Profesyonel makyaj artistlerinin yetiştirilmesini amaçlayan Sephora Beauty Masters, 12.yılında yine en iyi makyaj artistini seçmek için yola çıktı. Bu yıl YSL Beauty işbirliğinde gerçekleşen yarışmada artık heyecanın dorukta olduğu günlerdeyiz. Final gecesinden önce L’Oréal Türkiye Luxe Divizyon Genel Müdürü Ufuk Batur'a yarışma ile ilgili merak ettiklerimizi, güzellik sektöründeki yenilikleri ve dijital dönüşümü sorduk...
L'Oréal Luxe Genel Müdürü Ufuk Batur
Sephora x YSL Beauty işbirliği ile gerçekleşen Beauty Masters yarışmasının amacı nedir? Nasıl bir yarışma olduğundan bahseder misiniz?
Sephora Beauty Masters 12 yıldan bu yana make up artistlerin makyaj yetkinliklerini ve yaratıcılıklarını geliştirmeye olanak sağlayan dünya çapında özel bir program. Bu sene projenin sponsorluğunu 9.kez yeniden YSL Beauty üstleniyor. Sephora ve YSL Beauty’nin güçlü işbirliği ve vizyonu ile make up artistler sene boyu eğitim görüyor ve eğitim sonunda yılın en iyi makyaj artisti seçiliyor.
Beauty Masters projesi, Eylül ayında, çok özel bir sanat etkinliği ile startını verdi. 30 yarışmacı ile çıkılan bu yolda çok çeşitli eğitimler, aktiviteler gerçekleştirildi. Ara elemeler ile önce 16 yarı finalist belirlendi. Şimdi sırada 8 finalistin yarışıp kazananın belirleneceği final yarışması var.
Yarışmanın güzellik sektörüne sağladığı katkı hakkında neler söylemek istersiniz?
Makyajın pandemi sonrası geri dönüşü ve dijitalin hayatımızda hiç olmadığı kadar yer bulmasıyla beraber projedeki eğitimlerde online ve offline kanalları bir arada kullanarak ve güzellik sektöründeki dijital dönüşüme öncülük ettik. İlk kez make up artistlerin dijital yetkinlikliklerini geliştirmek için workshoplar düzenledik, globalde de hiç yapılmamış bir şey bu. Kesintisiz ve kusursuz bir tüketici deneyimi sağlamak için saha yatırımlarımızı online'da yaptığımız işlerle desteklemek bizim için çok değerli.
Beauty Masters yarışmasında finale gelindi, bu sene yarışmada herhangi bir değişiklik var mı? Kazananları ne zaman öğrenebileceğiz?
Bu sene yarışmanın finalini hiç olmadığı kadar büyük bir şekilde Mandarin Oriental Hotel'de yapıyor olacağız. 8 finalistimiz 19 Ocak günü davetlilerin önünde canlı bir şekilde yarışacaklar ve kazananlar o gün belli olacak. Yarışma makyajları en cool, etkileyici YSL görünümlerinden oluşacak. Jüride Didem Soydan, Rachel Araz, Şansım Adalı ve sunucu olarak Ece Sükan bizimle olacak.
Moda ve güzellik sektöründe teknoloji kullanımı giderek artıyor. Bunun son ve eğlenceli örneklerinden biri de YSL Beauty’nin akıllı cihazı Rouge Sur Mesure. Ürün bize ne vaadediyor? Türkiye’de nerelerde bulabiliriz?
