NEFES NEFESE

Ne kadar doğru nefes alıyoruz? Doğru nefes almanın fiziksel, zihinsel ve duygusal yararlarını biliyor muyuz? Nefesle ilgili doğru bildiğimiz yanlışları nefes uzmanı Nevşah Fidan Karamehmet anlattı.

ELLE ONLINE ELLE ONLINE 03 Eylül 2018
NEFES NEFESE Trunk Archive

Nefes koçluğunun trendi yükselen mesleklerden olduğu günümüzde, nefes uzmanı ve yazar Nevşah Fidan Karamehmet, dünya çapında yaptığı araştırmalarla doğal nefes almanın ideal yöntemlerini insanlara öğretiyor. Nevşah Fidan Karamehmet, bununla ilgili ezber bozan açıklamalarda bulundu.

DOĞRU MU YANLIŞ MI?

Derin nefes almak iyidir. Ne kadar derin nefes alırsanız hücrelerinizin içinde o kadar çok oksijen olur. Yanlış! Tam tersi! Derin nefes, aşırı nefes birçok kişiyi ciddi bir solunum problemi olan hipokapni durumunda tutan, fiziksel olarak yaşanan yüzlerce semptomu tetikleyen, yaratan veya devam etmesine neden olan bir durumdur.

Hipokapni ileri derecede, yani sizi bayıltacak, hafıza kaybına, duyu organlarınızda hasara yol açacak kadar olmasa, sığ bir seviyede seyretse bile, uzun süre devam ederse ciddi problemlere neden olabilir. Nefes eğitmenleri olarak bizler ve eğittiğimiz koçlar ilk seanslarda derin nefesi sadece nefes alışkanlıklarını analiz etmek için uyguluyoruz ve katılımcılarımızı da uyarıyoruz. Sürekli derin nefes almak zararlıdır. Hücrelerinize daha fazla oksijen sağlamaz, tam tersine, Bohr Efekti sebebiyle, derin nefesler aldığımızda ciğerlerimizde karbondioksit basıncı eksikliği yüzünden oksihemoglobin değerleri yükselir, hemoglobin daha satüre (doymuş) kalır, hücrelere oksijen bırakmaz. Yani derin nefes zannedildiği gibi hücrelerdeki oksijeni artırmaz, azaltır. Bu sebeple de eğer sığ bir seviyede bile hipokapnik dolaşıyorsanız, dünya çapında diyaframını aşırı kullanarak fazla nefes alan birçok kişi gibi bu oksijen açığını kapatmak için normalin üzerinde yemek yeme ihtiyacı duyar, sürekli kilo alırsınız. Fazla kilolar aşırı nefes alışkanlığının göstergelerinden biridir. Karbondioksit kötüdür. Çok derin nefes almalı, kısa nefesler vermeliyiz anlayışı özellikle de bilimsel açıdan bakıldığında kesinlikle yanlış. Sağlıklı bir nefes sağlıklı bir solunum demektir. Uyguladığınız nefes tekniği, nefes sistemi sizin çok iyi hissetmenize, farkındalığınızın değişik boyutlarını deneyimlemenize, psikolojik olarak değişmenize neden olsa dahi solunum sisteminizde sağlıklı, stabil bir kimyasal eksenin korunmasına destek olmuyorsa, fiziksel ve psikolojik seviyede görünmeden sağlığınızı bozuyor olabilir. Dahası, eğer gününüzü bu derin uzun nefeslerle, hipokapnik seviyede geçiriyorsanız yarı uykulu bir halde olursunuz, yaşamınızda da istediklerinizi yapamayıp ciddi bir öfke biriktirirsiniz. Hızlı nefes kötü, yavaş nefes iyidir. Tamamen yanlış. Doğru ya da iyi nefesin hızlı, yavaş, derin, diyaframdan, göğüsten nefes almayla, yani mekanik seviyeyle hiçbir ilgisi yoktur. Bu konuda senelerdir birçok araştırma yaptık. Kapnografiyle bakıldığında yavaş nefes alan insanların da hipokapni olabildiğini gördük. Hızlı nefes alıp gayet sağlıklı bir solunum eksenine sahip kişiler de var, yavaş nefes alıp kötü bir solunum eksenine sahip olanlar da.

Nefesimiz solunum sistemimizle uyum içerisinde olduğunda, bir beyin refleksi olarak düzenlendiğinde, bedenimiz tarafından mükemmel şekilde yönetilir. Nefesimize yaptığımız her müdahale onun doğasını bozar. En kötüsü de genelleme yapmak, diyaframında aşırı bir nefes görmediğimiz kişilere “Karın nefesi yok, iyi nefes almıyor” gibi teşhisler koymaktır. Zira doğal, ideal bir nefese sahip olan kişilerde karın nefesini belirgin göremezsiniz. Kendiliğinden çalışan, beyin tarafından kontrol edilen bir mekanizması varsa, o kişinin karnında hiç nefes görülmez. Mekanik seviyede bir analizle benim gibi uzman birinin dahi nefesinin iyi ya da kötü olduğunu anlamanız mümkün olmaz. Kapnografiyle baktığımızda bir kişinin solunum kimyasal ekseni dengeliyse nefesi de iyidir. Bu da yanlış. Nefes bir davranış biçimidir. Bir kişinin nefesini, solunum sistemini bir kez analiz ettiğimizde iyi ya da kötü nefes alıp almadığını söyleyemeyiz. Disfonksiyonel (işlevsel olmayan), sağlığımıza zarar veren nefes alışkanlıkları birçok durumla tetiklenir; kişiyi bu tetikleyiciler içerisine sokmadan, sorunu bulmadan biz nefes uzmanları bir karar veremeyiz.

