TRANSPARAN OLMAYA CESARETİNİZ VAR MI?

Her anımızı paylaştığımız bir dönemde her şeyi olduğu gibi ortaya koymaya ne kadar cesaret edebilirsiniz. Filtrelemeden, mükemmelleştirmeden. Çünkü artık transparan olmak yeni seksi.

ELLE ONLINE ELLE ONLINE 03 Eylül 2018
TRANSPARAN OLMAYA CESARETİNİZ VAR MI? Getty

Başarısızlık hikayeleri, popodaki çatlaklar, pürüzlü yüzler, yoga yaparken yüzüstü yere kapaklanan insanlar... Mükemmelleştirilen hayatlardan, uzatılmış bacaklardan sıkıldınız mı? Herkes gibi. Konumuz dürüst, samimi ve transparan olmak. İnternet kültürünün hayatımıza girmesiyle her şey değişti. Steve Jobs’ın, 2007’de ilk nesil iPhone’u “hayatınızı değiştirecek” diye tanımlamasının ardından 11 yıl geçti. Bu dijital transformasyon sayesinde hiç tanışmadığımız insanların hayatına hakim olduk. O an nerede olduğumuzu, açık adresimizi dünyayla paylaştık. Muazzam yeme alışkanlıklarımız, süper disiplinli spor rutinimiz, birtakım aplikasyonlarla mükemmelleştirilmiş yüzlerimiz, inceltilmiş bacaklarımız var. Olmasa bile varmış gibi yaptık. Bazen kendimizi öyle kaptırdık ki ilişkilerimizi, ruh halimizi, gardırobumuzu, seyahatlerimizi o hiç tanımadığımız mükemmel hayatlarla kıyaslar olduk. Sırf Instagram’dan popüler, like’ı çok diye satın aldıklarımız ve birkaç kere giydikten sonra sıkıldıklarımıza ne demeli? Kendi hayatımızın en parlak anlarını paylaşırken en derinlerde yatan hislerimiz ne? Beğendiğimiz o insanlar tarafından onaylanmak, bir gruba ait olmak mı? Kalpler art arda o küçük karenin tam orasında belirdikçe egomuz okşandı. Paylaşmadıkça kendimizi dünyadan kopmuş hissettik. Saklamak istediğimiz hiçbir şey yokmuş gibi ama hayatımızın en sıkıcı yanlarını gizleyerek paylaştık her şeyi. Yolda bir yerlerde kendi gerçekliğimizden koparak dijital versiyonlarımızı yarattık. Bilmemeyi unuttuk. Google’dan o an arattığımız bilgiyi, sanki yıllardır biliyormuş gibi post’larımızın altına kopyaladık. Amerikan televizyon ikonu, bir nevi de psikoloğu Oprah Winfrey’nin bir zamanlar tanımladığı gibi, “kendi gerçeğimizi yaşama halinden” ne zaman ve neden vazgeçtik? Artık dijital transformasyon yaşadığımız yeni ve belki de daha dürüst bir dönemin içindeyiz. 2000’lerin idealize edilen hayatlarından sonra şu sıralar yeni bir ruh hali gündemde: transparan olmak. Mükemmel hayatların sıkıcılığından uzak. Kylie Jenner’ın üst dudak dolgularını çıkarttırması. Paylaşım sayısı 1 milyonu geçen failure (başarısızlık) hashtag’i. Pulitzer ödüllü Kendrick Lamar’ın, şarkı sözlerinde, artık mükemmel popolar değil, gerçek ve çatlaklarla dolu popolar görmek istediğini yazması. Ünlülerin makyajsız hallerini daha çok sevdik. Baş üstü duruşuna kalkarken düşenlerin bizden olduğunu hissettik.

WIKILEAKS'TEN RIHANNA'YA

2006’da İsveç merkezli WikiLeaks’in devletlerin ve kuruluşların kirli çamaşırlarını ortaya dökmeye başlamasıyla, Rihanna’nın 2014’te CFDA ödül töreninde temiz çamaşırlarını ortaya çıkarması arasında paralellik olan bir hikaye bu. Her zamanki gibi modanın sosyolojik olaylardan etkilenmesi. İç çamaşırlarımızı gizlemek yerine ortaya koyduğumuz bir dönem. Çantaların şeffaflaştığı, kumaşların inceldiği. Simone Rocha’nın emprime tülleri, Helmut Lang’in iç gösteren pleksi çantaları. Yeezy’den Chanel’e şeffaf çizmeler, Burberry’nin yağmurlukları... Opaklık seçeneği, artık cesaretle her şeyi ortaya koyan tasarımlara evrildi. 2000’lerin başında Alexander McQueen ve Dolce&Gabbana’yla başlayan bu trend, 2007’de Chanel’le atağa geçti. 2010’lu yıllarda bizi şaşırtan, cüret göstermememizi hatırlatan transpanları içselleştirdik, normal karşılamaya başladık.

