STİLİZE GÖMLEK OYUNLARI

Bir zamanlar sadece iç çamaşırı görevini üstlenen gömlekler zaman içinde güçlü bir sembole dönüşürken bugün çeşitli stil oyunlarında başrolü kapıyor.

ELLE ONLINE ELLE ONLINE 11 Eylül 2018
STİLİZE GÖMLEK OYUNLARI Getty

Bugün size DKNY’nin 2017 ilkbahar-yaz defilesinde podyuma taşıdığı arkası kuyruklu dümdüz beyaz gömleklerinin Mısırlıların dikdörtgen bir keten parçası olarak tasarladıkları ilk gömleklerin atası olabileceğini söylersek şaşırır mısınız? Neden olmasın? Kesinlikle büyük bir benzerlik ve süreklilik var. Orta Çağ’da kraliyet ailelerinin sembolü gömlekler, parçayı bu sezon adeta baş tacı yapan Jacquemus’un özellikle ihtişamlı yakalarında yankı buluyor. 16’ncı yüzyılda danteller ve fırfırlarla süslenerek ağır ve soylu bir görünüme bürünen, burjuvaziyi işaret eden gömleklerse ruhunu bu yaz kesinlikle Dolce&Gabbana’ya teslimetmiş. 18’inci ve 19’uncu yüzyılın şaşaalı, kat kat yakalarıysa Zimmermann’ın boynu ve kolları saran ihtişamlı volanlarında hayat buluyor. Balenciaga’nın sımsıkı kemer/korselerine hapsolan mavi çizgili ya da pembe gömlekleri disiplini ve okul formalarını, Hermes’in ipekleriyse klasik şıklığı anımsatıyor. Tarihi çok eskilere dayanan gömlek, modanın eskiyi yeniden ama bambaşka form, kumaş, desen ve stilde yaşatma oyununda sahneyi bu sezon kimseye kaptırmıyor. Peki ama şekilden şekle, renkten renge, modelden modele giren gömleği siz nasıl giyiyorsunuz?




GÖMLEK TARİHİ

Orta Çağ’dan itibaren keten ve ipekten beyaz renkte üretilmeye başlayan gömlek yıllar içinde farklı renk, kumaş, kesim ve stilde modanın vazgeçilmez parçasına dönüştü.

ZENGİNLİK GÖSTERGESİ GÖMLEK

Temelde bir iç çamaşırı parçası olarak doğan, 18’inci ve 19’uncu yüzyıllardaysa dantel ve işlemeleriyle bir zenginlik ve soyluluk göstergesine dönüşen gömleğin asıl değişimi Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra gerçekleşir. Bu arada, zenginlik ve ayrıcalıktan bahsetmişken, sınıfsal bir ayrıma işaret eden beyaz gömleğin, bedensel değil zihinsel güçleriyle masa başında çalışan “beyaz yakalılar” adlı bir grubu nitelediğini de unutmayalım. Savaş yıllarından sonra ilk defa düğmelerle birlikte üretilmeye başlanan, renklenen, çizgili ya da puantiye desenlerle o klasik ve ciddi görünümünden çıkan gömleklerin özellikle 20’li ve 30’lu yıllarda kadının cinsiyet eşitliği mücadelesinde önemli yer tuttuğunu hatırlamakta da fayda var. Yıllar boyunca sadece erkekler tarafından giyilen, eril şıklığın simgesi olan gömleklerin Greta Garbo, Marlene Dietrich, Katharine Hepburn gibi ünlü yıldızlar tarafından smokin ceketin altında taşınmaya başlaması, kadınların rol modelleri izinde erkek gardırobundan bir parçayı kendi gardıroplarına dahil etmeleri, her alanda başlayan eşitlik mücadelesinin giyime de damga vurduğunu gösterirken beyaz gömleğin bu mücadelede önemli bir simgeye dönüştüğünü açığa çıkarır. Gömlek o yıllardan bugüne androjen kimliğin ve cinsiyetsizliğin en mükemmel parçası olmaya devam ediyor.

DRIES VAN NOTEN - MICHAEL KORS -  JACQUEMUS


YARATICILIKTA SINIR YOK!

60’ların vücudu sımsıkı saran, 70’lerin etnik, spor çağının başladığı 80’lerin esnek kumaşlı ve “Working Girl” filminin etkisiyle çalışan kadına atıfta bulunan vatkalı gömlekler, 2000’lerde kuralsızlığın, konforun ve rahatlığın simgesi olarak gardıroplarımızda yer alırken bu yaz sezonunda hiç olmadıkları kadar eksantrik, mizaha ve oyuna açık, gizemli olduğu kadar da eğlenceli ve şaşırtıcı bir kimlikle karşımıza çıkıyorlar. Temelde bu “basic” ve formel parçanın aslında ne kadar oyuna ve değişime açık olduğunu fark eden moda dehası Karl Lagerfeld’in, “Moda tarihinde hangi parçanın yaratıcısı olmak isterdiniz?” sorusuna “Beyaz gömlek” diye cevap vermesi boşuna değil. Aşırı geniş ya da volanlı kollar, tek omzu açıkta bırakan kesimler, düğmeleri arkada, tek kolda bulunan ya da sırta tamamen özgürlük veren modeller, üstüne elbise, büstiyer ya da korse giyilen, kolları önde bağlanan veya önde düğümlenen kendinden kemerli gömlekler... Hepsi de bu sezon tasarımcıların hayal güçlerini nasıl zorlayıp yaratıcılıklarını sınırsızca kullandıklarını gösteriyor. Temelde bu derece kodlanmış, klasikleşmiş ve temel bir parçanın parçalanıp form değiştirmesi ve yepyeni kalıplarla sunulması modanın üretkenliğini ve zıtlıklardan neler keşfedebildiğini gösterirken, “moda kendini tekrar ediyor” klişelerine de yerinde bir yanıt oluşturuyor.


