“Kendimi var ederken bir şeyleri becerebildiysem, beceremediysem ya da, ‘Ne anladıysan o’... Hislerimi hisleriyle büyüten, hep yanımda olan tek kişiye. Sezen Aksu’ya ithafen…” - Hakan Yıldırım
Hakan Yıldırım, yeni koleksiyonunu kişisel bir anlatının ve kolektif bir sahneleme deneyiminin parçası olan bir defile ile sundu. Four Seasons Hotel Bosphorus’ta düzenlenen defilenin ruhunu, tasarımcının Sezen Aksu’ya ithaf ettiği kısa bir not özetliyordu: "Ne anladıysan o". Bu ifade, koleksiyonun yorumunu izleyiciye bırakıyordu. Sahnedeki kıyafetler, alışılmışın dışında kesimler ve hacim oyunlarıyla kendini gösterdi. El işçiliğinin ve detayların öne çıktığı parçalar, form ve fonksiyon arasında özgün bir denge kuruyordu.
Kumaşların hareketi, dikişlerin yönü ve kesimlerin ritmi bir araya gelerek yeni bir dil oluşturdu. Her kıyafet sadece giysi olmaktan çıktı; duygu, anı ve anlatı taşıyan birer ifade biçimi haline dönüştü. Tasarımlar tanıdık kalıpların dışına çıkarak farklı bir söylem sundu.
Defile, beden diliyle başlayan bir performansla güçlendi. Solo dans, ritmik hareketleriyle sahnede özgürlük ve isyan temalarını işledi. Bu hareketler koleksiyonun anlatısını destekleyen bir atmosfer yarattı. Uzun süre sonra podyumlara geri dönen Ahu Yağtu, defilenin açılışını yaptı. Gösteride yer alan diğer konuklar arasında moda, sanat ve müzik dünyasından tanınan birçok isim vardı.
Müzik ve ses tasarımı da koleksiyonun bütünlüğünü pekiştirdi. Yönetmen Köken Ergun’un “Ben Askerim” filminden alınan askeri tören müziği, defileye disiplinli ve teatral bir yoğunluk ekledi. Sesler, koleksiyonun kişisel anlatısını daha geniş ve kolektif bir bağlama taşıdı.
Koleksiyon, tasarımcının belirli bir yorum sunmak yerine izleyiciyi yoruma açık bir alana davet ettiği bir finalle sonlandı. Kapanıştaki cümle bu yaklaşımı doğrudan ifade etti: “İzleyen ne anladıysa o.”
1/16
2/16
3/16
4/16
5/16
6/16
7/16
8/16
9/16
10/16
11/16
12/16
13/16
14/16
15/16
16/16