Şeffaflık bu zaman sürecinde kumaşların ötesine geçerek bir 

trendden modaevlerinin benimsediği bir stratejiye dönüştü. 2015’te Prada, Corporate Social Responsibility programını halkla paylaşacağını açıkladı. Bu programda modaevinin etik ilkelerini, doğaya karşı nasıl bir tutum sergilediğini görebiliyorsunuz. “Sürdürülebilirlik, lüks modaevlerine iliştirilmiş bir kod gibi olmalı” diyor Gucci, YSL ve Balenciaga’yı bünyesinde barındıran Kering Group’tan Marie-Claire Daveu. “Endüstrimizin en önemli rollerinden biri, içinde yaşadığımız dünyayı güzelleştirmek; öyleyse bunu her açıdan yapmalıyız. Etik bir anlayış ve sürdürülebilirlik bu yüzden en büyük sorumluluklarımızdan.” LVMH grubuysa aynı dönemde sosyal ve çevresel etkileri geliştirerek sürdürülebilirlik açısından gelişmek istediklerinin altını çiziyor. Lüks moda sektörünün en güçlü isimleri bu konuda bir yol açabilirlerse sektörün olumsuz etkilerini tamamen değiştirebileceklerinin farkındalar ve bununla yüzleşiyorlar. Trendlerden marka stratejilerine kadar etki eden bu tavır, iletişim kanalında da devreye giriyor. Mesela, Paris’teki mağazasında Çinli müşterilerine kötü davranan çalışanları sosyal medyaya düşünce, Balenciaga kendi Instagram hesabından özür diledi. Transparanlık zincirinin halkası gün geçtikçe büyüdü. Gucci, Harlem’li couture ustası Dapper Dan’i kopyalayarak koleksiyon sundu fakat işler ortaya çıkınca hatasını kabullenerek, özür niteliğinde Dan’le birlikte koleksiyon yaptı. Sıfırdan Instagram’dan doğan ve milenyallerin favori kozmetik markasına dönüşen, 1.3 milyon takipçili Glossier transparan strateji konusunda bütün dünyaya pazarlama dersi verdi. Emily Weiss’in birkaç dolara satın aldığı admin bugün değeri milyon dolar eden kozmetik imparatorluğuna dönüştü. Takipçi sayınız 300 de olsa 300K da Glossier ismiyle paylaştığınız her gönderiye kendilerinden bir geri dönüş alıyorsunuz. Stratejileri influencer olmayanlara bile influencer gibi davranmak ve herkesi değerli hissettirmek. Z jenerasyonunun (90’ların ortasında doğanlar) ve milenyallerin (80’lerin başından 90’ların ilk yıllarına kadar doğanlar) markalardan ve genellikle takip ettikleri insanlardan beklentileri bu yönde. Kartların açık oynanması, takipçisi sayısı ne olursa olsun herkese aynı değerin gösterilmesi, pahalı bir çantaya sahip diye birinin diğerine üstünlük taslamaması... Good Is The New Cool kitabına göre, milenyallerin sosyal sorumluluk konusunda duyarlı markaları daha çok destekledikleri ortaya çıkıyor. Her zaman “ben” dediği sanılan yeni jenerasyon aslında “biz” diyen, dürüstlüğe önem veren, duyarlı, dünyada pozitif etki yaratmak isteyenler. Cool görünmeye çok meraklıysanız siz yine hobi olarak görünün. Ama bir yandan da dürüst ve gerçek olmayı sepete ekleyin. Çünkü iyi ve transparan olmak artık yeni cool.

''Endüstrimizin en önemli rollerinden biri, içinde yaşadığımız dünyayı güzelleştirmek; öyleyse bunu her açıdan yapmalıyız.''

-Marie-Claire Daveu


Şeffaflık kumaşların ötesine geçerek bir trendden modaevlerinin benimsediği bir stratejiye dönüştü.

YAZI: Serli Gazer Boyacı

ELLE, Ağustos 2018 sayısından alınmıştır.









ETİKETLER
SON HABERLER

Dergide Bu Ay

ELLE Türkiye 25 yaşında!

Mayıs sayımızda ELLE dergisi global kodlarıyla bir araya getirdiğimiz kendi alanlarında çok başarılı tam 8 isim ve 8 marka var.

BU SAYIDA NELER VAR?

E-Bülten Aboneliği

E-bültenimize şimdi abone olun,
magazin dünyasındaki tüm gelişmelerden anında haberiniz olsun.