Ryan Goslıng

Yüksek rakamlı projeler o yüzden beni hep ürkütmüştür.

ELLE ONLINE ELLE ONLINE 23 Şubat 2013
Ryan Goslıng
Canlandırdığım tüm karakterler ben'im. Bir karakterin ‘ruhuna girebilecek' kadar iyi bir oyuncu değilim.” Bu okkalı lafı eden Ryan Gosling, 29. yaş gününü 12 Kasım'da kutladı. Çocukluğundan beri sahnelerde, televizyonda boy gösterdiği, portföyünde bir kaç sıkı filmi, ödülü ve sadece üç yıl öncesine ait En iyi Erkek Oyuncu dalında Oscar adaylığı olduğu düşünülürse, bu kesinlikle mütevazı bir yaklaşım. Ryan Gosling'in kim olduğuna gelince... O bir Kanadalı, ancak yıllardır Amerika'da yaşıyor. “Zaten her ikisi de birbirine çok yakın, o yüzden aradaki farkı pek bilemiyorum. Ancak Yeni Zelanda'ya gittiğimde bu konuda neler hissettiğimi tarta bildim.” diyor. Tiyatro ve güzel sanatlar okumuş, onun dışında öyle çok ciddi bir oyunculuk eğitimi yok. Önce birkaç televizyon dizisinde rol aldı. Ardından filmler geldi. ilk büyük çıkışını, bir Yahudi'yi canlandırdığı ve Independent Spirit Ödülleri adaylığı getiren “The Believer”'la yaptı. Filmin yapımcısına göre, bu kadar başarılı bir iş çıkarması, mormon bir ailede yetiştiği için Danny karakterini daha iyi anlamasıyla ilgiliymiş. The Notebook (2004) adlı filmse Ryan'a ün ve paradan çok daha fazlasını kazandırdı. Gen çoyuncu “The Notebook filmi içinTanrı'ya şükrediyorum! Bu sayede hayatımın aşkını (rol arkadaşı ve eski sevgilisi Rachel Adams'dan bahsediyor) tanıdım. Ancak filmi izleyenler oradaki aşkı yaşadığımızı sanıp yanıldılar.


~Rachel'la olan aşk hikayemiz yüz misli daha romantikti.” şeklinde bir açıklama yapmıştı. Zaten aksi düşünülemezdi, ne de olsa o bir Akrep erkeği. Ryan ve Rachel'ın ilişkisi kısa bir  “mola”yla tam üç yıl sürmüştü. Üstelik Gosling bu dönemde “Half Nelson” (Tepe taklak Nelson) adlı filmde de çok başarılı bir iş çıkardı. Öğrencileriyle çok iyi iletişimi olan, ancak uyuşturucu bağımlılığından bir türlü kurtulmayı başaramayan bir öğretmeni canlandırdığı bu film, 60 yılın ardından ilk defa Kanadalı bir oyuncuya, yani Ryan Gosling'e Oscar adaylığı getirmişti. En son ve heyecan verici gelişmelere gelince: Kendi jenerasyonunun en yetenekli oyunculardan biri olarak tanımlanan Gosling, önümüzdeki birkaç ay tamamen müziğe ve yeni çıkan albümüne yoğunlaşacağını açıkladı. Gitar çalıp vokal yapan oyuncu/müzisyen, bir zamanlar hobisi olan müzikte de başarı elde etmek için yola çıktı bile. Gerçek anlamda. Büyük ihtimalle siz bu satırları okurken, o Zach Shield ile birlikte kurduğu Dead Man's Bones adlı grubuyla Amerika ve Kanada'da tanıtım turunda olacak. Tabii biz de bu arada kendisiyle sinema salonlarında hasret gideriyor olacağız. Güzel oyuncu Michelle Williams'la birlikte rol aldığı “Blue Valentine” ve aşk dedikodularının çıktığı bir diğer güzel Kirsten Dunst'la oynadığı “All Good Things” adlı filmler 2010 yılında gösterime giriyor. ~


RYAN GOSLING HAKKINDA BiLMENiZ GEREKENLER...


Ailesi mormon. Mormonlar özetle aşırı tutucu yaşam biçimleriyle bilinir. Çocukken iki yıl süresince “The Micky Mouse Club” adlı televizyon şovunda rol almış. Ve bu dönem, şovdaki arkadaşı Justin Timberlake'in ailesinin evin de kalmış. The Notebook (Not Defteri) adlı filmindeki mutfak masasını kendi yapmış, bunu rolüne ısınmanın bir parçası olarak görüyormuş. Los Angeles'a henüz 16 yaşındayken gitmiş.Tiyatro kökenli ingiliz oyuncu Gary Oldman'ın ve Amerikalı komedyen Gene Wilder'ın hayranı. En sevdiği film, James Dean'in baş rolde olduğu, John Steinbeck'in  aynı adlı romanı, 1955 yapımı “East of Eden” (Cennetin Doğusu).  2002 yılında Sandra Bullock'la birlikte oynadığı “Murder By Numbers” (Adım Adım Cinayet) adlı filmde rol arkadaşı Ben Chaplin'in sürdüğü Jeep Cherokee'yi satın almıştı. ~


RYAN'IN FARKI NEDiR?


İmajını umursamıyor. Serseri olduğu için okuldan atıldığını, eğitiminin bir kısmını dışarıdan tamamladığı gerçeğini gizleme gereği duymuyor. Okulda kaldığı dönemdeki lakabı “Baş Belası”ydı. Kadınlar hakkında atıp tutmuyor, bu konuda  hala pek bir şey bilmediğini söylüyor. “Tek bildiğim, kadınlar birbirinden farklı.” diyor. Oyunculuğun insanın içinde ya olduğunu ya da olmadığını, ancak bunu geliştirmenin mümkün olduğunu iddia ediyor. “Ve eninde sonunda bu sadece bir meslek.” diye de ekliyor. Hayranlarına burun kıvırmıyor, zamanı olduğunda onlarla sohbet edip resim çektiriyor. “Zaten hayranlarımı da annem parayla tuttu” diye de bu konuyla dalgasını geçiyor. Sadece filmlerinde yani ekranda değil, günlük hallerinde de çok seksi. Sokakta evsizlere para vermeyi ihmal etmiyor. Aşk kelimesini  dile getirmekten çekinmiyor. En büyük tutkusu müzik. Grup kurması bir tesadüf veya sürpriz değil. Hayvanları seviyor, George adında bir köpeği var. En çok korktuğu şeyleri yapmayı, yani korkularının üzerine gitmeyi seviyor. Oyunculuğu da kısmen bunun için yaptığını itiraf ediyor.









SON HABERLER

Dergide Bu Ay

ELLE Mart Sayısı Çıktı!

ELLE Mart Sayısı Çıktı!

Baharı Hande Erçel ile karşılıyoruz.

BU SAYIDA NELER VAR?

E-Bülten Aboneliği

E-bültenimize şimdi abone olun,
magazin dünyasındaki tüm gelişmelerden anında haberiniz olsun.