SELÜLİT

Gerçekten işe yarayan yöntemler

ELLE ONLINE ELLE ONLINE 17 Mayıs 2013
SELÜLİT
İnatçı selülit görünümünden kurtulmak için en ideal yöntem, bildiklerimizi ve öğrendiklerimizi doğru kombinlemektir. Davetkar ama tehlikeli yöntemlere boşa para ve zaman harcamamak için, selülitsavar önerilerimize göz atın.





Fransa'da yapılan araştırmalar, selülit sorununu yoğun olarak yaşayan kadınların yaklaşık dörtte birinin bunu bir saplantı haline getirmiş ve manevi sıkıntı çekiyor durumda olduğunu gösteriyor. Hafif selüliti olan kadınlardaysa bu oran yüzde dörde iniyor. Bazıları için, selülitin yarattığı çukurlardan kurtulma isteğindeki amaç, mini şort ve mayo giyildiğinde kendini iyi hissetmek. Söz konusu selülit olunca genetik faktörler çok önemli bir rol oynuyor. İşte tam da bu yüzden onlardan tam anlamıyla kurtulmak zorlaşıyor. “Detoks kralı” Henri Chenot, insanlardaki selülit miktarının birbirlerinden farklılık göstermesinin altında yatan nedeni de bu önemli faktöre bağlıyor. Üstelik 7-14 yaş aralığında çok yiyen bir çocuk olduysanız, vücuduruzdaki selülit oranını iki kat artırma riski taşıyorsunuz. İşin kötüsü, bir kez oluştuklarında onlardan kurtulmanın imkanı yok. Hücreler bir kez yağla dolmaya başladıklarında, sürekli olarak yeni yağ talep ediyor ve onları depoluyorlar. Bazı durumlarda, vücudun hormonal sebepler ya da dolaşım bozukluğu kaynaklı su tutması ve dokuların yağ hücreleri çevresinde sertleşip fibroz oluşturması da selülite ortam hazırlıyor. Bütün bu durumlar göz önüne alınıp selülit oluşumunun gerçek nedeni belirlenmeli ve ona göre bir tedavi yöntemi seçilmeli. İşte uzmanlardan görüş ve öneriler...


~


Şeker detoksu yapın





Günümüzde şekerin, özellikle de rafine şekerin organizmamız için zararlı olduğu ispatlanmış durumda. Kaliforniya Üniversitesi'ndeki araştırmacılar Robert Lustig ve Laura Schmidt, tıpkı alkol ve tütüne yapıldığı gibi, onlar kadar zararlı olan şekere farklı bir vergilendirme getirilmesi gerektiğini savunuyorlar. İşlenmiş şeker, portakal görünümünü daha belirginleştiriyor; bu da zayıf bile olsanız, siluetinizi deforme gösteriyor. Peki, işlenmiş şeker neden bu kadar zararlı?





* Glisemik indeksi yüksek besinler (rafine şeker, beyaz un, nişasta) tükettiğinizde, pankreas kana hızla insülin gönderiyor. Selülit uzmanı Dr. Philippe Blanchemaison'a göre insülin, yağların hücreye girişini sağlayan reseptörler barındırıyor. Üstelik alınan glikoz hemen yakılmıyor, yağa dönüşüyor ve hücrelere yerleşiyor. Bu da hipoglisemiye yani düşük kan şekerine neden oluyor. Hipoglisemi halinde de kişi, sürekli tatlı yemek istiyor. Böylece kırılması güç bir halka oluşuyor.





* Selülitle ilgili bir başka sorun da glikasyon. Fizik tedavi uzmanı Jocelyne Rolland bu durumu, “Beyaz şekerin fazlası kolajen ve elastin dokularını karamelize ediyor, sertleştiriyor, birleşik dokuları bölümlere ayırıyor ve içine yağ dokuları hapsediyor” şeklinde açıklıyor. Lifli dokular arttıkça, selülitin yerleşmesi de o derece kolay oluyor. Bölge sertleşiyor, bastırdıkça acı hissediliyor. Acaba hangi tür şekeri tüketmek, hangilerinden sakınmak gerek? Uzmanlara göre, “hızlı şeker” denen; çaya, kahveye, tatlılara, reçellere, gazlı içeceklere eklenen şekerlerden uzak durmakta yarar var. Başlangıçta bunlardan vazgeçmek kolay değil; ancak araştırmaların da ispatladığı gibi, beyaz şekerli ürünleri azalttıkça canınız giderek daha az isteyecek. Beyaz un, beyaz ekmek gibi nişastalı besinleri de diyetinizden çıkartmanız gerekiyor çünkü onlar da kan şekerini hızla düşürüyor. Endişelenmeyin, şeker ve ekmeğe tümden veda etmeniz şart değil; çünkü organizma bunların bir kısmına ihtiyaç duyuyor ama özellikle glisemik indeksi düşük besinleri tercih etmeye dikkat etmelisiniz. Meyveler, yulaflı ve tam tahıllı besinler, sebzeler, yüzde 70 kakao oranlı çikolatalar günlük diyete eklenebilir. Geceleri asla şekerli besinler tüketmeyin; aksi halde bütün gece bunların depolanmalarına neden olursunuz!


