Kapak Fotoğrafı: Oğulcan Dumral
Zeyrek Çinili Hamam, Fransız sanatçı Juliette Minchin’in Türkiye’deki ilk sergisine evsahipliği yapıyor. “Where the River Burns” başlıklı sergi sanatçının hamamın mimari belleğiyle kurduğu özgün diyaloğun ürünü. 19 Eylül 2025–18 Ocak 2026 tarihleri arasında ziyarete açık olan proje, Minchin’in balmumu, kalay ve kağıt gibi yaşayan malzemelerle ürettiği yerleştirmeleri bir araya getiriyor.
Juliette Minchin, "Hydromancie", Fotoğraf: Romain Darnaud
Küratörlüğünü Anlam de Coster’ın üstlendiği sergi 16. yüzyıldan kalma hamamın henüz gün yüzüne çıkarılmış Bizans sarnıcı, soğukluk bölümleri ve bahçesine yayılıyor. Ziyaretçiler sergiyi geleneksel bir hamam ritüeli gibi deneyimliyor: bedenin ve ruhun arındığı, kimliklerin geride bırakıldığı, zamanın yavaşladığı bir yolculuk gibi.
Zeyrek Çinili Hamam, "Where the River Burns", Fotoğraf: Hadiye Cangökçe
Minchin’in balmumu perdeleri hamamın girişinde sembolik bir eşik oluşturuyor. Bu perdeler yalnızca görsel değil, aynı zamanda dokunsal bir deneyim yaratıyor, sanki yapının cephesi soyulmuş ve içeride sergileniyor gibi. Sanatçı, balmumu ve kalayı “benzer karakterlere sahip malzemeler” olarak tanımlıyor: her ikisi de hassas, dönüşebilir ve zamanla form değiştiren malzemeler.
Hamamın merkezindeki göbektaşı, antik Delphi kahinliğine göndermede bulunan “Omphalos” (merkez taşı) ile yeniden yorumlanıyor. Bu taş çevresinde şekillenen işlerde su ve ateş, tıpkı hamamın yapısında olduğu gibi bir arada var oluyor. “Where the River Burns”te ateş, yalnızca yok eden değil, dönüştüren bir güç olarak öne çıkıyor. Zira balmumu da kalay da ateşle şekil alıyor.
Zeyrek Çinili Hamam, "Where the River Burns", Fotoğraf: Hadiye Cangökçe
Minchin’in “Hydromancie” adlı serisinden yeni üretimler, su, pigment ve yanık izlerinin etkileşimiyle oluşturulmuş kağıt eserlerden oluşuyor. Ayrıca sanatçı, erimiş kalayın dantel gibi formlara dönüştüğü yeni yerleştirmeleriyle kurşun dökme gibi kadim Anadolu ritüellerine de çağrışım yapıyor. Minchin, İstanbul sürecinde şehrin farklı kültürlerinden gelen ritüellerinden de etkilenmiş. Yerel kiliselerden topladığı yarı yanmış mumlarla ürettiği işler, kolektif hafızayı ve arzuyu heykelsi bir forma dönüştürüyor.
Fotoğraf: Romain Darnaud
Serginin final noktası ise hamamın bahçesinde yer alan geçici yerleştirme: “Omphalos”. Kubbelere bakan bu açık alan yerleştirmesinde metal bir iskelete gerilmiş balmumu drapelerle hayali bir tapınak yaratılmış.
Zeyrek Çinili Hamam, sanatla tasarım arasında var olmaya devam ediyor. Daha önce Türkiye’de işlerini sergilememiş uluslararası sanatçılara evsahipliyi yapmaya hazırlanıyor. Müzenin üniformaları ise tasarımcı Hüseyin Çağlayan imzası taşıyor. Zeyrek Çinili Hamam bu sergiyle birlikte yalnızca geçmişi hatırlatan bir yapı değil, çağdaş sanatla yaşayan bir mekan haline geliyor. Minchin’in yerleştirmeleri, yalnızca sanat eserinin mekanı “kullandığı” değil; mekanın da sanat eserine karşılık verdiği bir ilişki kuruyor.