Sonbahar tatil için en keyifli mevsimlerden biridir. Yazın yoğun sıcaklığı azalır, şehirler dinginleşir, doğa ise altın sarısına, kızıl tonlara bürünür. Kalabalıkların çekilmesiyle birlikte tatiller daha kişisel, huzurlu bir hal alır. Eğer bu mevsimi değerlendirmek istiyorsanız, Türkiye’nin dört farklı köşesinde sizi bekleyen eşsiz rotalar var: Cunda, Urla, Gökçeada ve Fethiye.
Getty Images
Cunda
Ayvalık’ın gözbebeği Cunda Adası sonbaharda bambaşkadır. Yaz kalabalığının çekilmesiyle sokakları daha sakin, rüzgarı daha serin ve akşamları daha huzurludur. Taş evlerin arasında dolaşırken butik kafelerde farklı lezzetler tadabilir, akşamı hafif bir tatlıyla sonlandırabilirsiniz. Manzaranın tadını çıkarmak isterseniz de deniz kenarındaki balık restoranlarında uzun akşam yemekleri oldukça keyifli alternatifler arasında.
Getty Images
Urla
Urla özellikle sonbaharda büyüleyici bir atmosfere bürünür. Bağbozumu zamanı geldiğinde üzüm bağlarının arasında dolaşmak, tadımlara katılmak ve gastronomi duraklarını keşfetmek için en doğru mevsimdir. Urla’nın modern ve gelenekseli harmanlayan doğası hem dingin hem de lezzet odaklı bir tatil şansı sunar.
Gökçeada
Türkiye’nin en büyük adası Gökçeada sonbaharda keşfe çıkanlara tam anlamıyla bir huzur sunar. Taş evleri, doğanın sessizliği ve boşalmış sahiller bu dönemde daha da büyüleyicidir. Sabahları köy kahvaltılarında organik ürünlerin tadına bakarken gün içinde hafif bir rüzgar esintisiyle sokaklarda kaybolmak ada ruhunun en keyifli yanıdır.
Getty Images
Fethiye
Fethiye sonbaharda dinginliğiyle bambaşka bir hale bürünür. Ölüdeniz berraklığıyla göz kamaştırırken Kelebekler Vadisi sonbaharın esintisiyle daha etkileyici görünür. Saklıkent Kanyonu’nda yapılan yürüyüşler hafif serin havada çok daha keyiflidir. Akşamları ise sahil boyunca uzanan restoranlarda günbatımını izlemek Fethiye’nin romantik sonbahar ruhunu tamamlar.
Türkiye’nin dört farklı köşesinde, sonbahar tatilini unutulmaz kılacak bu rotalar taş sokaklardan bağlara, adalardan koylara uzanan benzersiz tatil imkanları sunuyor. Hepsi sonbaharı adeta yeniden keşfetmek için birer davet.
Yazı: Sera Dilara Akyıldız