Rouge Sur Mesure için yanınızda taşıyabileceğiniz bir ruj fabrikası diyebiliriz. Bu akıllı cihaz yapay zeka destekli bir uygulama yardımıyla çalışıyor ve kullanıcılara kendi kişiselleştirilmiş rujlarını 10 dakika içerisinde oluşturmalarını sağlıyor. Rouge Sur Mesure ile telefonunuzun kamerasına dilediğiniz renkteki objeyi göstererek tam o tonda bir ruj yaratabilir ya da kombininizi çekerek renk önerileri alabilirsiniz. Ruju üretmeden önce dudağınızda nasıl duracağını da telefonunuzun ekranında görebilirsiniz. Sevdiğiniz tonları cihaza kaydedip isimlendirmeniz de mümkün. Cihaz yurtdışında seçkin noktalarda Türkiye'de ise sadece Beymen Zorlu Center'da mevcut.
Teknoloji ve güzelliği buluşturan Beauty Tech kavramının YSL Beauty için önemi nedir, önümüzdeki dönemlerde neler göreceğimizle ilgili ipuçları var mı?
L'Oréal Grup olarak kendimizi bir Beauty-Tech şirketi olarak adlandırıyoruz. Beauty-Tech vizyonumuzun yansımasını grup bünyesindeki tüm markalarımızda görebilirsiniz.
YSL Beauty’nin önümüzde bizi en çok heyecanlandıran projelerinden biri de Scent-Sation. Kişiselleştirilmiş koku tavsiyesi sağlamak için sinirbilimden yararlanan YSL Beauty Scent-Sation, tüketicilerin farklı koku ailelerine karşı duygusal tepkilerini izleyen ve bunları analiz ederek ürün önerilerinde bulunan yenilikçi bir deneyim. Kullanıcılar önce duyularını harekete geçiren kokularla ilgili anket sorularını yanıtlıyor. Ardından EEG tabanlı bir kulaklık yardımıyla 25 dakika boyunca kullanıcıları neyin rahatlattığı, neyin onlara enerji verdiği, neyin odaklanmalarını sağladığı, neyin duygularını harekete geçirdiği saptanıyor, buna göre koku profilleri belirleniyor ve çıkan sonuçlara göre koku önerileri yapılıyor. Bu sene içerisinde kullanıma sunulacak olan Scent-Sation, tüketicilerin geniş koku dünyasında gezinmelerine yardımcı olarak eşsiz bir mağaza içi deneyim sunuyor.
Özellikle pandemi sonrası lüks kozmetik tüketiminde nasıl değişikler oldu?
Lüks güzellik ürünlerine artan biri ilgi söz konusu. Lüks sektörü pandemi döneminde herkesin eşitlendiği bir dünyada insanların biricik hissetme arzusuna karşılık verdiği için önem kazandı. Tüketiciler onlara kişiselleştirilmiş ürünler ve deneyimler sağlayan markaları tercih etmeye başladı. Deneyim odaklı ve araştırarak alışveriş yapan tüketici kitlemiz oldukça büyüdü.
L’Oreal Luxe olarak bu değişim sizi nasıl etkiledi?
Satış kanallarımızda yaptığımız yeniliklerle değişime hızlı bir şekilde adapte olduk ve e-ticaret altyapımızı büyük oranda geliştirdik. Bugün marka web sitelerimizde güzellik uzmanları tüketicilerimize online olarak ürün tavsiye ediyor. Bütün online mecralarımızda yer alan, sanal olarak ruj deneyebildiğiniz bir uygulamamız da var. Tüketicilerimizin ürün satın alım sürecinde yaşayabilecekleri sorunları çözmek için ‘anında chat’ uygulamamızı kullanıma sunduk. Bunun dışında da Lancôme ve Kiehl’s web sitelerinde cilt analizleri yapıyoruz.
Sadece e-ticarette değil mağazalarımızda da tüketicilerimize sunduğumuz deneyim bizim için çok önemli. Kiehl’s’da Derma Reader, Lancôme’da Skin Screen adlı tekno-güzellik cihazlarımızla mağazalarda tüketicilerimize özel cilt analizleri yapıp, ciltlerinin ihtiyaçlarını belirleyip kişiye özel bakım ve ürün uygulamaları öneriyoruz.
Bu bir reklamdır.
