Trikoya farklı bir soluk getiren marka Knitss, yeni sezonda seyahat tutkusunun başrolde olduğu Wanderlust koleksiyonu ile karşımızda. Biz de bu tutkudan aldığımız ilhamla, markanın kurucusu Duygu Boz ile geçmişten bugüne bir yolculuğa çıktık. Knitss'in renkli dünyası ve trikoya getirdiği yeni soluğun hikayesi yolculuğun durakları arasında...
ELLE: Moda, hayatınızın hangi döneminde oyuna dahil oldu?
Duygu Boz: Moda, kendimi bildim bileli hayatımın hep içinde oldu. Tekstilci bir ailede doğup büyüdüğüm için modaya hep ilgim oldu. Markalar, hazırlanan koleksiyonlar ve aşamaları çocukluğumda da hep dikkatimi çekerdi. Doğal olarak her şey akışında geliştİ.
ELLE: Knitss ile triko örgüye farklı bir boyut getirdiniz. Örgü ile ilişkinizden bahsedelim.. Markanızı bu şekilde konumlandırmanıza ne sebep oldu?
D.B : Moda ile ilişkim çocukluğuma dayansa da aslında triko ile ilişkim sürpriz bir şekilde başladı ve gelişti. Eşimle tanışmamızla birlikte kısa sürede evlendik, bir moda markası kurmakla ilgili konuşur hayal kurardık.. Çok beklemeden de işe koyulduk. Neden triko markası derseniz; Türkiye’de dünya markalarına en kaliteli üretimi yapan tesislerden biriyiz ve bizi temsil eden bir markamız olsun istedik. Markayı resmi olarak kurmadan önce 2 seneye yakın ön çalışma aşaması oldu, uluslararası yaptırdığımız pazar araştırmasında Knitss, DNA’sında bir marka olmadığını görünce işe koyulduk. Çünkü tamamıyla orijinal bir marka olsun istiyorduk.
ELLE: Koleksiyon hazırlama sürecinde hangi öğelerden besleniyorsunuz?
D.B : Her koleksiyon bir film benim için. Her biri ayrı hikaye, o dünyanın içine giriyor ve yansıtmaya çalışıyorum her bir öğesiyle. Koleksiyon hazırlamak zihinde biriken bir sürü öğenin bir araya gelip bir hikaye yazmak, bir dünya kurmak istemesiyle başlıyor. Beni en çok besleyen öğeler seyahat, sinema, sanatın her dalı diyebilirim. Özellikle yurtdışı seyahatlerinde sokaklarda gezip insanları gözlemlemeyi çok severim.
ELLE: Yeni koleksiyonunuz 'Wanderlust' nasıl ortaya çıktı?
D.B : Wanderlust koleksiyonu isminden de anlaşıldığı gibi seyahat tutkusu anlamına geliyor. Esin kaynağı da içinde gizli. Ben her seyahatten ayrı etkileşimlerle dönüyorum gittiğim bölgelere göre valiz hazırlamak benim için keyifli hayal kurduran anlardan. Bu koleksiyonda Knitss kadınını yedi farklı temayla yedi bölgeden ilhamla tatile gönderip valizlerine neler koyacaklarını hayal edip o şekilde tasarladım. Tüm destinasyonlar sırasıyla; Londra, New York, Nice, Marbella, Positano, Capri, Barbados… Tüm temalar mağazalara sırasıyla belirli süre aralıklarında mevsimlere göre ilerleyerek giriyor.
ELLE: Koleksiyonunun stil kodlarında neler var, hitap ettiği kadın profili nedir?
D.B : Stil benim için her zaman kendini iyi tanımak ve kendine güvenmekten geçer. Ne olursa olsun kendinizi içinde iyi hissetmediğiniz bir kıyafet üzerinizde hoş durmayacaktır. Hitap ettiğimiz kadın; kendini iyi tanıyan, güvenli, hayattan keyif alan kadın. Bu koleksiyondan giyinen kadın her ne seçerse seçsin seçtiği parçayla kendini özel ve iyi hissedecek.
ELLE: Wanderlust koleksiyonundaki favori parçanız hangisi?
D.B : Favori parçam cut out detaylı Turin top ve Bari cardigan diyebilirim...
ELLE: Koleksiyon oluşturma sürecinde en zorlu aşama hangisi sizin için?
D.B : En zorlu aşama hikayeyi kurmak ve örmek bence. Ana hatlara karar verdiğinizde gerisi doğal akıyor zaten. İnsanın zihnindeki öğeleri çıkarıp bir araya getirdiğinde hikâyeyi kurması, zaman ve emek isteyen bir süreç.
ELLE: İlham panonuzda neler var?
D.B : Dünya takvimine göre ilerlediğimizden şu an bir sonraki yaz olan SS'20 koleksiyonunun ilham görselleri, temaları, renk ve örgü swatch’ları asılı, neredeyse bitti. Çok içime sinen keyifli bir koleksiyon çıktı ortaya.
ELLE: Marka olarak hayal ettiğiniz noktanın neresindesiniz ve nereyi hayal ediyorsunuz?
D.B : Tabi ki güzel şeyler hayal ediyorum, her geçen gün daha iyisini yapmak için çalışıyoruz. 3 senede gelinen nokta bence kayda değer. Ben yaşadığım her süreçten keyif almak istiyorum, ne olursa olsun keyifle emek verelim ve ilerleyelim. Moda sektörü de tüm dünyada birçok etkene bağlı olarak değişebiliyor, umarım ileride de güzel şeyler konuşuyor oluruz, ülkemizden dünyaya açılan markalarımız olsun.
Röportaj: Duygu Haksun
