SONSUZ GENÇLİK

Cerrahi müdahalelerden korkanlar... Bu yazımız sizi mutlu edecek . Hatta iddalı olacak ama daha genç görünmek umutlarınızı yeşertecek.

ELLE ONLINE ELLE ONLINE 25 Aralık 2018
SONSUZ GENÇLİK SABINE VILLIARD TRUNK ARCHIVE

Söz konusu cilt olduğunda gerek bakımla, gerek düzenli ürün kullanımıyla yapılabileceklerin bir sınırı olduğunun farkındayız. Ve bu nedenle de arayışlarımız devam ediyor. İşte size bu konuda rehber olacak yepyeni yöntemler ve uygulamalar.

MD CODES

Kişinin ihtiyaç ve isteği doğrultusunda daha çekici, daha dinç, daha yumuşak ya da olduğundan daha genç görünmesine olanak sağlayan MD Codes uygulaması, estetik müdahalelere yeni bir yorum getirdi. Yüz bölgesinde  istenilen sonucu almak için hedefe yönelik farklı noktalara küçük bir dokunuş olarak tanımlayabileceğimiz MD Codes, bütüncül bir yaklaşım

sergileyerek kişiye adeta yeni bir ifade tasarlıyor. MD Codes’u geliştirerek dünya tıp literatüründe yer almayı başaran Brezilyalı doktor, Dr. Mauricio de Maio, 2010 yılından bu yana üzerinde çalıştığı uygulamayı şöyle anlatıyor: “Her şey

dolgularla 8 noktada yüz gerdirmeyle başladı. Aradan geçen zaman içinde bütün yüzü deşifre etmiş oldum. Yüzde, ifadeyi değiştiren 60’tan fazla nokta var. Bu noktalara küçük bir dokunuş yaptığınızda tamamını yeniden tasarlayabiliyorsunuz.

MD Codes temelde, hyalüronik asit ve botulinum toksinle birlikte, kişinin duygusal ihtiyaçlarını ön plana çıkartarak bir tedavi planını uygulamayı öngörüyor. Ayrı enjeksiyon bölgeleri olan MD Codes, yorgun ya da kızgın görünmek istemeyenlerde, daha çekici sonucu hedefleyenlerde, kısaca her birinde farklı noktalara karşılık veriyor.”

İNCE DUDAKLAR, GERİYE ÇEKİLMİŞ BİR ÇENE, DÜŞÜK KAŞLAR

Pozitif yaşlanma için de sıklıkla tercih edilen MD Codes uygulamasıyla kişi, ameliyatsız eksi 10 yaşa kadar gençleşebiliyor. Genç ve çekici görünmek için ince dudaklar, geriye çekilmiş bir çene ve düşük kaşların tercih edilmediğini vurgulayan Dr. Mauricio de Maio, MD Codes uygulamasının kalıcılığının kişinin metabolizma hızına ve yaşına göre değiştiğinin altını çiziyor. “İşlemin kalıcılığı metabolizmaya bağlı. Çünkü hyalüronik asidi vücut parçalıyor. Bunun yanı sıra sigara içmek, stres altında olmak ve başka etkenler de kalıcılığı olumsuz etkileyebiliyor. Ancak, bazı alanlarda işlemin etkisi diğer alanlara göre daha kısa süreli olabiliyor. Bu nedenle yaşa göre değişse de işlemi bir- iki yılda tekrarlamakta fayda var.” Bu yöntemi Dr. Maio’dan dinlemiş olsak da Türkiye’de verdiği eğitimler sayesinde belli başlı bütün plastik ve estetik cerrahi uzmanlarının bu MD Codes’u uygulamaya başladığını da paylaşmış olalım.


                                                           (GIAMPAOLO SGURA TRUNK ARCHIVE)

KİLİT ASKI TEKNİĞİ

Kilit Askı Tekniği, ameliyatsız boyun ve yüz germede oldukça popüler bir yöntem. Estethica Hastanesi Medikal Estetik Hekimi Dr. Kemali Güneş de bunu sıkça tercih edenlerden. Nedenini şöyle anlatıyor: “Yaşın ilerlemesiyle birlikte yüze şeklini veren dokular, yerçekimine yenik düşer, böylece yaşlanmaya dair ilk belirtiler yüzde  görülmeye başlar. Yaşlanma

sürecinde; zayıflayan bağ dokusunun askılama gücündeki azalma, cilt altı yağ yastıklarının yer değiştirmesi, yüz kaslarının gevşemesi ve kolajen-elastik liflerdeki kayıplara bağlı olarak yüzde sarkmalar ve kırışıklıklar ortaya çıkar. Yaşa bağlı olarak yüzde oluşan deformasyonlar için yüz germe uygulamaları, cerrahi operasyona alternatif olarak geliştirildi.