GÖMLEKTE DEKONS TRÜKTİF ETKİLER

Gömleğin bu oldukça deneysel ve mizahi tavrında en çok da dekonstrüktivizmi modayla tanıştıran, tasarıma mimari bir dokunuş çerçevesinde yaklaşıp farklı kesim teknikleri kullanan Yohji Yamamoto’nun, Ann Demeulemeester’ın ve Martin Margiela’nın katkılarını görmek gerekir. Her daim yerleşik kurallara kafa tutarak klasik estetik anlayışına karşı çıkan bu avangart tasarımcılar gömleğin asi duruşuyla oynamayı çok iyi başarıyorlar. Ann Demeulemeester’ın parça parça yakalı tek kollu beyaz gömleği, Margiela’nın “body” şeklini almış mavi gömleği, Yamamoto’nun asimetrik cepli beyaz gömlek elbiseleri özgün ve yenilikçi formlarıyla dikkat çekiyorlar. Ve şimdi sıra sizde! Biraz mizah, biraz yaratıcılık, biraz cesaret, biraz de stil bilginizle tasarımcılığa soyunabilir, gömleğinizi hiç beklenmedik formlarda kullanabilirsiniz. İster ters giyin, ister tek kolunu boşta bırakın, ister belinize kemer gibi sarın, ister üstüne sütyen takın ya da ister başka bir gömleğe kollarıyla bağlayın... Patron sizsiniz!

GÖMLEĞİNİZİ NASIL GİYERSİNİZ?

• Klasik bir tarzdan yanaysanız, ofise ya da bir iş görüşmesine g iderken gömleği jean ve ceketle kullanın.

• “Boyfriend jean”le giyeceğiniz çizgili bir gömlek ve “sneakers”larla rahat bir stile imza atın.

• Dizde biten deri etek, deri mont ve botlarla “rock” görünün.

• Üzerinize bir ve hatta iki beden büyükmüş gibi duran “boyfriend” gömlekleri elbise gibi kullanın.

Özellikle de bacaklarınıza güveniyorsanız!

• Beyaz gömleğin yaka kısmına takacağınız broş, fular ya da kurdeleyle stilinize hareket katın.

• Gömleğinizi yazın kısacık mini jean şortunuzla kullanın, gözler üstünüzde olsun!





                  Ada Kokosar                                     Michi Delane                                       Leandra Medine                                                  Anna Dello Russo

AVANGART VE ÇEKİCİ

Bu sezon en yaratıcı şekillerde kullanılan gömlekler sırtı ve tek omzu açık bırakan modelleriyle fazlasıyla çekici. Modaya dekonstrüktif bir bakış açısıyla yaklaşan Ann Demeulemeester’ın gömlek tasarımlarıysa farklı kesimleriyle avangart.




                    Alexandra Lapp                                                                      Darja Barannik                                                                   Yoyo Cao

EĞLENCELİ VE SÜPRİZLİ

Temelde klasik bir parça olarak doğan, günümüzdeyse çeşitli renklerde, bazen çizgili, bazen yere kadar uzanan bir modelde, bazen üstüne büstiyerle giyilen gömlekler bu sezon gardıropların en eğlenceli ve sürprizli parçalarından olacağa benziyor.




                               Yoyo Cao                                                                              Sofie Valkiers                                                                Diana Bell Heather

BEYAZ AŞKI

Moda tarihinin en eskimeyen parçalarından olan beyaz gömleği deri bir şortla, çizgili pantolon ve renkli eteklerle kullanabilirsiniz. Beyaz gömlekler devasa manşetler, Viktoryen yakalar ya da düz modellerle kalpleri her daim fethetmeye devam ediyor.




                            Laura Strantz                                                                    Camille Charriere                                                                 Irina Lakicevic

YAZAN: Selin Miloşyan

ELLE, Mayıs 2017 sayısından alınmıştır.


ETİKETLER
SON HABERLER

Dergide Bu Ay

ELLE Türkiye 25 yaşında!

Mayıs sayımızda ELLE dergisi global kodlarıyla bir araya getirdiğimiz kendi alanlarında çok başarılı tam 8 isim ve 8 marka var.

BU SAYIDA NELER VAR?

E-Bülten Aboneliği

E-bültenimize şimdi abone olun,
magazin dünyasındaki tüm gelişmelerden anında haberiniz olsun.