Dakikada alınan nefes sayısı yükseldikçe nefes kalitesi düşüyor. Bu da fiziksel ve ruhsal rahatsızlığa kapı aralıyor. 24 saatte yaklaşık 20 bin kereden fazla nefes aldığımızı düşünecek olursak, kesinlikle doğru nefes almayı öğrenmeliyiz.

DOĞRU NEFES ALMANIN YARARLARI

Fiziksel

• Kan kalitesini yükseltir ve toksinlerin daha kolay atılmasını sağlar. Eğer nefesimizle solunum sistemimiz uyum içerisinde çalışıyorsa, yani bedenin fonksiyonlarına tamamen teslim olmuş, mükemmel doğal bir nefesiniz varsa kan değerleriniz de mükemmel olacaktır. Ayrıca solunumda ideal kimyasal eksen sağlandıysa hemoglobinin hücrelerinize dağıttığı oksijen oranı artacak, bu da yaşınızın altında gözükmenizle sonuçlanacak bir hücre yenilenmesi sağlayacaktır.

• Sinir sistemi ve hormonlar üzerinde olumlu etkisi vardır. Aşırı nefes alma alışkanlığı olan, psikolojisi iyi olmadığı için derin derin nefesler alan kişilerin çoğunda, solunum kimyasındaki dengeyi bozdukları için sinir sistemlerinde ve hormonlarında kalıcı zararlar olabilir.

• Diyafram nefesi büyüme hormonunu artırarak yaşlanmayı geciktirir. Doğal bir diyafram nefesi, diyaframın sizin değil, beyin sapınız tarafından kontrol edildiği durumda yaşınızdan genç görünebilmenizi sağlar.

• Bağışıklık sistemini güçlendirir. Doğal nefesi solunum sistemiyle uyumlu ve otomatik çalışır hale getirdiğimiz an bünyemiz güçlü olur.

• Doğru şekilde yeterince alınan oksijen kilo kontrolünü destekler. Zaten insanların aşırı nefes alma alışkanlıkları var, çoğu kişi az değil aşırı nefes alıyor ve kilo problemlerinin sebebi de bu. Doğal, solunum sistemiyle uyumlu bir nefese sahipsek metabolizmamız şahane bir şekilde çalışıyor, fit, sağlıklı kalıyoruz. Aşırı kilo ve özellikle vücudun belli bölgelerinin yağlanması (kadınlarda kalça, erkeklerde göbek) disfonksiyonel nefes alışkanlığının belirtisidir. Fazla kilonun tamamen insanların psikolojik problemlerinin ve kötü nefes alışkanlıklarının dışa vurumu olduğunu düşünüyorum.

• Cinsel sorunların üzerinde olumlu etkisi vardır, performansı artırır. Tabii nefesin sadece fiziksel değil, duygusal ve ruhsal seviyelerini de göz ardı etmemek gerekir. Tamamen doğal bir nefes ancak mükemmel bir psikoloji ve ruhsal aydınlanmayla mümkün.

• Hücresel verimliliği artırır, cildi canlandırır. Çünkü doğal nefes, dengeli bir solunum ekseniyle hemoglobinin saturasyonunu düşürür, hücrelere daha kolay oksijen bırakır.

Zihinsel

• Daha kolay konsantre olmamızı sağlar. Konsantrasyon tamamen dengeli solunumun kimyasal ekseniyle ilgilidir. Kimyasal eksende oynama olduğunda, vücut sıvılarının pH değeri yükselip düşer; böylelikle duygusal değişimler, konsantrasyon bozulması, hafıza kaybı, yaratıcılığın, çözüm üretme kapasitesinin azalması veya insanların “tıkandım, düşünemiyorum” dedikleri durumlarla karşılaşılır.

• Doğal nefes ve dengeli solunum kimyasal ekseni hafızayı güçlendirir. Anlama ve kavrama kabiliyetini sağlamlaştırır.

• Yaratıcılığı geliştirir.

• Hızlı düşünmemizi sağlar.

• Uykuyu düzene sokar, kalitesini artırır.

• IQ seviyesini yükseltir.

Duygusal

• Zihinsel dinginlik getirir.

• Duygusal blokajlardan kurtulmaya yardımcı olur.

• Hormonlara yaptığı etkiyle stres, anksiyete, telaş eşiğini yükseltir.

• İçsel huzura kavuşmaya yardımcı olur.

• EQ (duygusal zeka) seviyesini geliştirir.

 • Farkındalık, öz sevgi ve duygusal empati kazanmamıza yardımcı olur.



YAZI: Esra Özübek

ELLE, Ağustos 2018 sayısından alınmıştır.


SON HABERLER

Dergide Bu Ay

ELLE Türkiye 25 yaşında!

Mayıs sayımızda ELLE dergisi global kodlarıyla bir araya getirdiğimiz kendi alanlarında çok başarılı tam 8 isim ve 8 marka var.

BU SAYIDA NELER VAR?

E-Bülten Aboneliği

E-bültenimize şimdi abone olun,
magazin dünyasındaki tüm gelişmelerden anında haberiniz olsun.