Fransa’da biyomekanik çalışmalarla geliştirilen Kilit Askı Tekniği; kopma riski olmayan, “dinamik askı” özelliğine sahip, yüksek teknolojiyle üretilen sağlam iplerle uygulanıyor. Esnek, kopmayan ve erimeyen iplerle uygulanan Kilit Askı Tekniği; ameliyatsız yüz germede yüz ve boyun bölgesindeki sarkma ve kırışıklıklarda tercih ediliyor.” Bu arada bir açıklama yapmakta yarar var. Bu yöntemi Örümcek Ağı’na benzetenler olabilir. Örümcek Ağı yöntemiyle Kilit Askı Tekniği arasında farklılıklar var. Örümcek Ağı olarak bilinen uygulamada ipler, kendi güçleriyle askılama işlemi yapmak yerine doku esnekliğini sağlayan lifleri uyararak cilt kalitesini artıran kolajen üretimini destekliyor. Kullanılan ipler serbest bırakıldığı için kaldırma ve germe etkisi düşük. Bu yöntem ancak 40’lı yaşlardaki hafif sarkmaları giderebiliyor. Klasik iplerle yüz germe uygulamalarının etkisi 1-1,5 yıl arasında değişse bile geçici etki sağlıyor. Kilit Askı Tekniğinde kullanılan iplerse, silikon yapısıyla doku esnekliğini sağlayan, lifleri uyararak sıkılaşma sağlamanın yanı sıra dinamik askılama gücüyle yüzün 5-15 yaş arası gençleşmesini sağlıyor. Kullanılan ipler saçlı deriye kilitlendiği için kaldırma ve germe etkisi belirginve kalıcı. Seçilmiş vakalarda 80 yaşına kadar kişilerde başarılı sonuçlar elde ediliyor. Kontrollü esneklik ve üstün   tutunma özelliğine sahip ipler “uzun süre askılama” özelliğiyle, etkisini 5-6 yıl sürdürüyor. Kilit Askı Tekniği, kişiye özel tasarımla uygulanıyor. Esnek iplerle uygulandığı için kişinin mimik hareketlerine uyumlu, asimetriye ve yüzde ifade bozukluğuna yol açmıyor. Bu yöntem yüz ovalini belirginleştiriyor, kaşları kaldırıyor, çene hattındaki ve boyundaki sarkmaları toparlıyor.

REVLITE TEKNOLOJİSİ

Medikal Estetik Uzmanı Dr. Buket Yıldırım, değişik dalga boylarıyla optimumetki sağlayan RevLite lazer sistemini şöyle anlatıyor. Farklı dalga boylarındaki ışık enerjisiyle kolajen üretimini tetikleyerek biyolojik yaşı geri çeviren RevLite lazer, ciltteki yenilenmeyi optimum seviyeye çıkarıyor. Teknoloji, farklı boylardaki ısı enerjisini cilt altına iletiyor. Bu enerji kolajen lifleri ve ciltte lekeler oluşmasına neden olan melanin kümeleri tarafından emiliyor. Kolajen liflerinin uyarılması çizgi ve kırışıklıkların hafiflemesini ve cildin elastikiyetinin artmasını sağlayan yeniden yapılanma sürecini tetikliyor.

Taze ve parlak görünümlü bir cilt yaratırken, gözeneklerin küçülmesini, yaşlılık lekelerinin hafiflemesini sağlıyor cildin elastikiyetini artırıyor. Dr. Buket Yıldırım, yöntemin önemli bir özelliğe daha sahip olduğunu belirtiyor. “RevLite lazer sayesinde artık yüzdeki ince tüylerden de kurtulmakmümkün.” Özetle, RevLite, cilt yenileme, peeling, anti-aging, ince çizgi ve kırışıklıkların hafifletilmesi, skar (yara izi) tedavisi, genişlemiş gözeneklerin sıkılaşması, güneş ve yaşlılık lekeleri, kılcal damar görüntüsünün silinmesi, cilt tonunu düzenleme ve ince tüyleri yok etmede etkili bir sistem. Bu yöntem cildin ihtiyacına göre 4-6 seans olarak uygulanıyor. Seans aralıklarıysa 15-20 gün kadar.


