MERYEM UZERLİ HAKKINDA HER ŞEY

Oynadığı karakterlerde ciddi performanslar sergileyen, duygularını yoğun yaşayan, güçlü bir kadın Meryem Uzerli. Filtreler koymadan, olduğu gibi anlatıyor kendisini.

ELLE ONLINE ELLE ONLINE 30 Haziran 2017

Çocukken odasından çıkmayan, utangaç, kimseyle konuşmak istemeyen, hatta kendini gözlükleri eksik bir “nerd” olarak ifade eden Meryem Uzerli’nin bugün Türkiye’nin ve hatta Orta Doğu’nun en popüler oyuncularından olması hayatın bir şakası gibi. Onunla sohbet etmek için kuaföründe buluştuğumda, bu anlattıklarını kendisiyle ilişkilendirmek için çok çaba sarf ettim. Çünkü karşımda gerçek anlamda samimi bir kadın vardı. Ünlü insanlarla yapılan röportajların başına genelde bu sıfat eklenir: “samimi”. Meryem Uzerli’yle tanıştıktan sonra gerçek samimiyetin ne olduğunu anlıyorsunuz, çünkü kendisini olduğu gibi kabul edip seven ve bunu yansıtmaktan korkmayan bir kadın görüyorsunuz karşınızda. 

“Teenage zamanlarımda çok utangaç, kimseyle konuşmayan bir kızdım. Kendi dünyamda yaşardım. Öyle kalabalık arkadaş grubum yoktu. Her zaman birkaç tane çok yakın arkadaşım oldu” diye anlatmaya başlıyor Büyükada’da geçirdiği yaz tatillerini. Çekim için gittiğimiz bu adaya gençliğiyle buluşuyor bir nevi. “Büyükada benim için çok özel bir yer, çünkü bir yaşımdan 15 yaşıma kadar her yaz orada ailecek zaman geçirirdik. Babamın arkadaşının oteli vardı ve her yaz en az üç hafta orada kalırdık. Yaz bittikten sonra Almanya’ya geri döndüğümde okul arkadaşlarıma sürekli bu anıları, şahane sabah kahvaltılarını, akşam adada yaptığımız mangal partilerini anlattığımı hatırlıyorum” diyor. O yıllarda çok utangaç ve çekingen olması, kendisini garip hissetmesine neden oluyormuş. Fakat şimdi dönüp o küçük Meryem’e bir tavsiye verecek olsa “Kendini garip hissetme derdim” diyor. “Şu an kendini, duygularını ve derin iç dünyanı keşfediyorsun. Zamanla her şey halloluyor.” Artık duygularını saklamayan, nasıl hissediyorsa öyle yaşamaktan çekinmeyen bir kadına dönüşmüş durumda. İç dünyasıyla dış dünyasının tamamen buluştuğunu ve bu yüzden kendisini çok özgür hissettiğini anlatıyor.

“VÜCUDUMDA BİR HAYAT DOĞDU, NASIL DEĞİŞMEYEYİM?”

Özellikle de anne olmak ona farklı duygular tattırıyor. İlk defa hayatında birine karşı bu kadar yoğun sevgi ve aynı zamanda da korku hissettiğini söylüyor. “Ben Lara’yı kişisel yolcuğumda sadece bir parça olarak görüyorum. O dünyaya geldi ve ben tamamen değiştim diye bir şey yok. Tabii ki bir değişiklik oluyor, vücudumda bir hayat doğdu, nasıl olmasın ki? Anne olunca kendine daha da fazla kavuşuyorsun, çünkü hayatı daha farklı algılamaya başlıyorsun.” 

