ENDÜLÜS DÜŞLERİ

Görmeden, "İspanya'ya gittim" demeyin!

ELLE ONLINE ELLE ONLINE 14 Haziran 2013
ENDÜLÜS DÜŞLERİ
Zil, şal ve gül... Bu bahçede raksın bütün hızı... Şevk akşamında Endülüs üç defa kırmızı... Yahya Kemal Beyatlı'nın dizlerine ilham veren Endülüs'ü gezmeden İspanya'yı görmüş sayılmazsınız. Cordoba, Granada ve Sevilla üçgeninde büyülenmeye hazır olun.


~


Avrupa'dan uzaklaşmadan, ama Avrupa'nın dışına bir seyahat düşlüyorsanız, siz de benim gibi Endülüs'ün hayalini kuruyorsunuz demektir. Elhamra'nın görkemli bahçeleri, flamenko dansçılarının sert hatlı aynı zamanda kıvrak dansları, Mezquita Camii'nin portakal kokulu ferahlatıcı avluları, katedrallerin ihtişamlı büyüklüğü, boğa güreşinin vahşeti... Kısacası, attığınız her adımı Mağribi mimarisi ve Endülüs gelenekleriyle harmanlayan bir seyahat için Cordoba, Granada ve Sevilla üçgeni, vazgeçilmez bir klasik. Bir doğum günü kaçamağı olarak kurgulanan seyahatimizin ilk durağı olan Sevilla, üç bin yıllık geçmişiyle sadece Endülüs'ün değil, Avrupa'nın da en güzel şehirlerinden biri. Alcazar Sarayı ve Amerika seferine buradan yelken açan Christoph Colomb'un mezarının da bulunduğu, dünyanın en büyük gotik katedrali olan Sevilla Katedrali, ilk gezilmesi gerekenler arasında. Endülüs'ün Arap himayesinde olduğu dönemde inşa edilen ve orijinali bir minareyken çan kulesine çevrilen Giralda Kulesi, katedralin en ilginç noktalarından biri. Böylesine tarihi yapılar arasında benim gözdem, 1929 yılında Ibero-Amerikan Fuarı için tasarlanan Plaza de Espana. Açılmış bir yelpazeyi andıran, İspanya'nın 40 şehrinin resmedildiği ve zarif köprülerle birbirine bağlanan meydanda, efsanevi Yıldız Savaşları serisinin ikincisinin bir bölümü çekilmiş. Tarihi 18'nci yüzyıla kadar uzanan ve bir saray-otele dönüştürülen AlmaSevilla Hotel Palacio de Villapanés; özgün mimarisi, modern konforu ve keyifle ekibiyle, size “Doğru bir seçim yapmışız” dedirtecek özel bir mekan. Şehrin merkezinde ama sakin bir sokak arasında olması ve Endülüs geleneğini yaşatan orta avlusu, bu doğru seçimin diğer artı noktaları.


~


SEVILLA'NIN BÜYÜSÜ


Hotel Alfonso XIII, konaklama imkanı bulamazsanız bir kahve içimlik bile olsa mutlaka deneyimlenmesi gereken bir mekan olarak Sevilla'nın unutulmazları arasında. Genel olarak Paskalya'dan iki hafta sonra gerçekleşen Feria de Sevilla (Sevilla Fuarı), Endülüs'ün tüm güzelliklerini yaşamak isteyenler için ideal bir dönem. Kadın-erkek, çocuk yaşlı demeden herkesin geleneksel en şık elbiseleriyle kendinden geçtiği, herkesin hayata ara verip bir İspanyol olmanın keyfini çıkardığı bu fuarı, bir yabancı olarak layıkıyla anlayabilmek için kendinize bir İspanyol kavalye edinmenizdebüyük yarar var.


