New York’taki Fashion Institute of Technology Müzesi yepyeni bir sergi ile karşımızda! Kadınlar ve küçük kızlar ile özdeşleştirilen pembe rengini inceleyecek olan sergi önümüzdeki Sonbahar aylarında açılacak. “Pembe: Punk, güzel ve güçlü bir rengin tarihi” adındaki sergide pembe renginin 18. yüzyıldan günümüze kadar olan anlamları gösterilecek.
Müzenin “en ayrımcı renklerden biri,” olarak tanımladığı pembe rengi geçtiğimiz sene kadın yürüyüşlerine katılanların taktığı şapkalar ile özdeşleştirilmişti. Kimileri için güç ve özgüven olan pembe, kimileri için küçük kızları, plastik bebekleri ve prenses kostümlerini anımsatıyor. Kızlar için pembe, erkekler için mavi kalıbı 20. yüzyılda Amerika’dan başlayarak dünyaya yayıldı. Günümüzde bile devam eden bu kalıplaşmış fikri anlatacak olan sergi 7 Eylül’den 5 Ocak’a kadar devam edecek.
Günümüzde bile hala yer alan klişeleri ve algıları sorgulayan sergi, ziyaretçilere “renklere anlam veren ve tanımlayan unsurun toplum” olduğunu hatırlatacak. Pembe renginin feminenliğinin vurgulandığı parçalarda, “Pretty in Pink” adlı bölümde 1857’den bir pembe elbise, 20. yüzyıldan klasik tasarımlar, Elsa Schiaparelli’nin ikonik ‘Shocking Pink’ rengi gibi toplam 35 parçanın yer aldığı sergide pespembe bir zaman tünelinden geçmeye hazır olun!
1960’ların Christian Dior elbiseleri ve 1978'de Zhanda Rhodes’un tasarladığı dekolteli elbise, serginin gözde parçaları arasında yer alıyor. Batı dünyasının yanı sıra, pembe renginin Hindistan ve Meksika gibi ülkeleri nasıl etkilediğinin de incelendiği sergide, farklı kültürlerin aynı renge bakış açısı oldukça ilgi çekici.
Sadece cinsiyet ayrımı için değil politik protestolarda ve müzik gruplarında kullanılan pembe renginin tarihçesini ve anlamını detaylı bir şekilde öğrenmek isterseniz, “Pink: The History of a Punk, Pretty, Powerful Color” tam size göre bir sergi!
