GUCCI'NİN YAŞAM DÖNGÜSÜ

Moda, kışkırtıcı bir şey; geleceğin bir göstergesi, ya da en azından gelecek sezon ne giyeceğimizin.

Deniz Akkaya DENİZ AKKAYA 21 Şubat 2020
GUCCI'NİN YAŞAM DÖNGÜSÜ Getty Images

Moda, doğası gereği, döngüseldir, kendini tekrarlar. Tasarımcılar trendleri geri dönüştürüyor ve çevrimiçi yaşamın hızı sayesinde stiller hayatımızdan çıktıkları hızda, başka formlarda geri dönüyorlar.

Gucci 2020 Sonbahar defilesinde, bunu baş döndürücü bir gösteriyle ele aldı. Defile, Ravel'in “Boléro”su eşliğinde dönen bir sahnede gerçekleşti. Moda Haftası ritüelinden esinlenmiş bir atlı karıncaya benziyordu. Yılda beş kez; erkekler ve kadınlar için sonbahar ve ilkbahar mevsimleri ve ek olarak resort için, Alessandro Michele bir koleksiyon tasarlıyor ve yaklaşık 10 ila 15 dakika süren her seferinde tüm moda dünyasını hayran bırakacak bir gösteriye imza atıyor. 

Bu kez Michele, herkesi sahne arkasına davet etti: Konuklar Perşembe öğleden sonra, bornozlu modellerin saç ve makyajlarının yapıldığı bir bekleme alanı aracılığıyla defile alanına giriş yaptı. Bu modeller, daha sonra gerçek Gucci tasarım ekibi üyelerinin onları seyircilerin önünde giydirdiği dönen atlıkarıncanın üzerine çıktılar. Giyindikten sonra modeller, herkesin görmesi için bir daire şeklinde, cam panellerin çevrelediği sahnenin kenarına doğru ilerledi. Daha sonra defalara kez döndüler ve sahne arkasına doğru kayboldular.

Gösteri notlarında Michele, bir defilenin sahne arkasının yaratıcı ruhunun, aynı "şiirin hayat bulduğu bir annenin rahmi" ve "güzelliğin kabuğunu kırıp hayat bulduğu kutsal bir yol" olarak adlandırıyor. Elbette, ritüel kendini tekrar ediyor, ancak her seferinde biraz daha farklı bir şekilde, bir kilise ayini veya bir tutulma gibi. Endüstrinin bu döngüsü bir insanı gerçekten yorabilir, bu yüzden Michele'in hala bundan keyif aldığını görmek oldukça ilham verici.

Koleksiyon, Gucci'den beklediğimiz şeylerin bir uzantısıydı: eksantrik ucubeler ve meraklılar, İtalyan zenginliği ve dindarlığı ve geçen sezonki müstechenlik. Yeni stiller, daralan baby-doll oranlarını, eski ve ikonik firstlady Jackie O.'nun el çantasının yeniden yaratılışını ve elbette geçmişin yeniden yorumlanmaları olan Gone With the Wind'in elbiselerinin büyük bir karışımını içeriyordu.

İşte "ritüeller" bu nedenle var. Bize anlam, amaç ve rahatlık hissi veriyorlar. Gucci, bugüne kadar her yaptığıyla son derece başarılı oldu ve zaten çok fazla şeyin olduğu bir dünyada, "yeni, yeni, yeni"  algısının baskısına boyun eğmeyen Alessandro Michele'den etkilenmemek çok zor. Michele kendinden emin ve onun için neyin işe yaradığını biliyor.

Bununla birlikte, işte tam bu yüzden de "ritüelleri" bozuyoruz. Aynı günün ilerleyen saatlerinde Moncler'de, Rimowa, Rick Owens ve JW Anderson'un yanı sıra Simone Rocha, Craig Green, Richard Quinn ve daha fazlası ile yeni “Genius” işbirliklerini sunarak defile formatını bir kez daha bozdu. 

Defilenin en favori anlarından biri, mankenin gözleri ters olarak takmasıydı. Bu basit bir değişiklikti, ama en azından doğru yöne atılmış bir adım.


SON HABERLER

Dergide Bu Ay

ELLE Türkiye 25 yaşında!

Mayıs sayımızda ELLE dergisi global kodlarıyla bir araya getirdiğimiz kendi alanlarında çok başarılı tam 8 isim ve 8 marka var.

BU SAYIDA NELER VAR?

E-Bülten Aboneliği

E-bültenimize şimdi abone olun,
magazin dünyasındaki tüm gelişmelerden anında haberiniz olsun.