~


Yemek konusunda tercihi tapas olanlar için klasik tatların mekanı Bar Europa'yla yeniliğin öncüsü Eslava arasında seçim yapmak zor. Yok, eğer gurme dünyasının yükselen değeri İspanyol mutfağının peşindeyseniz Santo ve Gastromium, ilk tercihleriniz olmalı. Sevilla'nın Barcelona'ya göre çok daha sakin olan gece hayatı flamenkoyla renkleniyor; romantik bir gece içinse adından çok söz ettiren Eme Catedral Hotel'in terası, Sevilla Katedrali'nin ışıklarının hemen yanında


size beklentinizin ötesini sunmaya hazır.


~


CORDOBA'NIN GİZEMİ


Bu keyifli yolculuğun belki de en zayıf halkası Cordoba; yine de Sevilla'dan Granada'ya geçerken yolunuzu biraz uzatmayı göze alıp ziyaret etmek ve üçgeni tamamlamak şart. Uzun süre Emeviler'in egemenliğinde kalan Cordoba'nın en önemli mimari eseri, İspanyolların “Mezquita” olarak adlandırdığı, Müslüman dünyasının Kurtuba Camii olarak kabul ettiği, Katolik İspanyolların şehri yeniden ele geçirmesinden sonra kiliseye çevrilen ve günümüzde hala katedral olarak kullanılmakta olan yapı. Sessizliğin içinde yüzyılların fısıltılarını duyabileceğiniz kadar canlılığını koruyan kakmalı duvarlar, şehrin en güzel süsü.


~


GRANADA'NIN İHTİŞAMI


Granada, sadece Endülüs Emevileri'nden kalan muhteşem Elhamra Sarayı'nı gezmek için bile gidilmeye değer bir şehir. İslam mimarisinin en güzel ve en iyi korunmuş örneklerinden olan sarayın temeli, 1232 yılında atılmış. UNESCO Dünya Kültür Mirası'nın bir parçası olan saray Binbir Gece Masalları'ndaki rüya sarayların bu dünyadaki izdüşümü adeta. Elhamra'ya doğal çevreye uyumu, yüzyıllar içinde farklı imparatorluklar içinde yaratılan girift yapısı, farklı süslemeleri, su ve ağacın ahenk içinde buluşturabilmesi anlamında bakıldığında; saray inşa edilirken hiçbir şeyin tesadüfe bırakılmamış olduğunu anlamak mümkün. Biletleri çok hızlı tükenen Nazari/Nasridi Sarayı'ysa Elhamra'nın mutlaka gezilmesi gereken bölümlerinin başında geliyor.


~


Granada'da kalınabilecek oteller arasında karar verememek; iki ayrı otelde konaklamak olarak sonuçlanıyor. İlk tercihimiz olan eski bir saraydan dönüştürülen Hospes Las Casas del Rey de Baeza. Granada'nın alışveriş sokakları arasında yer alan otel, beklentilerimizi fazlasıyla karşılasa da; aklımız seyahatin en güzel tapas'larını yediğimiz The Senzone Restaurant'da kalıyor. Marriott Grubu'nun “cesur, orijinal ve özgün” mottosuyla yarattığı ve her seyahati keşfe dönüştürmeyi hedefleyen yeni markası Autograph'ın AC Palacio de Santa Paula Hotel'i; 12'nci yüzyıldan kalan eşsiz binası ve 2009'da İspanya'nın en iyi şefi seçilen Juan A. Rodriquez yönetimindeki restoranı El Claustro'yla mükemmel bir deneyim sunuyor. El Huerto de Juan Ranas, sadece Arap-İspanyol karışımı lezzetleriyle değil; muhteşem Elhamra manzarasıyla da Granada'da önerilebilecek restoranların başında geliyor. Bir seyahatin en güzel tarafı, aklımızda, ruhumuzda ve kalbimizde kalan sesler, renkler ve kokularsa Endülüs bunların daha da fazlasını sunuyor.





Yazı: ÖZLEM GÜSAR

SON HABERLER

Dergide Bu Ay

ELLE Mart Sayısı Çıktı!

ELLE Mart Sayısı Çıktı!

Baharı Hande Erçel ile karşılıyoruz.

BU SAYIDA NELER VAR?

E-Bülten Aboneliği

E-bültenimize şimdi abone olun,
magazin dünyasındaki tüm gelişmelerden anında haberiniz olsun.