KADINLARI “UÇURAN” TASARIMCI

KADINLARI "UÇURAN" TASARIMCI

ELLE ONLINE ELLE ONLINE 22 Mart 2016
KADINLARI “UÇURAN” TASARIMCI
Madonna bile! O, bizi uçabileceğimize inandıran adam. Ünlü tasarımcı Antonio Berardi'yi yakından tanımak ister misiniz?





Harvey Nichols'ta satışa sunulan markalardan Antonio Berardi'nin kurucusu; The Woolmark Company'nin katkılarıyla 7. Moda Konferansı'nda tasarımları, Merinos yünü ve inovatif kumaşlar hakkında bilgi ve deneyimlerini paylaşmak üzere Mayıs'ta Türkiye'ye geldi. Milano'dan İstanbul'a gelir gelmez, Shangri-La Bosphorus İstanbul otelinde birlikte kahve içtiğimiz Sicilya kökenli İngiliz tasarımcıyla koleksiyonlarını, unutulmayan elbiselerini ve hatta Madonna'yı konuştuk.





ELLE: Neden Milano'da yaşıyorsunuz?





ANTONIO BERARDI: İşim gereği Milano'da yaşıyorum. Yoksa yaşamak istediğim şehir kesinlikle büyüdüğüm ve çok sevdiğim Londra. O yüzden de oraya sık sık gidiyorum.





ELLE: İtalyan asıllı bir İngiliz olmanız sizi tasarım manasında nasıl etkiledi?





A.B.: Sanırım İngiliz olmam dikiş ve kesim konusunda bu kadar titizlenmemin açıklaması. İtalyan tarafımsa daha romantik ve duyarlı.





ELLE: Bunun için “mükemmel karışım” diyebilir miyiz?





A.B.: Sanırım evet. Bizim meslekte tüm bu özellikler çok önemli; mesela İtalyan tarafım için kumaş, kesim ve aynı zamanda kadını yüceltmek. İngiliz tarafımsa tüm bu tasarımların kusursuz olması için uğraşıyor. O yüzden iyi bir karışım ve denge diyebiliriz.





ELLE: Kusursuz elbiseyi nasıl tarif edersiniz?





A.B.: Henüz kusursuz elbiseyi tasarlamadım, o yüzden tarif edemem. Her seferinde bunu denediğimi söyleyebilirim. Ancak şunu biliyorum: Kusursuz elbise 360 derece, yani ona hangi açıdan bakarsanız bakın kusursuz görünmeli. Siz hareket ederken de öyle. Sanırım benim derdim de, böyle elbiseler tasarlamak. Bir elbisenin dümdüz baktığınızda güzel durması bana yetmiyor; onu giyen kadın yürürken, hareket ederken de güzel görünmesini umursuyorum. O yüzden hacim seviyorum.





ELLE: Tasarımın hangi kısmı daha heyecanlı?





A.B.: İlk fikir, yani bir elbiseyi ilk düşlediğim, ilk aklıma geldiği an, benim için en heyecanlı kısmı. Daha sonra kumaşı seçme, dokusuna karar verme geliyor. Malzemeye karar verdiğimde o tasarımı çizerim. Model üzerindeki ilk prova çok ilginç bir an; düşlediğim elbisenin çok beklenmedik yönlerini o aşamada fark ederim. Bir kadın üzerinde, hareket ederken görmekse en mutlusundur.





ELLE: Antonio Berardi giyen kadınların ortak noktası nedir diye düşündünüz mü?





A.B.: Bunu ben de çok merak ediyorum. Keşke bilebilseydim. Dünyada bu kadar çok tasarımcı ve seçenek varken gelip benim yaptıklarımı seçiyorlar. Düşününce, çok tuhaf bir durum.


~ DEFİLE BİTER BİTMEZ NELER HİSSEDİYOR?



ELLE: Hiç “ya bu koleksiyonu beğenmezlerse”, “iyi bir iş çıkmazsa” diye endişelendiğiniz oluyor mu?