~


Geceleri çorba ve yoğurdu sınırlayın





Bu ikili, özellikle selülit sorunu olan kadınların favori menüsünü oluşturuyor. Oysa içi zaten su dolu selülitler için yapılabilecek en kötü şey bu ikiliyi akşam tüketmek. Nereden mi biliyoruz? Benzer durumu, regl öncesinde karın ve ayak bileklerindeki ödemden de anlayabilirsiniz. Chrononutrition'un kurucusu Prof. Delabos, akşamları oluşan ödemleri engellemek için geç saatte bu besinlerden kaçınmayı öneriyor çünkü çorba zaten suyla hazırlanıyor ve içindeki sebzelerin mineralleri de yüksek orada su tutuyor. Yoğurt da su ve laktozla hazırlanıyor; laktozsa sünger görevi görebilen şeker demek. Beslenme uzmanı Valérie Espinasse'a göre en büyük hata, çiğ sebze ve salataları omega 3 barındıran yağlar olmadan tüketmek. Oysa omega 3, şeker depolanmasını önlüyor. Hepsi birer su deposu olan çorba, yoğurt, tuz içeren maden sodası ve suni tatlandırıcılardan kesinlikle kaçınmalısınız.


~


Yağ kırıcı cihazlara güvenin





Tüm araştırmalar, yağ kırıcı cihazların işe yaradığını ve hiçbir yan etkilerinin olmadığını gösteriyor. Özellikle LPG cihazı için yapılan klinik çalışmalar titizlikle yürütüldüğünden, çıkan sonuçlar da akıllardaki soru işaretlerini siliyor. 2010 yılında Prof. Max Lafontan tarafından geliştirilen cihazsa, mikrodiyaliz yöntemini kullanarak döner rulolarla yağlı dokuyu kırıyor. “Yağ dokusu bol, selülitli, beslenme ve egzersiz programlarına direnen bir bölge düşünün. Sadece bölgeye uygun başlıklarla yapılan masaj sayesinde bu inatçı yağlar yumuşuyor, kırılıyor, dirençleri azalıyor, en hafif egzersiz programıyla bile eriyebilir hale geliyor” diye açıklıyor fizik tedavi uzmanı Jocelyne Rolland. Cihazın etkisini maksimuma çıkarmak için, masaj sonrası biraz egzersiz yapmak gerekiyor. Cihazın ayakkabıları, sadece bacak kaslarını harekete geçirmekle kalmıyor; kan akışını da düzenleyerek portakal kabuğu görünümünü yok etmek üzere çalışıyor. En ideali, cihazı bir ay boyunca haftada iki seans kullanmak. Bir yıl boyunca ayda bir seans da, etkiyi kalıcı kılmak için gerekiyor.


~





Elle yapılan masajı yadsımayın





Cihaz yardımı almak istemeyenler için, el masajı da mucizeler yaratıyor. Masaj, öncelikle kişinin kendini iyi hissetmesini ve vücuduyla barışmasını sağlıyor. “Bedenine kızan kadınlar, artık onunla uğraşmaktan vazgeçiyor ve siluetini görmezden gelmeye başlıyor. Bir başkasının herhangi bir nedenle o bedene dokunması, kadının yeniden kendi bedeniyle barışmasına yardımcı oluyor. Üstelik masajın hem zihin, hem de beden sağlığı üzerine sayısız olumlu etkisi var” diyor terapist Martine de Richeville ve el masajının yüzyıllardır mucizeler yarattığını vurguluyor. Masaj, en derindeki kalıcı yağ dokularına kadar ulaşarak onları kırıyor, daha kolay hareket eder ve dışarıya atılır hale getiriyor. Kan dolaşımını düzene sokuyor, lenf drenaj etkisi yapıyor. Çin tıbbı eğimi alan Richeville'e göre kimi yağ dokuları, bedendeki enerji bloklarından da kaynaklanabiliyor. Masaj bu blokajları yok ediyor. Yağ kırma etkisi olan masajlar ilk seanslarda acı verici olabiliyor ancak cildi sıkılaştırarak selülitli görüntüyü azaltıyor.  Evde de selülitlerden kurtulabilmeniz mümkün. “Buna zaman kaybı olarak bakmayın. Kendi kendinize bile masaj yapsanız; kan dolaşımını hızlandırmış, yağ dokularını hafifletmiş ve bölgeye fayda sağlamış olursunuz” diyor Jocelyne Rolland. İçinde etkenmaddesi olarak kafein barındıran kremler de oldukça yararlı. Pierre Fabre Sağlık Merkezi direktörü Dr. Pierre Bruel'ye göre, kafein sadece lipolizi harekete geçirmekle kalmıyor, ödem atıyor, derideki mikro dolaşımı tedavi ediyor.






SON HABERLER

Dergide Bu Ay

ELLE Nisan Sayısı Çıktı!

ELLE Nisan Sayısı Çıktı!

Yeni sayımızın kapağında oyuncu Hazar Güçlü var.

BU SAYIDA NELER VAR?

E-Bülten Aboneliği

E-bültenimize şimdi abone olun,
magazin dünyasındaki tüm gelişmelerden anında haberiniz olsun.