GÜÇ SENİNLE

Son yıllarda stiletto’larla kullanılan, çıplak tene giyilen ya da kırmızı gibi seçeneklerle seksapeli çağrıştıran takım elbiseler kadınların cinsel güçlerine nasıl sahip çıktıklarını ve bunu istedikleri gibi yansıtabildiklerini de gösteriyor. La Bomba isimli 2018 yaz koleksiyonunda ceketi siyah mini elbise formatında kullanan ve göğüslere cömert davranarak onu çıplak tenle buluşturan Jacquemus’un dilimizden çok iyi anladığına şüphe yok.2000’ler sonrası ofis monotonluğundan sıyrılan takım elbiseler bu sezon komik, eğlenceli, seksi ve yoruma açık bir tarzla karşımıza çıkıyor. Sahip olmanız gereken sadece bir pantolon ve ceket; geriye bu iki parçayı çeşitli dokunuş ve taktiklerle yaratıcı formlara sokmak kalıyor. Birkaç defile ve tasarımcıdan tüyo verirsek, ceketin boyunu uzatan ve onu rengarenk çoraplarla giydirerek elbise formuna sokan Haider Ackermann’dan, ceketin belini kemerle vurgulayan Isabel Marrant’dan, yine bele şal saran ve bacaklara fora diyen Jacquemus’dan veya kolları açıkta bırakan Alexander Wang’dan söz edebiliriz. Ya da sözü ve yorumu size bırakabiliriz.

                                                            ( Julia Pelipas )

 Takım elbiseyi, sezonun olmazsa olmazı neon renklerde kullanabilir, onu ekose kumaşlar ve hayvan motifleriyle tanıştırabilir, çıplak tene giymeyi seçebilir, desenli bir tişörtle tamamlayabilirsiniz. En büyük artısı, kırmızı halıdan ofise, sokaktan davete, sizi her an her yerde şık ve feminen kılabilmesi. Unutmayın; güç sizde. Takım elbise deyince moda hafızanız sizi dünden bugüne uzanan bir bilgi yağmuruna tutabilir. 30’larda Marlene Dietrich’in sansasyonel görünümleri, Woman of the Year filminde Katharine Hepburn’un ikonik duruşu, Yves Saint Laurent’ın bu parçayı 1967 ilkbahar- yaz defilesiyle kadınların gardırobunda resmileştirmesi, 80’lere damga vuran Georgio Armani’nin power suit’ları, Mugler ve Montana imzalı executive women’ların üniformaları, minimal formlarda karşımıza çıkan Jil Sander’ın tasarımları ve daha niceleri... Takım elbise, hafızalarımıza yüklediği nice görsel örnekler dışında erkeğe öngörülen bir parçanın kadınlar tarafından kullanılmaya başlamasıyla, cinsiyet sınırlarının son bulması, kadın-erkek eşitliği ve kadın özgürlüğü gibi entelektüel anlamlara da işaret ediyor. Uzun yıllar boyunca politik güç, statü ve iktidarla özdeşleşen erkek kostümünün Yves Saint Laurent’la birlikte kadınların eline geçmesi, gücün paylaşıldığını ve erkeklerin tekelinde olmadığını vurguluyor. Kadınlar o andan itibaren sessiz ama kuvvetli mesajlar veren takım elbiseleriyle toplumsal arenayı işgal etmeye başlıyor. 80 ve 90’lardan itibaren iş hayatıyla özdeşleşen, kariyer sahibi çalışan kadının simgesi haline gelen ve dolayısıyla daha ciddi bir tavra bürünen takım elbiselerin 2000’lerden itibaren çok daha seksi bir görünümle sahne aldıklarını hatırlatalım. Georgio Armani, “80’lerde iş kadınlarına hitap eden geniş ve kare omuzlu ceketlerim koyu renk pantolonlarla uyum sağlıyor, androjen bir stil yaratıyor ama sanırım kadınların dişiliğine bir nebze sekte vuruyordu” diye anlatıyor.

TAKIM ELBİSEYLE BİR GÜN 

Takım elbisenin ofis ve toplantı gibi ciddi ortamlarla sınırlanması artık geride kaldı. Bu sezon farklı tasarımcıların yaratıcılığında podyumlara damga vuran takım elbiseler, küçük dokunuşlar, renk detayları, emprime kumaşlar, kemerler ve çeşitli aksesuarlarla gündüzden geceye size eşlik edebiliyor.

                                                   ( Giorgio Armani - Getty Images Turkiye )

                                                      ( Louis Vuitton - Getty Images Turkiye )

DEVİR TESLİM

Günümüz kadınları takım elbiseyi o kadar güzel taşıyorlar ve kendilerine öyle yakıştırıyorlar ki bu parçanın uzun yıllar sadece erkekler tarafından giyildiğini bilmek oldukça şaşırtıcı.

YAZI : Selin Miloşyan

ELLE 2019, Şubat sayısından alınmıştır.