Meme Hakkında
Kadınların güzellik takıntılarının başında meme güzelliği geliyor.
ELLE ONLINE 04 Ekim 2011#text>
#text>ELLE: Memelerin gelişmediği veya çok küçük olduğu durumlarda plastik cerrahi günümüzde hastalara ne gibi seçenekler sunuyor ?
Profesör Dr. Deniz İşcen: Böyle durumlarla sıkça karşılaşıyoruz, hemen hemen tek seçenek meme protezleri. Bunlar kalıcı, güvenli ve güzel şekil veren silikon implantlar. Meme arkasına veya kas önüne koyuluyor. Serum fizyolojik içerenleri yarattığı sorunlar yani serumu kaçırma gibi nedenlerle artık kullanılmıyor. Doğrudan silikon jel olanlarını kullanıyoruz, gerçekten güzel sonuçları var. Eğer meme dokusu biraz varsa, sarkık değilse ve üst bölgelerde biraz dolgunluk oluşsun isteniyorsa daha yeni bir yöntem olan yağ enjeksiyonunu önerebilirim. #text>
#text>
#text>ELLE: Yağ enjeksiyonu nedir, hangi bölgelerde uygulanır?
Prof. Dr.İ.: Yağ enjeksiyonu, vücudun kendi yağ dokusunun, fazla olduğu yerden emilerek alınması ve yine aynı vücutta gerekli olan başka bölgeye enjekte edilmesidir. Yüz gençleştirmede uzun yıllardır uygulanan bu yöntem, daha çok yaşlanmayla incelen derialtı dokusunu desteklemek ve gençlerdeki gibi dolgun yüz hatları elde etmek amacı ile kullanılmaktadır. Yapılan gözlemlerle yağın, altına enjekte edildiği yaşlanmış deriyi kısmen de olsa gençleştirip canlandırdığı ortaya çıktı ve yağ hücrelerinin adeta kök hücre gibi hareket ettiğinden söz edilmeye başlandı. Tıbbın son yeniliği ise, yüz güzelliğinde gevşeme, sarkma ve derin çizgileri doldurarak gençleştirme amacıyla kullanılan yağ enjeksiyonunun, vücudun başka bölgelerinde, daha geniş hacim isteyen yerlerde de kullanılmasıdır. ?u anda, bu yeni yöntem, bacak kalınlaştırma, vücudun herhangi bir yerinde kaza ya da yanık sonrası kalan çökük bölgelerin iyileştirilmesi ve meme estetiğinde kullanılıyor. Teknik, daha önce önerilmeyen, hala da yapılma şekli çok iyi bilinmediğinde veya usulüne uygun yapılmadığında eleştirilere yol açabilen ama işin uzmanı tarafından yapıldığında, çarpıcı sonuçlarla, hastaları mutlu eden yeni bir uygulama olarak karşımıza çıkıyor. #text>
#text>
#text>ELLE: Meme büyütmede hastalar silikondan neden kaçınıyorlar ?