A.B.: Her zaman endişeleniyorum. Koleksiyonlar, bebeğinizin olması gibi. Herkesin onu beğenmesini, sevmesini istiyorsunuz. Her koleksiyonda benzer duygular yaşıyorum.





ELLE: Madem öyle, bunu düşünmemeye mi çalışıyorsunuz?





A.B.: Yok, düşünmek de iyi. Defile bitiminde pek çok kişi kulise gelip güzel şeyler söylüyor veya tasarımları övüyorlar. Daha sonra merak edip duruyorsunuz, acaba gerçekten bunu inanarak mı söylediler, gerçekten beğendiler mi? Bu ruh halleri de sağlıklı. Her koleksiyonun muhteşem olduğunu düşünemezsiniz. Yapabileceğiniz tek şey, sonraki koleksiyona odaklanmak ve tekrarlamamak için tasarımlardaki her hatayı görmek.





ELLE: Koleksiyonlarınızda hatalar mı var?





A.B.: Tabii ki! Defile biter bitmez genelde koleksiyondan nefret ediyorum, mümkünse tekrar görmek istemiyorum. Çünkü benim için bitmiştir. Yeni tasarımları düşünürüm.





ELLE: Bu röportaj, geleneksel “Yeşil Sayı”mız için yapılıyor...





A.B.: Doğayı seviyor ve umursuyorum. Geri dönüşümü olmayan malzemeleri kullanmamaya özen gösteriyorum. Bilinçli bir tüketici ve tasarımcı olmaya gayret ediyorum. Tasarımlarımı kadınlar için yapıyorum. Kadınların kendilerini güzel ve rahat hissetmelerini umursuyorum. Bence bu da önemli. Büyük resmi düşününce bunun da hayatımızda fark yarattığına inanmak istiyorum.


Antonio Berardi hiç not almaz ve fotoğraf çekmezmiş. Dünyayı geziyor, gördüklerinden etkileniyor, bir detay hoşuna gidiyor... “Hepsini depolarım. Bende fil hafızası var, hiçbir şeyi unutmam. Ve ne zaman ihtiyacım olsa o detay aklıma gelir” diyor. Tebrik ediyoruz!





KIRMIZI ELBİSELİ MADONNA





Adınız Madonna'ysa istediğinizi yapar, aklınıza eseni giyersiniz.





Özetle, sonsuz seçeneğiniz var. Ancak o gidip MDNA adlı 12'nci albümünün kapağında kırmızı Antonio Berardi elbise giymeyi tercih ediyor. Hafif vatkalı elbise, kırmızı ruju ve kırmızı parmaksız eldivenleriyle ilk dönemde Madonna'yı hatırlatıyor. Fotoğraf, Mert & Marcus imzalı. Antonio Berardi, albüm kapağını gördüğünde neler hissetti? “Nutkum tutuldu. Eve gitmiştim, bir e-posta aldım. Açıp baktım, bahsettiğiniz albüm kapağı. Madonna elbisemi giymiş! İnanılmaz bir duygu. Sonsuza dek hatırlayacağım bir an. Gerçek olamayacak kadar güzel. Kimse böyle bir şeye kayıtsız kalamaz. Dünyadaki her tasarımcı Madonna'nın, kendi tasarımlarını giymesini ister.” Üstelik Antonio Berardi, yıllarca Madonna konserlerine gitmiş; sıkı bir hayranı. Peki Madonna'yla tanıştı mı?





Yazı: Suzan Yurdacan

SON HABERLER

Dergide Bu Ay

ELLE Nisan Sayısı Çıktı!

ELLE Nisan Sayısı Çıktı!

Yeni sayımızın kapağında oyuncu Hazar Güçlü var.

BU SAYIDA NELER VAR?

E-Bülten Aboneliği

E-bültenimize şimdi abone olun,
magazin dünyasındaki tüm gelişmelerden anında haberiniz olsun.