinci sırada geliyor. Oleik asidin serum kolesterol ve LDL kolesterol seviyesini düşürdüğü ve HDL kolesterol seviyesini etkilemediği belirlenmiştir. #text>
#text>
#text>KONTOL ALTINDA TUTMAK İÇİN: SED
#text>l Sıkılaştırma: Vücut kaslarını korumak için sıkılaştırma (kuvvetlendirme) hareketlerinin yapılması. #text>
#text>l Egzersiz: Yağ yakımı için aerobik egzersiz. #text>
#text>l Diyet: Kalp sağlığını koruyan doymamış yağların olduğu, doymuş yağların az olduğu Akdeniz Tipi beslenme programı ve kilo yönetimi için gün başına alınan enerjiden 100 kal/gün kısıtlamak. #text>
1. Yüksek karbonhidrat yerine daha düzenli dağılmış öğünleri tercih etmek ve karbonhidrat alımında ise karışık karbonhidrat diye tanımlanan düşük glisemik indeksli esmer tahıl ürünlerini tüketmek. #text>
2. Salata ve yemeklerde zeytin yağı veya kanola yağı kullanılabilir. #text>
3. Öğün aralarında fındık veya ceviz tüketilebilir. #text>
4. Özellikle protein alımlarının yeterli olması gerekir. (Süt-yoğurt, peynir, et) #text>
#text>
#text>EK BESİN DESTEKLERİ
Bazen diyet ve fiziksel aktivite yağlanmayı çözmek adına yeterli gelmeyebilir. Bunun için krom minerali kullanılmaktadır. Özellikle kromun insülin duyarlılığını artırarak alınan şekerin hücre içine girişini kolaylaştırdığı bilinmektedir. #text>
SON HABERLER