Prof. Dr.İ.: Meme büyütme amacıyla memeye silikon protez koydurmaktan çekinen hastalar var. Silikon, çekinilecek, zararlı bir yöntem olmamasına karşın birçok kadın memesinde yabancı cisim taşımaya çok sıcak bakmıyor. Silikon protezlerin en büyük dezavantajı, yabancı madde hissine karşı duyulan bu rahatsızlık. Oysa başlangıçta duyulan bu önyargı, ameliyattan sonra hızla kayboluyor. Jel silikonun patlaması ise ancak çok hızlı çarpma gibi kazalarda görülebilir ki, hayata geçme ihtimali dikkate alınmayacak kadar azdır. Dolayısıyla bu ihtimali de tam bir dezavantaj olarak saymak gerekmez. Göğüslerini büyütmek isteyen ama silikon protezler için ameliyat yaptırmaktan korkanlar ya da iyileşme süresinin uzunluğundan çekinenler, bedenleriyle barışamadan hayatlarına devam ediyorlar. #text>
Bu alanda henüz meme protezinden daha iyi bir seçenek yok gibi. Çünkü diğer çözümlerin hiçbiri silikon protez uygulaması kadar başarılı değil. Memenin bir miktar gelişmiş olduğu fakat hastanın protezsiz çözüm istediği durumlarda ise artık yağ enjeksiyonu bir çare olabilir. Son yılların harika uygulaması yağ enjeksiyonu, aynen yüze, bacağa, vücudun diğer yumuşak doku eksiklerine uygulandığı gibi memeye de uygulanmakta. Tekniğin diğer yöntemlere göre avantajı, kolay gerçekleştirilmesi, herhangi bir ize yol açmaması ve gerçekten doğal bir görüntü vermesidir. Yönteme karşı bilimsel çevrelerce öne sürülen en büyük eleştiri, verilen yağın meme dokusuna ulaşması kuşkusudur. #text>
Oysa yağ enjeksiyonu ile meme büyütme tekniğinde, enjeksiyon meme bölgesindeki derinin altına yapılır. Kesinlikle meme bezi içine değil. Çünkü meme bezinin içine uygulama yapmak, meme içinde kalsifikasyonlara yol açar. Bu da mamografik görüntü için sakıncalıdır. Radyolojik incelemelerde memede kitle oluştuğu düşünülebilir ki, bu ilk anda ciddi bir hastalık görüntüsü vererek, değerlendirme yapacak uzmanı yanıltabilir. Teknikte yağ, en çok meme derisi altına, meme üst-iç bölgelerine ve dekolte bölgesine verilir. Eğer memenin her kadranında hacim artması isteniyorsa, yağ enjeksiyonu yerine protez tercih edilmelidir. Yağ enjeksiyonu yönteminin, çok küçük olan ve büyütülmesi istenen göğüsler için uygun olmadığını tekrar tekrar vurgulamakta yarar var. Yağın memeyi büyütmek için enjekte edileceği ikinci yer ise meme arkası, kas üzeri, yani meme protezinin yerleştirildiği bölgedir. Beklentileri yağ enjeksiyonu için uygun olan adaylarda, doğru şekilde gerçekleştirilen uygulama, gerçekten pek çok kişinin bedenini daha çok sevmesine yardımcı olacaktır.~ #text>
Bunlar dışında, tekniğin en olumsuz yanı, enjekte edilen yağın bir kısmının emilimi ile kazanılan hacmin bir miktar kaybedilmesidir. Sonuç kişiden kişiye değiştiği için önceden net bir tahmin yapmak mümkün değildir. Eğer hacim kaybı varsa işlem tekrarlanabilir. #text>
Bu teknikte, en uygun adaylar, memesi hiç olmayan veya çok küçük olanlar değil, orta büyüklükteki kişilerdir. Memesinin hafifçe dolgunlaşmasını isteyenler, yağ enjeksiyonu ile meme büyütme için ideal kişiler. Aynı şekilde göğsü normal büyüklükte olan fakat hafif sarkmadan yakınan hanımlar da bu yeni teknikten büyük yarar görebilirler. #text>
#text>
#text>ELLE: Yağ enjeksiyonu ile meme büyütmeye karar verenler, nasıl bir uygulama yaşayacak? İşlem sırasında yapılacaklar hakkında bilgi verebilir misiniz?