  (GIAMPAOLO SGURA TRUNK ARCHIVE)


BBL: FOREVER YOUNG

Pürüzsüz, daha genç bir cilde kavuşurken yaşlanma sürecine genetik anlamda da müdahale etmenin mümkün olduğunu söylesek… Yeni nesil ışık teknolojisi olan BBL Forever Young’la gençliğinizin kontrolü kaderin değil sizin elinizde. Dr. Mustafa Karataş yöntemi şöyle anlatıyor: “Yeni nesil ışık terapisi olan BBL, daha gergin, pürüzsüz ve parlak bir cilt için teknolojinin vardığı en son noktalardan biri. İşin en ilginç tarafıysa bu değişimin sadece yüzeyde değil genetik anlamda da gerçekleşmesi.” Dr. Mustafa Karataş bunun etki mekanizmasını şöyle anlatıyor: “BBL tarafından iletilen ışık enerjisi cildin

derin tabakalarına nüfuz ederek kolajen üretimini tetikliyor. Böylece cildiniz pürüzsüz ve sıkı bir görünüm alırken çizgiler, kırışıklıklar ve lekeler önemli ölçüde hafifliyor.” Karataş “BBL, cildin yaşını geri çevirmişsiniz gibi bir etki yaratıyor” diyor. Bu teknoloji boyun, dekolte, omuzlar ve eller gibi yaşlanma izlerinin göründüğü yerlerde başarılı sonuçlar veriyor. Aslında vücutta yaşlanmanın etkilerinin gözlendiği her yerde uygulanabiliyor. Tedavinin hemen ardından ciltteki lekeler ve çiller bir süreliğine daha koyu görünebiliyor. Kısa bir süre sonra yüzeysel olarak soyularak altından daha parlak, canlı ve renk tonu eşit bir cilt çıkıyor. Bu dönem boyunca cilt güneş ışınlarına karşı hassas bir hal aldığından  düzenli olarak koruyucu krem kullanılması önemli. Optimum sonuçlar için, ayda bir, minimum 3, maksimum 5 seans öneriliyor. Yaşlanma sürecine genetik düzeyde müdahale eden işlemin sonuçlarının devamlılığı için senede 1 kür yapılması da tavsiye ediliyor.

GIDI ESTETİĞİ

Plastik ve Estetik Cerrah Op. Dr. Alpaslan Topçu, kadınlara “kendin gibi olmak” felsefesiyle yol gösteriyor. Ve “Gıdıyı yok eden özel teknikler kişinin bu yöndeki sıkıntısını ortadan kaldırıyor” diyor. Ve hastanın fizik muayene sonucuna göre operasyon tipine de karar veriliyor. Yaşın ilerlemesi, cilt tipi, güneş, sigara gibi dış faktörler ve yerçekimine bağlı olarak boyun derisinde meydana gelen sarkma, yağ toplanması, boyun kaslarında zayıflama ve ayrılma meydana geliyor. Hastaya yapılacak operasyon şeklini belirlemede en önemli faktörlerin başında yaşı ve cilt kalitesi geliyor. Tam olarak kesin bir sınır olmamakla birlikte, 45 yaşın altındaki hastalarda, sadece liposuction’la cilt altı yağ dokusu alınarak gıdı tekrar şekillendirilebiliyor. Operasyon istemeyen hastalarda Soğuk Lipoliz teknolojisiyle gıdı bölgesindeki yağlanma azaltılabiliyor. Şayet hastada yağ depolanmasıyla birlikte ciltte sarkma ve boyun kaslarında   da ayrılma varsa, liposuction’la  birlikte boyun germe operasyonu da yapılması öneriliyor. Op. Dr. Alpaslan Topçu, “Son teknikler arasında lazer liposuction tekniğinde, liposuction’la birlikte cilt sıkılaştırma da eklenerek, daha etkili sonuç alınabiliyor. Gene, cilt fazlalığı, cilt altı yağlanması çok olmayan ve daha belirgin olarak kırışıklık şikayeti olan hastalarda, Odaklanmış Ultrason, İğneli Fraksiyonel Radyofrekans uygulamasıyla cilt sıkılaştırma yapılabiliyor. Bunların yanında, botoksla kas bantlarının görünürlüğünü azaltma da uygulanabiliyor” diye ekliyor.



Yazı: Esra Özübek

ELLE 2018, Kasım saysından alınmıştır.


ETİKETLER
SON HABERLER

Dergide Bu Ay

ELLE Nisan Sayısı Çıktı!

ELLE Nisan Sayısı Çıktı!

Yeni sayımızın kapağında oyuncu Hazar Güçlü var.

BU SAYIDA NELER VAR?

E-Bülten Aboneliği

E-bültenimize şimdi abone olun,
magazin dünyasındaki tüm gelişmelerden anında haberiniz olsun.