KARANTİNA SÜRECİ VE PSİKOLOJİK ETKİLERİ

Karantina süreci bizi nasıl etkiler ve sağlıklı bir şekilde nasıl atlatabiliriz? Karantina süreci ve koronavirüsün uzun vadeli psikolojik etkilerini Uzman Psikolog Sena Sivri ile konuştuk...

ÖZGE ÇOLAK 02 Ocak 2021
KARANTİNA SÜRECİ VE PSİKOLOJİK ETKİLERİ iStock

Salgının kontrol edilmesi için dönem dönem girilen karantina süreçleri tüm insanların belki de en tahammülsüz olduğu “engellenme” duygusuyla yüzleşmek zorunda bıraktı hepimizi. Gündelik hayat rutinimizde olan en basit eylemler bile yasak kategorisine girdi. Evde beraber yaşadığımız insanlarla hiç olmadığı kadar iç içe olduk, yalnız yaşıyorsak hiç olmadığı kadar yalnız kaldık. Anlaşmazlıklar, tartışmalar, tahammülsüzlükler arttı. Zor giden ilişkiler, anlaşamadığı halde ortak yaşam sürdürmeye çalışan kişiler için pandeminin zorlayıcılığı çok daha fazla oldu.  Bu da aslında diğer tüm yaşanılan zorlanmalar kadar normal. Tüm insanlar için süreç farklı, yeni bir dinamik oluşturmayı mecbur kıldı. Kişilerarası anlaşmazlıklar için çözüm bulmak zorunlu hale geldi. Bu nedenle aslında bu süreci, öncelikli olarak kendi duygularını anlamak ve anlamlandırmak, sağlıklı ifade etmenin yolunu bulmak, sonrasında beraber hayatı paylaştığımız insanların farklı durumlara karşı verdiği tepkileri öğrenmek, uzlaşma yoluna gitmek için bir fırsat olarak görmek, kişisel sınırlar konusunu daha iyi anlamak ve netleştirmek adına bir fırsat olarak değerlendirmek gerek. Anlaşmazlıklardan kaçınmak ya da çözüm bulmak adına kendi duygularımızı net bir şekilde anlamlandırmak, üzerine düşünmek ve duygu dili ile suçlayıcı olmadan ifade etmek sorun ve tartışmaların büyümesini önleyecektir.

Kişilerarası sorunlar için:

  • Bu sürecin zorlu bir süreç olduğunu, pandeminin yarattığı engellenme hissinin de sorunları arttıracağını unutmayın.
  • Ev içinde çok zorlandığınızda, çatışmalar arttığında ev içerisinde ayrı alanlarda vakit geçirip sorun yaşadığınız kişiyle bir süre birbirinizden uzak kalmaya çalışın.
  • Kişilerarası çatışmalarda tepki vermeden önce durup düşünün. Bir süre mola alıp, ne hissedip ne düşündüğünüze odaklanın, anlamlandırdıktan sonra ifade edin.
  • “sen” dili yerine “ben” dili ile; “....... davranışın bana .......... hissettiriyor, ........ ihtiyaç duyuyorum” şeklinde duygu ve düşüncelerinizi ifade etmeye çalışın.
  • Karşı tarafı dinleyin. Onun duygu ve düşüncelerine kulak verin.
  • Ev içinde yapılacak bireysel ve grup halinde yeni ve değişik aktiviteler yaratın.

Eşimize, çocuğumuza, kendimize sağlıklı sınırlar oluşturduğumuz, salgın ve karantina sürecinin yarattığı duyguları paylaşıp, uzlaşma temelli bir iletişim dili geliştirdiğimizde karantinanın bir felaket olmasını önleyebiliriz.

Tüm bu süreci en sağlıklı şekilde geçirmek adına dikkat etmemiz gerekenleri şöyle özetleyebiliriz;

  • Konu ile ilgili sosyal çevrenizle konuşurken sadece negatif söylemlerle birbirinizi korkutmaktan kaçının.
  • Umursamaz olmak ya da aşırı kaygılı, umutsuz, depresif olmak yerine gerçekçi bir perspektif oluşturmaya çalışın.
  • Çocuklarınızın da bu dönemde kaygılı olacağını unutmayın. Yaşına uygun kısa ve öz bilgilerle sorularını cevaplayın. Ona yönelik aşırı kısıtlayıcı davranışlarınızın onu çok daha korkutacaktır. Dinleyin, oyunlarla iletişiminizi güçlendirin.
  • Sosyal izolasyonla beraber evde çalışma sistemine geçmek, günlerce evde kalıyor olmak uyku ve yemek düzeninizi bozmak için çok elverişli bir ortam yaratır, yapmayın. Her gün günlük rutininiz benzeri hazırlanın ve günü öyle geçirin.
  • Evde aile ile geçirilen zamanın artması aslında birçok fırsatı da beraberinde getirir. Aile olarak iletişiminizi güçlendirmek, yeni alışkanlıklar geliştirmek ve bağlarınızı güçlendirmek adına bu süreci değerlendirin.
  • Bir hobi edinin, varsa yeni bir tane daha edinebilir ya da mevcut hobinizi geliştirebilirsiniz.
  • Kaygınızla ilgili düşünce değiştirme egzersizleri yapın. Kaygıya bağlı oluşturduğunuz düşüncelerinizi rasyonel bir gözle değerlendirmeye çalışın.
  • Yazmanın gücünden faydalanın. Yoğun kaygı yaşadığınızda duygu ve düşüncelerinizi yazmak hem rahatlatacak hem de farklı bir perspektiften bakmanızı kolaylaştıracaktır.
  • Nefes egzersizleri, yoga, meditasyon bu süreçte kaygıyla baş etmenize çok yardımcı olacaktır.
  • Sosyal desteğin önemini unutmayın. Telefon, sosyal medya kanalları, görüntülü konuşma gibi yöntemlerle sevdiklerinizle düzenli iletişiminizi sürdürün.
  • Yalnız yaşayan yakınlarınızla görüntülü konuşmalarla mutlaka iletişiminizi sürdürün.
  • Kaygınızla baş edemediğinizi hissediyor, işlevselliğinizde bozulma gözlemliyorsanız telefon ya da e-mail yolu ile bir uzmanla iletişime geçip destek alma yöntemlerinizi kararlaştırın.

Covid-19 salgınını toplumsal bir travma olarak düşündüğümüzde uzun vadede travma sonrası stres tepkileri, kaygılı düşünceler, takıntılı davranışlar, depresif duygu durumları beklediğimiz psikolojik zorlanmalar arasında. Bir gün ‘evet salgın bitti eski hayatımıza dönebiliriz’ desek dahi, bir müddet adaptasyon sorunu yaşayıp çekimser kalmaya devam edecek kişi sayısının hiç de az olacağını düşünmüyoruz.

YAZI: Uzman Psikolog Sena Sivri


SON HABERLER

Dergide Bu Ay

ELLE Mart Sayısı Çıktı!

ELLE Mart Sayısı Çıktı!

Baharı Hande Erçel ile karşılıyoruz.

BU SAYIDA NELER VAR?

E-Bülten Aboneliği

E-bültenimize şimdi abone olun,
magazin dünyasındaki tüm gelişmelerden anında haberiniz olsun.