Şehirde geçirilecek bir yaz için Hermès 2026 İlkbahar/Yaz koleksiyonunun tamamı salaş, rahat ve zahmetsizdi. Koleksiyonun başrolünde doku vardı ve her şey rahat bir şıklık etrafında şekillenmişti. Erkek giyim sanat direktörü Veronique Nichanian formları hafiflikle tasarlamış ve incelikli bir disiplin ile dengelemiş. Silüetler sakin ve şık bir akışla önümde süzülürken defilenin kurgulandığı Palais d’Iéna atmosferi bol ışık, açık hava hissiyatı ve sıcak bir atmosfer ile kurgulanmıştı. Yüksek uzun dikey aynalar mekanın her iki yanını çevreleyerek ışığı ve giysilerin hacmini çoğaltarak koleksiyonun özgürlüğü yansıtan estetiği ile uyumluydu. Ayna refleksiyonları ile yakalanan doğallık hissi, kırılgan doğal ışıklar ile birleşince hipnotik bir sahneye dönüştü.
Renk paleti toprak tonlarından, bordo, taş, soluk yeşil, fil grisi, buz küpü, nane yeşili ve yıkanmış sarı tonları ile kesintisiz bir akışla hareket ederken görünümler, şehirli erkek için sofistike yaz giyimini yeniden tanımlıyordu. Lüksün bu ölçülü tavrı bu koleksiyonda hissediliyor, yenilikçi ve zarif zanaatkarlıkla işlenmiş giysiler sıcak havalara uygun bir stil sunuyor. Nichanian’ın malzeme ve oranlara yaklaşımı işlevsel ve eğlenceliydi.
“
"İnce ipekler, hafif kaşmirler, mat deriler… Tüm bu dokular, kentli adamın hareketli yaşamına eşlik ederken, şıklığını modernize ediyor."
Hafifliği arayanlar için Hermès’in klasik kodları modern bir bakış açısıyla tasarlanarak bedenle birlikte nefes alan deri parçalarla rafine bir görünüm sunuyordu. Ceketler kısaydı ama hacimler genişletilmişti.
Yırtmaçlı deri sandaletler, parmak arası halat bağcıklı terlikler favorilerim arasındaydı. Koleksiyonun en dikkat çekiçi unsuru açık örgülü mikro delikli deriydi: nefes alan, hafif ve geometrik delikli deri tişörtler, ceketler, pantolonlar delikli yapısıyla ciltte ikinci bir ten gibi duruyor ve derinin yaz mevsimiyle kurduğu ilişkiyi yeniden tanımlıyor.
“
Hermès defileleri çoğu zaman trendlerin konuşulduğu bir alan değildir çünkü Hermès modayı değil, tavrı tasarlar.
Nichanian, Hermès erkeğine yeniden bir yaz gardırobu çiziyor. Hermès’in görkemli moda dünyasındaki yerini çığlık atmadan, adeta bir fısıltıyla koruduğunu bir kez daha hatırlatıyor. Koleksiyon teknik kumaşlarla değil, geleneksel malzemelerin zekice manipülasyonuyla ilerliyor. İnce ipekler, hafif kaşmirler, mat deriler… Tüm bu dokular, kentli adamın hareketli yaşamına eşlik ederken, şıklığını modernize ediyor.
Ceketler kalçanın biraz üzerinde sonlanıyor; pantolonlar ise bollaşarak yere doğru uzanıyor. Bu oransal oyun hem nostaljik bir referans hem de çağdaş bir önerme. Erkek silüetini yeniden inşa etmek değil, onu modernleştirmek. Hermès defileleri çoğu zaman trendlerin konuşulduğu bir alan değildir çünkü Hermès modayı değil, tavrı tasarlar. Duyulara hitap eden bir işçilik, yalın ama güçlü bir ifade ve giyenin karakterini gölgelemeyen bir şıklık sunar.
“
Nichanian’ın ellerinde şekillenen bu gardırop, çağdaş erkeğin nasıl giyindiğini değil, nasıl yaşamak istediğini de anlatıyor.
Hermès koleksiyonu yazı yaşamak için bir öneri değil aslında bir rehber niteliğinde. Gösterişsiz bir incelik, havadar ama disiplinli bir silüet ve zamansız bir zarafet. Nichanian’ın ellerinde şekillenen bu gardırop moda yapmadan stil sahibi olmanın inceliklerini gözler önüne sererek, çağdaş erkeğin nasıl giyindiğini değil, nasıl yaşamak istediğini de anlatıyor. Nichanian’ın bu koleksiyonda yorumu netti: ‘Yaz abartmak değil nefes almaktır’…