Tatiller, bayramlar, seyahatler ve yılbaşı gecesi de geride kaldı diyip, yazın başına kadar engelleyecek fazla bahane kalmadığına inanarak şu günlerin diyete başlamak için en uygun fırsat olduğunu düşünürüz. Aslında diyet yapmak için en uygun zamanı kollamanız demek daha diyete başlamadan bir çok psikolojik yenilgiyle başa çıkacağınız anlamına gelir. Şöyle ki, kendinizi tam hazır hissedip diyete başlayacakken, çağırıldığınız bir davet, arkadaşlarınızla çıkacağınız bir akşam yemeği, kısa bir hafta sonu tatili ya da aniden çıkan bir iş seyahati diyetinizi bozma sıkıntısıyla hayatınızı kabusa çevirebilir.
Bu nedenle diyete başlamak için uygun bir dönemi kollamaktansa, hayatınızın bütününü kapsayacak size özel ve size uygun bir beslenme tarzı benimseyip, önünüze ne kadar özel gece ve eğlence çıkarsa çıksın hiç bir zaman diyetinizle eğlencenizin arasında kalmadan keyifli ve sağlıklı bir şekilde yaşamınızı sürdürebilirsiniz.
O halde diyetinizin bozulacağını ya da kilo alacağınızı düşündüğünüz özel gece ve eğlencelerde, biraz daha dikkatli olarak formunuzu ve sağlığınızı nasıl koruyabilirsiniz? Nişantaşı Sculpture Therapy Center'dan Diyetisyen Serap Tolaz özel bir davet öncesi güne sağlıklı bir şekilde başlamak ve geceyi rahat bir şekilde bitirmek için işe güzel bir sabah kahvaltısıyla başlamamızı öneriyor. Ara öğün olarak ise taze meyveler tercih edilmeli. Geceden alınacak olan fazla kalori ve toksinler düşünülürse, öğle yemeğinde az yağlı bir sebze yemeği ve salata tercih edilmeli.
Bu hem tokluk hissini artıracak, hem gün içerisinde kendinizi hafif hissetmenizi sağlayacak, hem de vücudun temizlenmesinde faydası olan posa içeriğini de sağlamış olacak. Eğer geceyi ve akşam yemeğini kontrollü bir şekilde geçirebilirseniz ertesi güne daha zinde başlamış olursunuz. Tolaz, öncelikle yavaş yemeğe özen göstererek kontrolü elinize almanızı öneriyor. Gerek evde gerekse dışarda bir eğlence ya da özel bir davete katıldıysanız başlangıç olarak çorba ve salata tercih etmek daha doğru olacaktır. Ayrıca ana yemek olarak da ızgara şeklinde beyaz et ya da kırmızı et tercihler arasında olmalı. Yanında yine sebzelerden oluşan garnitürler ve hafif meze tabakları tamamlayıcı olacaktır.
Alkol olarak, kalori açısından düşünecek olursak, şarap veya bira tercih edilmeli. Sofrada çok yağlı ve karbonhidratlı yiyecekler varsa biradan da kaçınmakta fayda var. Alkolle birlikte mümkün olduğunca yağlı ve kızartma türü besinlerden kaçmalı, ağır mezelerden uzak durmalı, fazla meyve ve kuruyemiş tüketmemeli. Sadece geceyi rahat geçirebilme adına içeriğini bilmediğimiz yemeklere dikkat etmekte fayda var. Ağır kalori içeren deniz ürünlerinden oluşan yiyecekler ve meze türlerinden de uzak durulmalıdır. Asitli içecekler yemeklerle beraber alındığında hazımsızlığa ve şişkinliğe sebep olacağından dolayı fazla tercih edilmemelidir. Tüm dikkatlerinize rağmen ya da gecenin vermiş olduğu rehavetle kaçırılan fazla yemek ve alkol ertesi gününüzü işkenceye dönüştürebilir. Uyku düzeninizin değişerek vücudunuzun bioritminin bozulmasına, alınan fazlaca alkol gün içerisinde şekerinizin düşük seyretmesine, bu nedenle baş dönmesi ve yorgunlukla beraber susuzluk hissiyatının artmasına neden olabilir.
Dolayısıyla ertesi gün yapılması gerekenler arasında en önemlisi su tüketimini artırmak olacaktır. Günlük tercih edilen çay ve kahve yerine bitki çaylarıyla kendinizi ve vücudunuzu dinlendirmelisiniz. Ana öğünlerinizde yine hafif ama toksin atıcı ve rahatlatıcı besinler tercih edilmelidir. Yapılan az yağlı hafif bir sebze çorbası ya da sebze yemekleri, salatalar ve yoğurt vücudunuzun temizlenmesine yardımcı olacak önemli besinler arasındadır. Gün içerisinde açık havada yapacağınız yürüyüşler ise metabolizmanızın düzene girmesinde yardımcı olacaktır. Tüm bu bilgilere rağmen yine de kontrol altına alamadığınız bir gece geçirip, diyetinizin bozulduğunu düşünüyorsanız, diyetinizi bırakmak ya da ertelemek yerine bir detoks programıyla kaldığınız yerden devam edebilirsiniz.