Zamansız zarafet ve yüksek moda ile özdeşleşen isim Givenchy, yeni kitabı "Givenchy Catwalk"ı piyasaya sürmeye hazırlanıyor. Bu kapsamlı katalog, sadece bir kitap değil; aynı zamanda Givenchy’nin görkemli tarihine görsel bir yolculuk ile temel ve çağdaş tasarımcılarının dehasını sergiliyor.
1200 orijinal ve özenle seçilmiş podyum görüntüsü ile resmedilen Givenchy Catwalk, kronolojik bir tasarım sürecine odaklanarak, okuyucuyu geleneksel bir 1950'ler etiketinden günümüzdeki çağdaş eve kadar markanın evriminde bir yolculuğa çıkarıyor. Givenchy'nin koleksiyonlarına dair ilk ve tek kapsamlı genel bakış, podyum fotoğrafları aracılığıyla sunulmuş ve ünlü moda evi ile işbirliği içinde yayımlanmış.
Hubert de Givenchy bir zamanlar, "Zarafete giden en kısa yol sadeliktir" demişti. Bu, tasarımcının yarattığı her şeyin kalbinde olan bir idealdir, ancak özellikle ilk koleksiyonlarına odaklanır. Bu koleksiyonlar, diğer tasarımcıların kadın bedenini pratik olmayan şekillere hapsediyor olduğu bir dönemde, konforu ve rahatlığı temsil etti. Onun daha gevşek, genç parçaları (en azından 1952'de) radikaldi ve savaş sonrası döneminde kadınların değişen isteklerini karşılamak üzere yapılmıştı. Gençliğin bakış açısıyla basit bir zarafet, 2023'te Givenchy'nin cesur başlangıcından tam yedi onyıl sonra evin yaratıcı direktörü olarak görev yapan Matthew M Williams'ın vizyonunu da güzel bir şekilde tanımlayabilir.
Thames & Hudson tarafından yayımlanan Givenchy kitabı, 180 koleksiyon boyunca bir yolculuğa harita çıkararak dünyanın önde gelen evlerinden birinin hikayesini anlatıyor. Hubert de Givenchy'den Alexander McQueen'e, Clare Waight Keller'dan Matthew M Williams'a kadar; “Givenchy Catwalk”, evin ve onları meydana getiren tasarımcıların her koleksiyonunu kataloglamakta...
Hiçbir detayı atlamadan, Hubert de Givenchy'nin her özgün koleksiyonunu ve 1995'ten bu yana evin yenilik kodlarına yeni bir soluk kazandıran haleflerini ayrıntılı bir şekilde ele alıyor. Bu halefler, genç Britanyalı John Galliano, Alexander McQueen ve Julien Macdonald'dan, Riccardo Tisci döneminin karanlık romantizmine ve Clare Waight Keller'ın getirdiği şık cazibeden bugün Matthew M Williams'ın görev süresine kadar uzanıyor.
Moda tarihçisi Alexandre Samson ve moda eleştirmeni Anders Christian Madsen, kitabın zengin metinlerinin arkasındaki yazarlar. Samson, eski Givenchy koleksiyonlarını Galliano'ya devir gerçekleşene kadar anlatırken; Madsen ise evin çağdaş yaratıcı direktörlerinin vizyonlarını detaylı bir şekilde ele alıyor. Samson, verdiği röportajda, "Tasarımcının 1952'den 1955'e kadar olan erken yılları beni hoş bir şekilde şaşırttı" diyor. "Onun koleksiyonları gençlik, tazelik ve günümüzde hala çağdaş hissettiren trompe-l'oeil baskılarla dolup taşıyordu."
Kitap, Hubert de Givenchy'nin 20. yüzyılın ikinci yarısında modayı nasıl ileri taşıdığını ortaya koyuyor. Her zaman akıma karşı çekinmeden hareket eden Givenchy, ünlü bir kişiyi ilham kaynağı olarak konumlandıran ilk tasarımcıydı ve onlarca yıl Audrey Hepburn'ü giydirmesiyle bilinir. Aynı zamanda bir logonun değerini tanıyan ilk kişiydi ve 1970 yılında sanatçı Pierre Dinand ile birlikte ikonik "4G" şeklindeki logo işaretini yarattı.
"Hubert de Givenchy'nin mirasını keşfetmek aydınlatıcı bir yolculuk oldu; başlangıçlarının dinamiklerini, 1958'de basın tarafından 'Givenchiaga' olarak adlandırılan Balenciaga ile kurduğu dikkat çekici ortaklığı ve baskılarındaki cesur yaratıcılığı ortaya çıkardı” diyor Samson.
Aynı zamanda, Madsen için, evin günümüzdeki yüce mirası, büyük bir tarz ve zor anlaşılabilen lezzet özelliklerine dayanmaktadır. "Saflığıyla, Hubert'in modada en karmaşık miraslardan birini yarattığını düşünüyorum, çünkü sadece terzilikle sınırlı değil" diyor. "Bu, sofistikasyon ve iyi zevkle özdeşleşen bir estetiktir ve bu belirlenmiş fikirleri sarsmak zordur."
"Mevcut olduğum dönemler, farklı yollarla benim için çok şey ifade ettiler" diyor Madsen devam ediyor. "Riccardo'nun görev süresi benim için biçimlendirici oldu, Clare benim için özel bir yerde duruyor ve Matthew ile nesiller arası bir bağ hissediyorum. Eğer favori koleksiyon seçmem gerekiyorsa, John'un koleksiyonları olurdu. Onun dehası sürekli evrim geçiriyor ve benim yaptığım işin nedeni o. Son zamanlarda, Matthew'ın çalışmaları yeni bir zarafeti iletmek üzerine oldu. Bu, kendi neslinde Hubert'in kurduğu erdemlere yönelik kendi bakış açısı."
Givenchy'nin bu en son girişimi, modanın sanatına bir şahitlik niteliğindedir ve okuyucuları tasarımın tarihle buluştuğu, her kıyafetin sofistikasyon ve cazibenin bir hikayesini anlattığı bir dünyayı keşfetmeye davet etmektedir.