Jennifer Lawrence, bekarlığa veda partisi hakkında ağlamaya başladığında tam bir gelin olduğunu anladı! Catt Sadler’in ‘NAKED With Catt Sadler’ podcastine konuşan ünlü oyuncu düğün planlamasını ve nişanlısı Cooke Maroney’e nasıl aşık olduğunu anlattı.
Lawrence, Maroney’nin ruh eşi olduğunu hızla anladığını söyledi, “Kesinlikle benim kafamda bir kere evleniyorsun ve bunu ömür boyu sürdürüyorsun. Bilemiyorum, sadece ilişkimiz çok doğaldı. Daha önce bunu hiç bir röportaj ortamında konuşmamıştım. Asla ‘evlenmeye hazırım’ diye bir noktada olmadım. Cooke ile tanıştım ve onunla evlenmek istediğimi anladım. Birbirimizle evlenmek istedik. Tamamen kendimizi birbirimize adamak istedik. O benim en yakın arkadaşım ve onu resmi olarak sonsuza dek kendime bağlamak istiyorum. Ve neyse ki kağıt üzerindeki işlemler tam da bu nedenle var. Bu en iyi yolu. Bu dünyada en sevdiğiniz insanı buluyorsunuz ve onu asla bırakamıyorsunuz. İşte ben de bu teklifi kabul ettim,” diyen Lawrence, kendine gülerek anlatıyor.
Sadler’ın evlilik konusunda heyecanlı olup olmadığı sorusuna, “Hiç değil. Bu konuda kendimi iyi hissediyorum. Bunun için nevrotik olmadım. Nevrotik olmak için çok tembelim. Beğendiğim bir elbiseyi gördüm ve ‘evet, bu o elbise’ dedim. Bir mekan gördüm ve ‘güzel, mekanı da bulduk,” dedim. Bir tek ‘kabus gelin’ olduğum gün dündü! Bekarlığa veda partisi istemediğimi düşünüyordum, son dakika istediğime karar verdim ve ağlamaya başladım,” diyen Lawrence, kısa bir sürede arkadaşlarını bir araya getirdiğini ve nişanlısı Maroney’nin tüm bu dramaya şahit olduğunu ekledi.
“Düne kadar istediğimi farketmemiştim, ta ki artık yapamayacağımı anlayana kadar. Bu da çok tipik bir davranış. Hatta arkadaşım bile bana ‘Gelin olmaya. hoşgeldin,’ dedi. Ağladım ve artık resmi olarak gelin kulübüne üye oldum,” diyen Lawrence kendini tiye aldı.
Aynı zamanda oyunculuktan uzak New York’ta geçirdiği zamanı anlatan ünlü oyuncu, bu sürecin ve Maroney ile olan ilişkisinin kendini değiştirdiğini söyledi. “Geçtiğimiz sene kendimi tanıma fırsatım olduğunu hissediyorum. Bu harika bir şey. Biriyle tanıştım, aşık oldum ve New York’ta yeni bir hayata başladım. Kendime saklamak istediğim kadar dünyadan gizleyemedim ama asla yapamayacağımı düşündüğüm şeyler yapıyorum. Eskiden restoranlara giderken çok geriliyordum veya asla bir bara gidemeyeceğimi düşünüyordum. Bazı şeylere karşı, ‘bunu kesinlikle yapamam’ diye düşünüyordum. Ama geçtiğimiz sene, tüm bu dediklerimi yaptım ve kendime zaman ayırdığım için hayatımın çok güzel bir noktaya geldiğini düşünüyorum,” diyen Lawrence, Maroney’nin motivaasyonu ile hayata karşı yepyeni bir bakış açısı geliştirdiğini söylüyor.
