Şiddettli Baş Ağrısı ve Sinüzit
Günümüzün en sık rastlanılan hastalıklarından biri de sinüzit.


#text>
#text>ELLE: Sinüzit nedir?
Op. Dr. Murat ?irin: Kafa kemikleri içinde, burun çevresinde yerleşmiş içi hava dolu odacıklara sinüs boşlukları denir. Bu boşlukların enfeksiyonlar sonucu iltihaplanmasına ise sinüzit adı verilir. Sinüsler burunun her iki yanında bulunurlar ve dört ayrı kısma ayrılırlar. Bütün bu sinüsler bir delik aracılığı ile burun içine açılırlar. Buruna açılan bu delikler sinüslerin havalanmasını da sağlarlar. Aslında bu sinüslerin fonksiyonları tam olarak aydınlatılmış değildir. Başın ağırlığının azaltılmasında rolleri vardır. Ancak sesin tınısının sağlanması, solunan havanın nemlendirilmesi ve ısıtılması ile zararlı partiküllerin tutulması gibi görevleri de vardır. Bütün sinüslerin içini döşeyen mukoza hergün yaklaşık yarım ila bir litre arasında salgı yaparak burun içini temizler. Bu salgılar burun içine dökülerek oradan da boğaz ve mideye giderler. #text>
#text>
ELLE: Sinüzit nasıl oluşur?
Op. Dr. M.?.: Sinüsleri temizleyen ince kanallar tıkanırsa sinüzit hastalığı başlar. Bu tıkanıklık tedavi ile ya da kendiliğinden açılırsa sinüzit iyileşir ama eğer açılamazsa hastalık kronikleşir. Sinüs kanallarının tıkanıklığına bazı burun içi ve sinüslerle ilgili yapısal koşullar, tekrarlayan üst solunum yolu infeksiyonları, allerjik sebepler, polip ve geniz eti gibi oluşumlar yol açabilir. Bazı kalıtsal sorunlar ve bağışıklık sorunları da sinüzitin diğer sebepleridir. Sinüzit genel olarak akut ve kronik olarak ikiye ayrılır. Akut sinüzit yeni oluşan sinüzit anlamına gelir. Uygun tedavi edildiği zaman tamamen iyileşir. Ancak kronik sinüzit sinüslerde sürekli bir iltihap olması anlamına gelir ve tedavisi de zordur. Uzun süreli medikal tedaviye cevap vermez ise cerrahi müdahale gerektirebilir. #text>
#text>
#text>ELLE: Kimler sinüs problemiyle daha sık karşılaşırlar?
Op. Dr. M.?.: Gerçekte herkes sinüs enfeksiyonu geçirebilir ancak bazı gruplar daha hassastırlar. Birinci grup alerjisi olanlardır. Bir alerji atağı soğuk algınlığı gibi mukozanın şişmesine, sinüs kanallarının kapanmasına, mukus akımının engellenmesine ve bakteri enfeksiyonuna neden olur. İkinci grup ise iyi nefes almayı ve mukus akışını engelleyecek yapısal burun bozuklukları olanlardır. Örnek olarak kırık bir burun veya septum deviasyonu olanlar gösterilebilir. Septum burun delikleri arasında burnu sağ ve sol olmak üzere ikiye bölen kıkırdak bir yapıdır. Bunun bir tarafa doğru eğilmesine deviasyon denir. Bunun dışında öğretmenler ve sağlık personeli gibi sık sık enfeksiyona maruz kalanlar bu konuda hassastır. Ayrıca sigara içenlerde de tütün dumanı ve nikotin doğal direnç mekanizmasını bozarlar. #text>
~ #text>
#text>ELLE: Belirtileri nelerdir?
Op. Dr. M.?.: Akut ve kronik sinüzitin belirtileri birbirinden farklıdır. Akut sinüzit daha şiddetli şikayetler ile kendini gösterir. Ağrı en sık görülen şikayettir. Bu, baş ağrısı, yüz ağrısı, göz çevresinde ağrı şeklinde olabilir. Genellikle öne doğru eğilmekle artan dolgunluk tarzında tarif edilebilen bir ağrıdır. Ayrıca burun tıkanıklığı, koyu kıvamlı ve sarı-yeşil renkli burun akıntısı, koku duyusunda azalma, geniz akıntısı, ateş, çene ve dişlerde ağrı, ağız kokusu, burun kanaması, göz kapakları ve yüzde şişme gibi belirtiler olur. Öksürük hem akut hem de kronik sinüzitin belirtisidir. Kronik sinüzitte şikayetler daha az şiddetlidir ancak süre olarak 3 aydan uzun sürer. Sanılanın aksine ağrı daha az hatta bazen belli belirsizdir. Hastada daha çok burun tıkanıklığı, öksürük, geniz akıntısı, koku almada azalma veya kötü koku rahatsız eder. Bunun dışında yine burun tıkanıklığı, yüzde dolgunluk hissi ve ağız kokusu olur. Kronik sinüzitte zaman zaman şiddetli ağrı, ateş ve akıntı ile giden akut enfeksiyon atakları olabilir. #text>
#text>
#text>ELLE: Nasıl teşhis edilir?
