Kelime anlamı “bilen kişi” olan şamanların bu dünyadaki derdi insanları, hayvanları, hayatı ve doğayı gözlemlemek ve insanların içindeki gücü açığa çıkarmalarına yardımcı olmak. Şaman Durek Verrett’le röportaj yaparken aklınızdan ona sormak için onlarca soru geçiyor. Özellikle de kişisel gelişiminize ve dünyanın gidişatına kafayı taktıysanız, sizi aydınlatacak en önemli kişilerden biri bir şaman olabilir.
ELLE: Sizinle ilk kez geçen yıl İstanbul’da, Soho House’ta tanışmıştık. O zamandan bu yana evrende neler değişti? Bu değişimler hakkındaki görüşleriniz neler?
DUREK VERRETT: Sizi yeniden görmek çok güzel. Son görüştüğümüzden bu yana gezegenimizdeki canlı türlerinin iyiliği adına yeni bilgiler edinerek kendimi geliştirdim. Bu süreçte dünyada toplumsal afetler artış gösterdi. Odağım daha çok kadınları desteklemek ve toplumların benimsediği kurban psikolojisine bir son verilmesi konusunda küresel boyutta bir farkındalık yaratmak üzerine oldu. Belki de, “Bir birey olarak dünyayı daha iyi hale getirmek için, yani yalnızca kendi ülkem değil tüm insanlık için ne yapabilirim?” sorusunu kendimize sorarak başlamalıyız. Bu gezegende, sorunlardan kaçmayı başarabilecek kimse yok. Kaçmaya devam edersek insanlara, hayvanlara, çevreye ve besin kaynaklarımıza zarar veren bu felaket ortamında yapılması gerekenler yapılsa da fayda etmeyecek bir noktaya gelecek.
ELLE: Bir insanın kendisiyle bağ kurmasının kısa yolu var mı? Kişi kendini nasıl keşfedebilir?
D.V.: Kendinizle bağ kurmanın en kolay yolu içinizdeki suçluluk duygusunun farkına varmaktır. Bir başka deyişle kendinize sorduğunuz bazı sorulara karşılık verdiğiniz için başka birini kırmadığınıza inanarak yaşamak bu bağı kurmanın en kısa yolu. Kendinize şunları sorun: “Yaptığım şeyden zevk alıyor muyum? Bana keyif veriyor mu? Gerçekten yapmak istiyor muyum? Mutlu olmak için neye ihtiyacım var? Öğrenmek istediğim veya yapmaktan keyif alacağım şey ne?” Kendinize bu gibi sorular sorduğunuzda ve bunlara cevap bulduğunuzda aslında gerçek benliğinizle ilişki kuruyorsunuz. Diğer insanları memnun etmek istediğiniz için kendiniz olamıyorsanız, başkasından daha çok kendi canınızı acıtırsınız. Yalnızca iç sesinize kulak verin. Yaptığınız ve deneyimlediğiniz şeylerde negatif hislere kapılıyorsanız yanlış yoldasınız demektir. Bu kadar basit.
ELLE: Kişisel spor veya yoga eğitmenlerine sahip olabiliyoruz. Peki, artık bir kişisel şamanımız olabilir mi?
D.V.: Bugün bir şaman, seçimlerinizin ve yaptıklarınızın arkasında yatan nedenlere bir anlam kazandırabilir ve kendinizi daha güçlü hissetmenize ve farkındalık kazanmanıza yardım edebilir. Bunu yapmak dünyadaki gelişiminiz ve geçirdiğiniz evrime adapte olabilmeniz için gerekli. Yani şamanlık, bir anlamda insanlara güçlerini onlara yeniden vermek anlamına geliyor. Ve evet kişisel bir şamanınız olabilir.
ELLE: Bir şaman, kişinin hayatında nasıl bir değişikliğe neden olur?
D.V.: Bir şaman resmin tamamını göremediğiniz zamanlarda algınızı genişletebilir, kendinizi iyileştirmeniz ve dönüştürmeniz için kendi gücünüzü yeniden hissetmenizi sağlar ve negatif düşüncelerin sizi etkilediği zamanlarda göremediğiniz noktaları size gösterebilir. Size yaşam kalitenizi artırmanızı sağlayacak bir yol haritası çizebilir. Dahası size bir ödülle kendinizi onurlandırmanızı öğretir ve sevgi yoluyla kendinizi anlamınıza yardımcı olur.
ELLE: Sizinle bir seans nasıl geçiyor?
D.V.: Tek yaptığım aslında kim olduğunuzu göstermek ve başkalarını memnun etmek için kendi isteklerinize kulak veremediğinizde çalınan gücünüzü size geri vermek. Ben önemli olduğunuzu fark ettirmek için buradayım.
ELLE: İşiniz diğer insanları aydınlatmak fakat sizin de kendinizi iyi hissetmediğiniz günler olmuyor mu? Böyle zamanlarda üstesinden gelmek için ne yapıyorsunuz?
D.V.:
Müşterilerimle de yaptığım gibi içimdeki enerjileri süzgeçten geçirmek için uzun süre yalnız kalıyorum. Sağlıklı beslenmeye ve spor yapmaya dikkat ediyorum. Meditasyon sayesinde Tanrı’ya ve ruhlara yakınlaştığımı hissediyorum. Gülüyorum, ağlıyorum, şarkı söylüyorum ve video oyunları oynuyorum. Bu şekilde adeta yenileniyorum.ELLE: Türkiye hakkında sizi kitap yazmaya iten faktör nedir?
D.V.: Güzel bir soru fakat beni kitap yazmaya iten bir neden olmadı. Daha önce uçaktayken bir kişi daha “Neden Türkiye?” sorusunu sormuştu. Sanırım o an kalbimin alev aldığını hissettim. Bu bir aşk hikayesi. Bir kültürü, o kültürün insanlarını, dilini ve köklerini çok sevdiğinizde bu duyguyu anlatmanın en iyi yolunun insanların kendi güçlerini nasıl fark edebilecekleri üzerine bir kitap yazmak olduğunu düşündüm. İnsanları bu şekilde ayağa kaldırmayı ve kendi içlerindeki ışığı ve neler yapabileceklerini onlara göstermeyi seviyorum. Türklerin toplum içerisinde ayrımcılık yapmaya son vermelerini ve hep birlikte ülkelerini daha yukarıya taşıma şansına sahip olduklarının farkına varmalarını istiyorum.
ELLE: Yakında Türkiye’ye geleceksiniz. Beklentileriniz ve planlarınız neler?
D.V.: Yeni şamanik formüller ve teknikler eklediğim kitabım “Uyanış”ı ikinci versiyonu için geliştirerek hayır etkinlikleri düzenlemek, çocukları ve eğitimi destekleme amacıyla toplum tarafından tanınan diğer yüzlerle bir araya gelmek, iş ortamında daha etkili olmalarına yardımcı olacak şamanik öğretilerle iş kadınlarını desteklemek ve çocuklar için Türkçe çizgi film hazırlamak planlarım arasında.
Röportaj: Serli Gazer Boyacı
Fotoğraflar: Nick Hopper
ELLE KASIM SAYISINDAN ALINMIŞTIR.