Prof. Dr.İ.: Estetik uygulamalardan en iyi sonucu alabilmek için, doktorun kişiye en uygun yöntemi, hastaya iyice anlatması gerekli. Sonra mamografi ve ultrason ile memenin sağlıklı olup olmadığı saptanmalı. Yağ enjeksiyonu ile meme estetiğinin, çok tecrübe ve dikkat gerektiren bir teknik istediği unutulmamalıdır. İyi kanlanan bu bölgelerde, yağın erime oranı düşük olacaktır. Verilen yağın bir miktarı vücut tarafından emilerek yok edilse bile yine de göğüs hafifçe büyüyerek dikleşir. İşlemler, bütün uygulamalarda olduğu gibi, hastaya önceden açıklanıp onayı alınarak ve kurallara uygun yapıldığında, oldukça memnun edici sonuçlar alınacaktır. Memesinin hafifçe büyümesini ve özellikle üst iç kadranlarında dolgunluk oluşmasını isteyen hastalara önerilebilecek bu yöntem, kolay ve ucuz bir çözümdür. #text>
Uygulamada, göbek, kalça gibi kişinin kendi vücudundan alınan yağ dokusu, santrifüje edildikten sonra meme dokusu içine değil, meme dokusu çevresindeki iki ayrı bölgeye veriliyor. Bunlardan birincisi, deri altı yani meme dokusunun üzerindeki kısım, ikincisi ise meme dokusu altında kalan kısım yani alttaki kas dokusunun üzerindeki bölge. Dolayısıyla meme dokusu ile yağ dokusu ayrı katmanlarda yer alıyor. Uzman kişiler tarafından yapılırsa, yağ enjeksiyonunu güvenle tercih edebilirsiniz. Uygulama lokal yapılır. Kişinin hafif sakinleştirilmesi yeterlidir. İşlem, 45 dakika - 1 saat sürer. Enjeksiyon sonrasında hasta hemen evine gidebilir. Yara izi söz konusu değildir. Her ne kadar basit ve hızlı gerçekleştirilse de yağ enjeksiyonu da tüm cerrahi uygulamalar gibi, steril ameliyathane ortamında gerçekleştirilmelidir. #text>
#text>
#text>ELLE: Uygulamanın kalıcılığı ne kadardır?
Prof. Dr.İ.: Aslında kalıcılığı tam diyebiliriz. Göğüste uygulama yapılan bölge hareketsiz olduğu için, vücuttaki ödemler inince yağın yerleşen kısmı, genellikle yıllar içinde fazla değişiklik göstermez. Ama aşırı kilo alma-verme durumları ile durum değişebilir. #text>
#text>
#text>ELLE: Yaza girerken göğüslerdeki sarkmalar ya da ileri yaşlarda görülen kırışıklık ve lekeler için hangi uygulamaları öneriyorsunuz?
Prof. Dr.İ.: Sarkma varsa, çeşitli askı yöntemleri ile yağ enjeksiyonu ya da memeyi kendi üzerine katlama ile yapılacak mastopeksi dediğimiz işlemleri öneririm. Biraz daha ileri yaş grubundaki hanımlar ise söylediğiniz gibi boyun ve meme dekoltesi bölgelerindeki ince kırışıklardan yakınıyorlar. Özellikle yazın güneş, dekolte bölgesindeki buruşukluğu daha da belirginleştiriyor. Bu bölgedeki güneş lekeleri için çeşitli lazerleri öneririm ama kırışıklıklarda ince bir tabaka halinde yağ enjeksiyonu uygun anatomili hanımlarda çok güzel sonuç verecektir. #text>
#text>
#text>ELLE: Kadın vücudu açısından memenin özel bir önemi var. Öte yandan meme kanseri her kadının korktuğu bir risk. Bu konuda neler söylemek istersiniz?