Üç milyon takipçisinin olduğu Instagram hesabında sık sık kızıyla yaşadığı eğlenceli anları paylaşırken aslında onun anneliğine dair küçük bir ipucu da ediniyorsunuz. “Çok sert bir tavrım yok ona karşı. Kendim için süper, mükemmel bir anneyim diyemem ama zaten mükemmel anne olmak ne demek ki? Eğer çocuğuma güven verebiliyorsam ve içimdeki sevgi potansiyelini ona yüzde 100 yansıtabiliyorsam benim için mükemmellik odur.” Tüm gözler üstünüzdeyken bekar bir kadın olarak çocuk büyütmek hala, Türkiye’de aykırı ve zor bir durum. Meryem Uzerli bu durumun altından ustalıkla kalkıyor, çünkü zaten aksini yaşamadığı için onun ve Lara’nın normali bu oluyor. “Lara böyle doğdu ve büyüyor, ben de Lara’yla böyle doğdum ve büyüyorum. Bu bizim için normal bir şey, ne zor ne de kolay olarak tanımlayabilirim.” Kızını ruhsal anlamda alçak gönüllü, herkese saygı duyan, bu hayatı derin bir şekilde yaşayan, bu dünyada en önemli şeyin sevgi vermek, sevgi almak, mutlu olmak ve mutlu etmek olduğunu anlatarak yetiştirmek istiyor. “Hayatın bu şekilde yaşanınca değerli olduğunu ona öğretmek istiyorum” diyor. İkinci çocuk mu? “Bir gün neden olmasın, çok isterim.”

Ne olursa olsun hızlı üzülen ama hızlı bir şekilde de ayağa kalkmayı öğrenen, farkındalığı yüksek bir kadın o. Popüler olma hissiyle baş edebilen ve bu duruma büyük anlamlar yüklemeyenlerden. “Popüler olmak ne demek ki? Bir gün öleceğimi biliyorum, kendimi nasıl ciddiye alabilirim ki? Bu, çok dengesiz ve yalan bir dünya. İnsanlar seni tanıyor ama aslında gerçek anlamda tanımıyorlar. Popülarite bir günde gelir, bir günde gider. Ben insanları ve işimi çok seviyorum, oynadığım karakterlere en iyi şekilde ruh vermek istiyorum.” “Muhteşem Yüzyıl”ın ardından yıllar geçmiş olsa bile hala Hürrem Sultan diye hatırlanması kulağımıza onun oyunculuğunun ne kadar iyi olduğunu fısıldıyor. O da bugüne kadar canlandırdığı karakterler arasında en çok “Muhteşem Yüzyıl”daki Hürrem’e, “Annemin Yarası”ndaki Maria’ya ve şu an ekranlarda olan “Eşkiya Dünyaya Hükümdar Olmaz”daki Suzan’a hayat vermekten keyif almış. “Çok yakında vizyona girecek ‘Öteki Taraf’ filminde canlandırdığım karakter için de çok heyecanlıyım.” Özcan Deniz’le birlikte rol aldığı filmde çok tutkulu ve kafasına taktığını gerçekleştiren bir kadını canlandırıyor. “Filmdeki Sara’nın egosu yüksek, çok bencil bir kadın. Neyse ki ben sağlıklı bir şekilde davranırım. Bir şey olmuyorsa olmuyordur. Mesela aşk konusunda bir sürü hata yaptım. Hepsi de cevaplar almak içindi. Hayat böyle değil mi zaten? Bir soru soruyoruz, bazen yanıtı geliyor bazen de gelmiyor. Her şeyi olduğu gibi kabul edebiliyorum.”

AŞIK OLUNCA MERYEM...

“Biri beni olduğum gibi kabul etsin diye ben de karşımdaki insanı olduğu gibi kabul etmeye çalışıyorum” diye anlatıyor aşık olduğunda dönüştüğü kadını. Kalbini hızlı açan, tutkulu yaşayan bir kadın olduğunu bugüne kadar birçok yerden okuduk ve izledik. Kendisini böylesine hızlı teslim etmesi hayatta yaralar almasına neden olsa da gerçek aşkı bulacağı konusunda inancını hiç kaybetmiyor. “Ben genç bir kadınım, hem duygusal hem de fiziksel anlamda hasretlerim var. O yüzden erkeklerle olan ilişkilerimde bazen kafa gidebiliyor. Kafa gidince de hiçbir şey umurumda olmuyor. O insanın senin için uygun olmadığını biliyorsun ama diyorsun ki boş ver, sevgi her şeyi halleder. Sonra hayat sana sevginin her şeyi halletmediğini öğretiyor. Aşk acısı, sanki ölüyormuşsun gibi bir his, bunu hepimiz biliyoruz. Sonra düşünüyorsun, yine olmadı diyorsun ama devam...” Yaşadıkları onu pes ettirmek yerine belki de daha da cesaretlendiriyor. Bu yüzden denemekten ve risk almaktan asla korkmuyor. “Kalbimi hızlı açıyorum, bu yüzden yaralanmam da hızlı oluyor ama ne olursa olsun her zaman bu riski alıyorum. Hayatımda aşk konusunda çok yanıldım ve çok şey yaşadım. Bir gün gelir ve belki gerçek aşk beni bulur. Bu yüzden sistemimi değiştirmiyorum” diye anlatırken kocaman bir kahkaha atıyor ve araya da şu anda hayatında kimsenin olmadığını sıkıştırıyor.