Op. Dr. M.?.: Hastanın şikayetleri dikkatlice sorgulanmalı, tam bir KBB muayenesi yapılmalıdır. Ancak akut sinüzitte muayene sırasında çoğu zaman burun içinde akıntı görülüp teşhis konulabilse bile kronik sinüzitte bu genelde pek mümkün olmamaktadır. Hastanın şikayeti ve muayene bulguları muhakkak radyolojik yöntemler ile desteklenmelidir. Bunun için en çok çekilen film Waters filmi denilen klasik grafiklerdir. Ancak klasik grafiklerde yanılma payı oldukça yüksektir. Bu yüzden kronik sinüzit düşünülüyorsa hastanın bilgisayarlı tomografisi muhakkak istenmelidir. Hastada tümöral bir oluşum düşünülmüyorsa bilgisayarlı tomografi ideal görüntüleme yöntemidir. Cerrahi tedavi düşünülen hastalarda tomografi cerrahi sırasında da yol gösterici olacaktır. #text>
#text>
#text>ELLE: Medikal tedavisi nedir?
Op. Dr. M.?.: Sinüzit tedavisinde amaç sinüslerin burun içine açıldıkları ostium adı verilen delikleri açık tutmak ve enfeksiyona yol açan mikroorganizmaların yok edilmesini sağlamaktır. Enfeksiyon etkenleri sıklıkla virusler ve bakteriler, çok daha ender olarak da mantarlardır. Bakteriyel enfeksiyonlarda antibiyotikler kullanılır. Antibiyotik tedavisi en az 10 gün hatta bazen daha uzun sürmelidir. Virüs kökenli olduğu düşünülen enfeksiyonlarda antibiyotik kullanımının faydası yoktur. Kullanılacak antibiyotik seçiminde sık görülen enfeksiyon kaynağı bakterilere karşı antibiyotikler kullanılır. Gerekli durumlarda kültür ve antibiyogram testleri ilaç seçiminde yol göstericidir. Burun içinin tuzlu su ile sık sık temizlenmesi medikal tedavinin etkinliğini arttıran bir yöntemdir. Bunun dışında burun içi havalanmayı arttırmak amacıyla burun etlerini küçülten ilaçlar da kullanılır. Bunlar oral alımlı sistemik ilaçlar olabileceği gibi burun spreyi olarak da kullanılabilir. Yine hastaya göre antiallerjik ilaçlar, mukolitik denilen akıntı yumuşatıcı ilaçlar ve ağrı kesiciler de medikal tedavide kullanılır. #text>
#text>
ELLE: Sinüzitin komplikasyonları nelerdir?
Op. Dr. M.?.: Sinüzit uygun şekilde tedavi edildiğinde ciddi problemlere yol açmayan bir hastalıktır. Tedavinin gecikmesi ya da uygun olmayan tedavi sonucu bazı ciddi komplikasyonlar gelişebilir. İltihabın göz çukuru içine yayılması ile körlüğe kadar gidebilen hastalıklar oluşabilir. Sinüslerin beynin komşuluğunda yer alması sebebiyle enfeksiyon beyin zarına veya beyin içine yayılarak menenjit veya beyin absesi gelişebilir. Bu tür durumlarda ciddi medikal tedavi ile birlikte cerrahi girişim kombine edilir. #text>
ELLE: Korunmak için ne yapılabilir?
Op. Dr. M.?.: Akut sinüzit genelde üst solunum yolu enfeksiyonlarını takiben gelişir. Hastaların dikkat edebilecekleri şeyler soğuğa maruz kalmamak, saçların ıslak kalmamasına dikkat etmek gibi genel önlemlerin yanısıra sigara dumanı, toz, duman, kimyasal uçucu madddeler, klimalar gibi burun mukozasının sağlıklı çalışmasını bozacak etkenlerden uzak durmaktır. Yaşanılan ortamın nemi ve ısısının uygun koşullarda olması, allerjik yapılı insanların allerjenlerden kaçınması gerekir. Burun anatomisinin yapısal bozuklukları sinüzit oluşumunu kolaylaştırdığından bu bozuklukların gerekirse cerrahi yöntemler ile düzeltilmesi gerekir. #text>
~ #text>
#text>ELLE: Cerrahi tedavi yöntemleri nelerdir?
