NUXE, kadınlara alışıldık güzellik kalıplarının aldatmalarından uzak bir şekilde güzel hissetme imkanı sağlıyor. ‘Instinctive Beauty’ aslında NUXE’ün kalbini oluşturuyor: Kadını kendi derin doğasıyla tekrar bir araya getirmek.
Bu yeni kimliğini kutlamak amacıyla NUXE, Benjamin Millepied’ye yeni bir macera sundu: ‘Instinctive Beauty’ temalı ilk filminin yapımcılığını üstlenmek ve filmi yönetmek.
Film, izleyiciyi bir kadının hislerini ve beden dilininin akıcılığını deneyimlemeye davet ediyor.
Her bir hareketi, NUXE'ün doğal ruhuna göz kırpan ve kadının içgüdüsel güzelliğini kutsayan bir işarete dönüşüyor.
Bu uyanışın sembolü, filmin de gerçek katalizörü güneş, kadının enerjisini yükseltip hareket etme arzusunu, vücudunun suya dalıp çıkmasını ve uzayda özgür kalma arzusunu dürtüyor. Güneş ışığı önce yüzeylere yayılıyor, sonrasında kadının vücudu ve suratına ulaşıp, kadını tepeden tırnağa aydınlatırken aynı zamanda bu uyanış hissini tetikliyor. Vücudu kasılırken sırtına kavis verip gevşiyor ve feminenliği yeşeriyor. Beden dili canlanıyor. Gözleri ve mimikleri daha içten bir hal alıyor.Hareketleri aracılığıyla kendi gerçek doğasıyla ve içgüdüsel güzelliğiyle iletişime geçebiliyor.
Benjamin Millepied bu birliktelik için, ‘’Nuxe’ü temsil eden zevk ve özgürlük fikirlerini seviyorum. Bu kirleri geliştirmeyi, ve her şeyden önemlisi feminenliği ve gücü bu lm aracılığıyla aktarmayı istedim. O yüzden de bu film, benim için daha önceki çalışmalarımdan daha özel.’’ Dedi.