“HATA YAPMAYI SEVİYORUM”

Peki ama Meryem Uzerli’nin aradığı aşk, aradığı adam nasıl biri? “Aşk konusunda her geçen gün yeni bir şey keşfediyorum ve bunu da yaptığım hatalara borçluyum. Ben bir hayat arkadaşım olsun istiyorum. Şunu anladım ki her şeyden önce bir ilişkide arkadaş olabilmek çok önemli. Kendini bilen, iç dünyasında huzurlu olan bir adam istiyorum.” İkili ilişkilerinde böylesine güçlü ve tutkulu olan Meryem nasıl bir arkadaş dersiniz? “Arkadaşlarım benim ailem gibi. Çocukluğumuzdan beri arkadaş olduğumuz beş kişilik çok yakın bir grubumuz var ve bizim aramızda ne dedikodu vardır ne de yalan. Tamamen dürüst, net, sevgi dolu bir ilişki. Onlar için dünyayı yıkarım!”

“KEŞKE BİRAZ DAHA ÖZGÜVENLİ OLSAM”

O anlatırken birden üstündeki kıyafetler dikkatimi çekiyor. Siyah jean ve bej rengi bir bluz var üstünde, yüzünde sıfır makyaj. Yine de çok güzel bir kadın olduğunu düşünüyorum. Sanki gözlerinin içinden ışık fışkırıyor. Merak ediyorum, acaba o da kendisini güzel buluyor mu? “Aynaya baktığımda normal bir insan görüyorum. Çok güzel kadınlar, çok yakışıklı erkekler var ama kendimi onlardan biri olarak görmüyorum.” Güzelliğine güvenmiyor, bunun bir illüzyon olduğunun farkında. Söz güzellikten açılmışken birden eskiden de böyle hissettiğini hatırlıyor. Geçenlerde eski evindeki bir kutudan çıkan 18 yaşında çekilmiş fotoğrafını görünce, o zamanlar da kendisini hiç güzel bulmadığını anımsıyor, “Oysa ne kadar güzelmişim, farkında değilmişim” diye düşündüğünü anlatıyor. “Belki yaşlandığımda, bugünkü fotoğraflara baktığımda yine aynısını düşüneceğim. Keşke biraz daha özgüvenli olsam.” Bir oyuncunun aklından geçenleri böyle filtresiz söylemesinden çok etkileniyorum. Gerçekten nasılsa öyle olan, maskesiz biri Meryem Uzerli. Hayattan beklentileriniz neler, diye sorduğumda bir beklentisinin bulunmadığını, zaten ne beklerse tersinin olduğunu söylüyor gülerek. “Ben sadece Lara, ailem, sevdiğim insanlar mutlu olsun, güzel işler yapayım istiyorum.” Bu yaz Bodrum ve Berlin’e küçük kaçamaklar yapmayı planlasa da dizi çekimleri sezon tatiline girer girmez, 70’lerde Ayhan Işık’ın canlandırdığı “Cingöz Recai” filminin yeni versiyonu için Kenan İmirzalıoğlu’yla kamera karşısına geçecek. Çalışkan, açık sözlü, alçak gönüllü, duygularını dinleyen, hata yapmaktan korkmayan cesur biri Meryem Uzerli. Gerçek aşkı bulsun, sevdikleri mutlu olsun, harika işler yapsın... Tüm bunları içten isteyen, filtresiz, gerçek bir kadın o.

Dergide Bu Ay

ELLE Ekim Sayısı Çıktı!

ELLE Ekim Sayısı Çıktı!

Ekim sayımızın kapağında Sinem Kobal var.

BU SAYIDA NELER VAR?

E-Bülten Aboneliği

E-bültenimize şimdi abone olun,
magazin dünyasındaki tüm gelişmelerden anında haberiniz olsun.