Op. Dr. M.?.: Günümüzde standart olarak olarak yapılan cerrahi endoskopik sinüs cerrahisidir. Burada muayene sırasında kullanılan endoskoplarla birlikte sinüs cerrahisi için geliştirilmiş ince araçlar kullanılıyor. Cerrahi tedavide temel prensip endoskoplar aracılığı ile sinüslerin burun içine açıldıkları deliklere ulaşıp, bu deliklerin genişletilmesi ve sinüslerin havalanmasının sağlanmasıdır. Cerrahi girişimler tercihe göre genel anestezi ve lokal anestezi altında yapılabilmektedir. Cerrahi sonrası burun içine kısa süreli küçük tamponlar yerleştirilmekte ve ameliyat sonrası hasta birkaç kez pansumana çağrılabilmektedir. Genel olarak çok ağrılı olmayan, hasta konforunun çok fazla bozulmadığı ameliyatlardır. Popüler olmaya başlayan ve balon yöntemi olarak da bilinen balon sinoplasti, klasik cerrahi yönteme alternatiftir. Ancak yanak altı veya alın sinüslerini izole olarak tutan çok sınırlı sayıdaki sinüzitlerde kullanımı mümkündür. Yaygın sinüzitlerde klasik cerrahi yöntem kullanılmalıdır. Ayrıca cerrahi sırasında hastaya X ışını verilmesi bir dezavantajdır. #text>
#text>
#text>ELLE: Sinüzit cerrahisinde başarı ne oranda?
Op. Dr. M.?.: Sinüzit cerahisi sonuçlarının başarılı olmadığı ve hastalığın sık tekrarladığı yönünde bir inanış vardır. Bu bir yanılgıdan kaynaklanır. Alerjik zemin üzerinde gelişen polipli sinüzitlerde tekrarlama eğilimi gerçekten yüksektir. Ancak hastaların çoğunluğunu sadece sinüs kanallarının daralmış ya da tıkalı olduğu basit, tekrarlayan sinüzitler oluşturur ve bu hastalarda cerrahinin başarı oranı % 90'ların üzerindedir. #text>
#text>
#text>ELLE: Cerrahi tedavinin komplikasyonları nelerdir?
Op. Dr. M.?.: Dar bir bölgede endoskopik yöntemle iki boyutlu görüntü altında çalışılmakta ve cerrahi sırasında oluşabilecek kanamalar cerrahın görüşünü oldukça azaltabilmektedir. Sinüsler önemli organların komşuluğunda yer alır. Göz çukurları ile sinüsler arasındaki sınırı çok ince bir kemik tabaka oluşturur. Yine optik sinir denilen görme siniri sfenoid sinüs adı verilen en arka grup sinüslerin dış duvarına komşudur. Aynı bölgede şah damarının kollarından biri de yer alır. Yine sinüslerin tavanı beyin ile komşudur ve cerrahi sırasında bu duvarın zedelenmesi ile ciddi komplikasyonlar oluşabilir. #text>
#text>
#text>ELLE: Ameliyat sonrası yapılacaklar nelerdir?
Op. Dr. M.?.: Endoskopik sinüs cerrahisi genel olarak hasta konforunu çok fazla bozmayan bir cerrahidir. Ameliyat sonrası hekimin belirleyeceği aralıklar ile burun pansumanı yapılacaktır. Bu pansuman sırasında burun içinde biriken pıhtılar temizlenecek ve iyileşmenin daha hızlı olması sağlanacaktır. Ameliyat sonrasında burun içinde açık bir boşluk bırakıldığından iyileşme süreci içinde bu bölgeden kanama olma riski vardır. Bu riski azaltmak için hastaların ameliyat sonrası dönemde birkaç hafta boyunca aşırı egzersizden kaçınmaları gerekir. Bu süre zarfında kuvvetli şekilde sümkürme kesinlikle yasaktır. Hastanın ameliyat sonrasında çok sıcak olmamak koşulu ile banyo yapmasında sakınca yoktur. Enfeksiyon riskine karşılık en az bir ay denize veya havuza girmek önerilmez. #text>
SON HABERLER