Prof. Dr.İ.: Ben kadın vücüdundaki en duygusal organın meme olduğunu düşünüyorum çünkü kadına kimliğini verir, bebeğin yaşam kaynağıdır ve anneliğin sembolüdür. Ayrıca bedenin o hayranlık verici silüetinin oluşmasını sağlar. Bu yüzden memedeki herhangi bir hastalık veya şekil bozukluğu kadının duygularını derinden sarsmaktadır. Dünyada her sekiz kadından biri meme kanseri oluyor. Meme kanseri denildiğinde öncelikle korunma tedbirleri akla gelir. Genç kızların gençlik yıllarından itibaren meme muayenesine alıştırılması, hatta bu muayenenin kendilerine öğretilmesi gerekir. Bunun koşulları da şöyle sıralanabilir: #text>
Memeye regl öncesi ve regl sırasında el sürülmeyecek, çünkü ağrılı ve şiştir, bu doğal bir durumdur. Kontrollar daima regl döneminin bitiminde yapılacak, meme parmaklar arasında sıkılmayacak, meme üzerinden parmaklarla göğüs duvarına doğru basılarak meme dokusu hissedilecek, bu sırada doğal dokudan farklılık gösteren bölgeler aylık takibe alınacak. Daha iyisi, önce bir doktora gidilecek, muayene sonrasında duruma göre doktordan kendi kendine muayene öğrenilecek. Meme kanseri ile ilgili kadınları bilgilendiren haberlere baktığımızda bazı önemli konuların hala yeterince bilinmediği~ dikkat çekiyor. Kanserin görülme sıklığı ile ilgili istatistikler yüzünden korku içinde yaşamakta olan kadınlara, hastalıktan kurtulmanın mümkün olduğu anlatılmakta ama memenin yeniden yapılarak fiziksel ve duygusal eksikliğin giderilebileceği konusunda yeterince bilgi verilmemektedir. Bu meme kanseri tedavisi açısından çok önemli bir eksikliktir. Hala memesi alınmış birçok kadın, yeniden meme yapılabildiğinden habersizdir. #text>
#text>
#text>ELLE: Meme muayenesi dışında, estetik açıdan önerileriniz var mı?
Prof. Dr.İ.: Genelde bütün genç kızların göğüs kaslarını egzersiz ile çalıştırarak kuvvetlendirmesi sarkmaya karşı bir oranda önlem sayılabilir ama bu yeterli değildir. Memelerin gençlikten itibaren sütyenle desteklenmesi gerekir. Hamilelik ve emzirme döneminde asla sütyensiz dolaşılmamalıdır. Bu önlemler yer çekiminin etkilerini yok etmese de azaltır. #text>
#text>
#text>ELLE: Memeleri büyük olan kadınlara hangi tedavileri öneriyorsunuz?
Prof. Dr.İ.: Kilolarca memeyi gün boyu boynuna asılmış bir torba gibi taşıyan, geceleri yatarken bu nedenle rahatsızlık çeken kadınların durumunu anlamak çok zor belki. Bunun için bu büyüklükte bir torbayı boynunuza asarak sürekli yaşamanız gerek. Tıbbi açıdan bakıldığında, içinde gelişen küçük bir tümörü gizleyecek ve geç belirti verecek büyük memelerde herhangi bir hastalığın erken tanısı zordur. Ayrıca hastalar boyun ve bel ağrıları hatta boyun fıtığı ve meme altında oluşan pişiklerden yakınarak doktorlara müracaat ederler. Bu durumda plastik cerrahlar memeleri küçültmek için imdada yetişirler. #text>
Genellikle uygulanan teknik, meme başı ve areolada çevresel bir kesi ile buna eklenen dikey bir kesi yapılması ile gerçekleştirilen ameliyattır. Buna bazen yatay kısa bir çizgi de gerekli olur. Uygulanan dikey çizgili (vertikal) mamoplasti sonrası meme şeklinin hastayı mutlu ettiğini, yara izinin ise hastayı rahatsız etmediğini görmekteyiz. İlk haftayı kontrollerle geçirdikten sonra yara iyileşmesinin tamamlandığı yirminci güne kadar hastayı takip etmekteyiz. Hastalarımız altı ay ve bir yıllık geç kontrollere gelmeyecek kadar mutlu oluyorlar ama ileri tarihteki kontrollerin de ihmal edilmemesini öneriyoruz. Memesi küçültülen hastaların doğum yapması ve süt vermesi mümkündür. Geçirilecek hamilelik memeyi bir ölçüde tekrar büyüterek şeklini biraz bozabilir. Doğurganlık yaşını geçmiş ve çok büyük memelerde ise farklı bir teknik kullanarak meme başını yeni yerine serbest doku nakli şeklinde aktarabiliriz. Bu durumda daha fazla doku çıkarılabilir. Teorik olarak, bu teknikle yapılan ameliyatlarda meme başı emzirme fonksiyonunu kaybeder, zaten bu nedenle sadece ileri yaş grubunda bu teknik tercih edilir. #text>
Kadınların yaşadığı bir başka sorun ise ergenlik çağında memenin az gelişmesi veya hiç gelişmemesidir. Hormonal nedenlerle oluşan bu durum hastanın bu açıdan incelenmesini gerektirir. Bilindiği gibi günümüzde çok güzel meme protezleri vardır ve bunlar kısa bir ameliyatla bedene yerleştirilirler. Bir süre sonra beden protezi kendi parçası gibi algılar. Ömür boyu kalabilen, sorun yaratmadıkça değiştirilmesi gerekmeyen bu protezler içinde sıvı silikon vardır. İnsan vücuduna giren her yabancı cisimde olduğu gibi vücudun oluşturduğu kapsül dokusu zamanla protezi sarar. Ameliyat sonrasında yapılacak masajlar, oluşan kapsülü genişleterek ileride buna bağlı sorunlara engel olur. #text>
~ #text>
#text>ELLE: İki memesi eşit büyüklükte olmayan kişiler de size başvurabilir mi?
