BİR DENİM SİHİRBAZI
Adriano Goldschmied üzerinde çalıştığı yepyeni bir denim teknolojisini anlatıyor
ELLE ONLINE 29 Eylül 2014#text>
#text>
#text>
#text>
#text>Dünyanın en iyi jean tasarımcısı olarak tanınıyorsunuz. Başarınızın sırrı nedir?
Kişinin işini tutkuyla, kendini adayarak yapması çok önemli. Ayrıca yenilik katmak, piyasaya daha önce denenmeyen bir şeyi sunabilmek de kişiyi ayrıcalıklı kılıyor kesinlikle. #text>
#text>
#text>Denim tutkunuzdan önce tasarım hikayenizin nasıl başladığını öğrenmek isteriz. Modanın kalbi İtalya'da doğmuş olmanız tasarım öykünüzü nasıl etkiledi?
Aslında bu sektöre tamamen tesadüfi şekilde girdim. O yıllarda şimdiki gibi moda okulları da yoktu. Cortina d'Ampezzo'da bir gece kulübü işleten yakın arkadaşım bana “neden benim kulübün karşında mağaza açmıyorsun?” diye sordu. Ve böylece başladım. Cortina d'Ampezzo'nun sosyetenin uğrak mekanı olması benim için elbette büyük şanstı. #text>
#text>
#text>Sonrasında neden ve nasıl denime yöneldiniz?
O zamanlar jean'ler sadece işçi üniforması olarak kullanılıyordu. Dolayısıyla kariyerime jean'le başlamadım. Avrupa'da denim yoktu, Amerika'dan ithal ediliyordu. Amerika'dan denim kumaş sipariş ettim ve kumaşlar çok kısa geldiği için istesem de jean pantolon yapamadım ve ilk olarak şort tasarladım. Hatta farkında olmadan kısa şortları icat ettim bile diyebilirim. O zamanın muhafazakar İtalya'sında bu kısa şortlar çok konuşulmuş, skandal yaratmıştı. Ama bir o kadar da popüler olmuşlardı. #text>
#text>
#text>Jean'lerin modanın vazgeçilmez bir parçası olmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Öncelikle denimde kullanılan indigo, yani lacivert boya, jean tasarlamak için çok geniş bir seçenek veriyor. Indigo'yla binbir çeşit yıkama ve farklı renk tonları yakalanabiliyor. Birçok değişik kesimle karıştırıldığında jean dünyasında çok kreatif olabiliyorsunuz. Bir de jean'lerin farklı hatıra ve hikayelerle bağlantılı olması, onları gözümüzde vazgeçilmez ve zamansız kılıyor. Okulda giydiğiniz jean, sevgilinizle tanıştığınız gün üzerinizde olan gibi. Hepimizin giymediği ama asla atmadığı, sürekli gardıropta sakladığı bir sürü jean'i var. #text>
#text>
#text>Siz hangi marka jean'i tercih ediyorsunuz?
Levi's giyiyorum. Bugün üstümde Wrangler var. Üç önemli markanın adını söyleyebilirim: Levis, Lee ve Wrangler. Kendi tasarımlarımı asla giymiyorum. Çünkü ben bir moda insanı değilim, umurumda değil. Gerçek jean benim için Levi's, çünkü jean'in tarihini temsil ediyor. #text>
#text>
#text>Kadınlar jean seçerken nelere dikkat etmeli sizce?
Kadınlar jean seçerken yalnızca ünlü isimlerin nasıl giyindiklerine dikkat ediyorlar, oysa aynaya da bakmayı ihmal etmemeliler. Sadece trendlere göre değil kendi vücutlarına, kimliklerine göre giyinmeyi bilmeliler. Jean kişinin ruhuyla bütünleşmeli bence. Dolayısıyla herkes gerçekten kendi tarzı, vücut tipi ve yaymak istediği enerjiye göre jean seçmeli. Ben de jean'in bedenle çok iyi uyum sağlamasına önem verdiğim için her zaman canlı model kullanıyor, cansız terzi mankeni üzerinde çalışmayı sevmiyorum. Çünkü jean yaşamın bir parçası. #text>
#text>
#text>Industrie Denim'le olan işbirliğinizi anlatır mısınız?
Industrie Denim, denim kültürünü çok iyi yansıtıyor. Ayrıca denimle kombinlenecek her türlü aksesuvarın tek bir çatı altında toplanmasını, mağazanın farklı jean markalarını barındırmasını çok doğru buluyorum. Böylece müşteri seçim yaparken çok daha özgür. Yakın gelecekte yepyeni bir marka için Industrie Denim'le işbirliği yapabiliriz. #text>
#text>
#text>SELİN MİLOŞYAN
SON HABERLER