Quentin ve Jemima Jones kardeşlerin yakın çevrelerine bu etkinlikte ev sahipliği yaptığı gecede konuklar, ev sahiplerinin arkadaş çevresinden olan moda ve kültür dünyasından kişiliklerdi.. Tasarımcı ve oyuncu Waris Ahluwalia; evli çift oyuncu, sinemacı ve şair Greta Bellamacina ve grafik sanatçısı olarak tanınan Robert Montgomery. Ayrıca, Mango’nun elçisi ve kreatif direktör Sofía Sánchez de Betak; sanat ve tasarım danışmanı Hikari Yokoyama ve son olarak da, model Kit Butler idi.
70'li yıllar, dantel, deri veya kadife kombinleri ile bu koleksiyonun ilham kaynağı oldu. Parıltılar, payetler ve püsküller, tüm çeşitleriyle, her türlü tarza keyif ve zarafet kazandıran unsurlar olarak karşımızda. Koleksiyondaki parçaları incelemek için fotogaleriyi tıklayın.
Gecenin ev sahibi Jemima Jones ile gerçekleştirdiğimiz, modadan gastronomiye uzanan keyifli röportajı aşağıda okuyabilirsiniz.
ELLE: Yaratıcılığınız yadırganamaz. Moda sektöründen birçok isimle çalıştınız. Moda sektörü ile olan ilişkiniz tam olarak nedir?
Jemima Jones: Moda sektöründe Lucy ile birlikte Tart London’ın açılışını yaparken oldu aslında. Moda çekimleri, show’ları ve etkinlikleri için catering çalışmalarımız da böylece başlamış oldu. Bu çok eğlenceli ve ilham verici geldi bize. O dönemlerde böyle niş bir sektör yoktu. Pop-up bir mutfak ile taze, sezona uygun ve klasik anlamda güzel yemekleri sevgi ile yapmaya başladık.
ELLE: Daha önce de moda sektöründe çalışıyordunuz. Tam olarak ne yapıyordunuz?
Jemima Jones: Modellik yaparak başladım. Okurken bir taraftan da kendime cep harçlığı çıkarmaya çalışıyordum. Daha sonrasında da boş yılımı doldurmaya çalıştım. Bu esnada da New York’da V Magazine ve Vanity Fair için stajyerlik yapmaya başladım.
Daha sonra da Art and Commerce ajansında çalışmaya başladım. Büyük adımımı da 25 yaşındayken sevdiğim yer yani mutfağa geçerek yapmış oldum.
ELLE: Tart London deneyiminiz nasıl başladı peki? Bize hikayesini anlatır mısınız?
Jemima Jones: Kendime çok benzettiğim bir kız ile tanıştıktan sonra oldu. Lucy ile ilk defa olarak 20’li yaşlarımızın başında tanıştık. Ikimiz de New York’da yaşıyorduk ve tanışır tanışmaz birbirimiz ile çok iyi anlaşmaya başladık. Her ikimiz de yemek yemeyi ve yapmayı seviyoruz. Hep hayal kurardık; hem fotoğraf, hem moda hem de yemek pişirilen ve güzel vakit geçirilebilen bir yer açmayı düşlerdik. Aynı zamanda burasını minik bir çiftlik gibi düşünürdük; kendi yumurtalarımızın olduğu, tavuklarımızın olduğu bir yer.
Çok şanslıydık. Bir ekip olmaya karar verdiğimiz andan itibaren gerisi kendiliğinden geldi. Ayrıca da Lucy’nin büyük annesinden bize muhteşem ekipmanlar da geldi.
ELLE: Bize Mango ile işbirliğinden bahsedebilir misin?
Jemima Jones: Çok güzel bir işbirliğiydi, hayal gibiydi. Hem de kardeşim ile de aynı projede bulunmak daha da heyecan vericiydi. Her ikimizin de bu projede en iyi yaptığımız şeyleri yaparak bir araya gelmesi paha biçilmezdi. Proje samimi bir ortamda, arkadaşlarla, güzel bir yemeğin etrafında, gülerek, eğlenerek vakit geçirmemiz. Daha güzel bir proje olamazdı.
ELLE: Sizce Mango kadını kim?
Jemima Jones: Konsantre, istekleri olan bir kadın. Ama aynı zamanda güzel vakit geçirmesini de bilen birisi!
ELLE: Çok iyi bir partneriniz var. Ve her ikiniz de seyahat etmeyi ve otantik yemekler yapmayı seviyorsunuz. Yaratma sürecinizden bahseder misiniz?
Jemima Jones: Mutfaktaki yaratıcılığımız mevsimler ile alakalı. Ama aynı zamanda yapmaktan keyif aldığımız malzemeler de etkiliyor. Seyahatlerimizden de çok ilham alıyoruz elbette. Egzotik yerlere gidince, yemek kitaplarını karıştırınca veya Londra’daki zengin restoranlara gidince yeni şeyler keşfediyoruz.
Sebzeli yemekleri çok seviyoruz. Tatları, renkleri, kontrastları çok seviyoruz. Acıyı, baharatları, ekşiyi, soğuğu, tatlıyı birbiriyle karıştırarak yeni tatlar bulmayı seviyoruz. Bizim için yemekler orijinal karışımlardan geçiyor. Ayrıca, yemeklerin nasıl tanıtıldığı da çok önemli elbette. Son dakika da konulan detaylar; kaliteli bir zeytinyağı, bitkiler, yenebilir çiçekler, pişirilmiş tohumlar, kuruyemiş, peynirler vs. Bunların hepsi yemeğe bambaşka bir hava katıyor!
