Coperni, Paris Moda Haftası’nda sunduğu İlkbahar/Yaz 2026 koleksiyonunda teknolojiyi, iyi hissetme halini ve çağdaş tasarımı bir araya getirerek dikkat çekici bir denge kurdu. Arnaud Vaillant ve Sébastien Meyer ikilisinin imzasını taşıyan defile, moda dünyasının “iyilik hali” odaklı yeni yolculuğuna güçlü bir örnek sunuyor.
Markanın yeni alt koleksiyonu C+, yaklaşık üç yıllık Ar-Ge sürecinin ardından podyumda ilk kez görücüye çıktı. İsviçre merkezli HeiQ işbirliğiyle geliştirilen bu konfor giyim parçaları -probiyotik ve prebiyotik içerikli kumaşlardan üretilen tayt, body ve üstler- Coperni’nin teknolojiye olan ilgisinin bir devamı niteliğinde. Ancak bu kez mesele yalnızca inovasyon değil, bedeni iyi hissettiren bir giyinme deneyimi.
Aktif yaşam stiline gönderme yapan bu yeni çizgi, koleksiyonda klasik gömlekler, yüksek yakalı takımlar ve ince pileli ipek elbiselerle dengelendi. Bu parçalar, işlevselliğin ötesine geçerek zarif ve rafine bir siluet yaratmıştı. Daha rahat ve akışkan tasarımlar ise koleksiyonun diğer yüzünü oluşturdu: Fermuar detaylı pantolonlar, drapeli üstler, balon formlu büstiyer elbiseler ve şalvar tarzı kesimler Coperni’nin alışıldık enerjisini rahat-lüks ile yeniden yorumladı.
Aksesuarlar ise bu sezonda hem deneysel hem giyilebilir olmaya devam etti. Markanın ikonik Swipe çantası bu kez kristal formunda, pembe, sarı ve yeşil seçenekleri ve tam 3,5 kilogram ağırlıklarıyla koleksiyona hem görsel hem kavramsal ağırlık kattı.
Coperni’nin İlkbahar/Yaz 2026 koleksiyonu teknolojiyle geleneksel form arasındaki çizgiyi ustalıkla bulanıklaştırıyor. Giyilebilir inovasyonun ne anlama gelebileceğine dair güncel ve güçlü bir önerme sunuyor: İyi hissettiren, yenilikçi ve estetik olarak tatmin edici bir gelecek mümkün.
.png)
