Nicolas Ghesquiere'in Marc Jacobs'un yerine atanmasının ardından tüm modaseverler olarak bugün için geri sayıyorduk. O zaten rüştünü Balenciaga'da ispat etmiş olsa da Jacobs'un 16 yıllık yerini doldurmak zor olacaktı.
#text>Biraz önce gerçekleşen ve bizi büyüleyen defileye bakınca gördük ki Ghesquiere bu büyük sorumluluğun stresini artıya çevirmeyi bilmişti. Freja Erichsen'in açılışını yaptığı (solda), ‘Skream ft. Kelis - Copy Cat' şarkısıyla başlayan ve 'Beyonce-Haunted' la devam eden defile bize her zamankinden daha güçlü bir Louis Vuitton kadını göreceğimizin sinyalini verdi: İlk dikkat çekenler deriler, toprak tonları ve defilenin tamamına hakim olan sadelikti.~Sonuçta şatafatlı Louis Vuitton atmosferlerine alışıktık: Yürüyen merdivenler, tren garları, dev atlı karıncalar! Sadece atmosfer değil koleksiyondaki parçalarda ve hatta saç-makyajda da gösterişten uzak sade ama güçlü parçalar vardı. Nicolas Ghesquiere eli boş gelmemişti; çok sevdiği geniş omuz detaylarını ve derileri de yanında getirmişti. Başrolde mini etekler, yüksek bel pantolonlar, deri ceketler; onları tamamlayan uzun çizmeler, kalın kemerler ve kürk detaylar vardı. Koleksiyonda renk olarak toprak tonları, koyu yeşiller, siyahlar ve bejler; doku olaraksa deriler, tüvitler ve bu ikilinin birlikte kullanımı hakimdi. #text>
#text>
Sonuç beklediğimize kesinlikle değdi. Siz ne düşünüyorsunuz? #text>
#text>
#text>
Gülşah Öztürk