Prof. Dr.İ.: İki memenin birbirine eşit olmadığı durumlar oldukça sık görülür. Aslında hemen her kadının iki memesi birbirinden farklıdır, bu fark çok az olduğunda hastayı rahatsız etmez. Rahatsızlık verecek boyutlardaki farklar ise plastik cerrahinin tüm yöntemleri kullanılarak düzeltilebilir. Bunlar arasında en basiti, küçük olan tarafa yağ enjeksiyonudur. Hastanın kendi vücudundan alınacak yağ bir işlemden geçirildikten sonra meme bölgesinde deri altına veya meme arkasındaki kasın üstüne verilir. Meme bezi içine yağ enjeksiyonu asla yapılmamalıdır. #text>
Çünkü ileride çekilebilecek mamografilerde yanıltıcı görüntüler verebilir. Yağ enjeksiyonu ile kazanılacak hacim çok azdır ancak meme üst iç kısmına hafif dolgunluk verilmesi, asimetriler veya meme onarımından sonra oluşan eşitsizliklerde yararlı ve kolay bir yöntemdir. Doku kesilmesi olmadığı için yara izi de kalmaz. Bunun dışında asimetrinin boyutlarına göre bir memenin küçültülmesi, birinin büyütülmesi veya bu işlemlerin iki ayrı memeye aynı anda yapılması da mümkündür. Doğuştan bir memenin hiç gelişmediği durumlarla da karşılaşmaktayız, hatta bu hastalarda göğüs kası (pektoral kas) da gelişmemiş olabilir ve el parmakları arasında yapışıklık vardır. Bu durum tıpta Poland Sendromu olarak adlandırılır. Yine plastik cerrahi yöntemleri ile düzeltilmesi mümkündür. #text>
#text>
#text>ELLE: Sizce aynı işlemin sonuçları, doktordan doktora fark eder mi? Örneğin kadın cerrah-erkek cerrah farkından söz edebilir miyiz?
Prof. Dr.İ.: Elbette ki işlemlerin sonuçları, doktorun teknik ve estetik becerisine, etik yaklaşımına ve o hastaya ne kadar özen gösterdiğine bağlı olarak değişir. Kadın bedeninin simgesel organı olan meme asla ihmal edilmeyecek bir organdır. Kadınlar ve hekimler olarak memeye hak ettiği saygı ve özeni göstermeliyiz. Memeye yaklaşım ve tedavisinde hekimin cinsiyetinin çok büyük bir önemi olmasa da hasta ile empati kurabilmek ve duygularını anlayabilmek açısından plastik cerrahın kimliğinin ve bazen cinsiyetinin önemine inanmaktayım. #text>
#text>
UZMANLARA GÖRE GÖĞÜS KASLARI EGZERSİZLE ÇALIŞTIRILDIĞINDA DAHA DİRİ VE SIKI BİR GÖRÜNÜM YARATIYOR. #text>
MEME KÜÇÜLTME VEYA BÜYÜTME İŞLEMLERİNİN ARDINDAN HASTANIN HER YIL KONTROLE GİTMESİ GEREKİYOR. #text>
SON HABERLER