Küresel ve hızlı modanın bir sonucu olarak klonlanmış stil ikonları gibi dolaşmaktan, Instagram’da benzer tasarımlara bakıp saatler geçirmekten, eskiyi tüketip yenisini ama aslında hep aynısını satın almaktan hangimiz sıkılmadık ki? Endüstri Devrimi’yle birlikte makineli üretimin başlaması her ne kadar zanaatkarlığı ikinci plana atsa da bugün moda dünyasında farklılık, gerçeklik ve duygu arayışına son zamanlarda giderek ön plana çıkan zanaatkarlığın, yani el emeğine dayalı üretim tipinin cevap verdiğini söylemek yanlış olmaz. Ünlü trend analisti Lidewij Edelkoort, “Günümüzde kullandığımız nesnelerde zanaata, yani elin dokunduğu ögelere dönüş yaşanacak. Materyale dokunduğumuzda aldığımız his, karar vermede majör bir etki olacak” sözleriyle de el emeğinin önümüzdeki dönemde önem kazanacağını dile getiriyor. Tüketim toplumunun dayattığı standartlaşma ve tek tipleşmeye bir alternatif olarak düşünülen, insan yaratıcılığının ve biricikliğinin göstergesi, geleneklerin korunması, geleceğe aktarılması, işsizliğin azaltılması ve sürdürülebilir kalkınma gibi amaçlara hizmet eden zanaatkarlığın, teknolojinin tüm nimetlerini hızlıca yutmaya hazır postmodern toplumda nasıl bir yeri ve geleceği olduğuna bakalım.
Vivienne Westwood
HÜNERLİ ELLER İŞBAŞINDA
SİHİRLİ DOKUNUŞLAR
Çiçek işlemesi üzerine uzmanlaşan Lemarie ve düğme işi yapan atölyeleri, zanaatkarlarının sihirli dokunuşlarında sanat eserlerine imza atıyor.
Atölye Lemarie Atölye Desrues
ÜNLÜ MARKALAR ZANAATKARLARLA EL ELE
İspanyol markası Loewe’un baş tasarımcısı Jonathan Anderson’ın bu yıl düzenlediği “Loewe Craft Prize”, zanaatkarlığı ödüllendirirken seramik sanatçısından mobilya tasarımcısına, hasır üreticisinden mimara tam 4 bin el işçisini bir araya getirdi. El işçiliğinin değerini göstermeyi, unutulmuş ya da bilinmeyen meslekleri yeniden görünür kılmayı amaçlayan proje, “Tree of Life” çalışmasıyla Almanyalı sanatçı Ernst Gamperl’i ödüllendirdi. Burberry’nin İngiliz artizanlarını bir araya getiren “The New Craftsmen” kolektifiyle iş birliği yapması, geçtiğimiz yıl gerçekleşen ve çatısı altında el işçiliğiyle ilgili “workshop”ların düzenlendiği “Hermes hors les murs” festivali de moda endüstrisinin el becerisi gerektiren geleneksel mesleklerle kurduğu kuvvetli bağın en güncel örneklerinden. Dünyanın en büyük lüks ürün grubu LVMH’nin her yıl organize ettiği “Les Journees Particulieres LVMH”le üç gün boyunca Avrupa’nın önde gelen şehirlerinde bünyesindeki markaların mutfağını açması, Louis Vuitton ya da Christian Dior’da, Chaumet’de çalışan zanaatkarları halkla buluşturması, başkan Antoine Arnault’nun da altını çizdiği gibi grubun o finansal, tüketime yönelik ve lüks tarafını törpüleyip artizanal imajını kuvvetlendirme amacının göstergesi. Fransız lüks endüstrisini bir çatı altında toplayan Comite Colbert’in 60’ıncı doğum gününü kutlamak için birçok yazarın birlikte hazırladığı ve dünyada lüksün geleceğini kurgulayan “Rever 2074” (2074’ü Hayal Etmek) adlı kitapta, Fransız dil bilimci Alain Rey “novantik” adlı bir terimden bahsediyor ve şöyle diyor: “İnovasyon ve yeniyle el işçiliği geleneğinin yakın birlikteliğini savunan novantikler, geleceğin yeni aktörleri olacak.”
Fransız ayakkabı tasarımcısı Christian Louboutin, Meksikalı yerel marka Taller Maya ve Yukatanlı el işçileriyle birlikte çalışıp ''Mexicaba'' isimli etnik bir çantaya imza attı.
GEÇMİŞLE GELECEĞİ BAĞLAYAN NOVANTİKLER
Hızlı ve endüstriyel modanın dayattığı tek tipleşmeye karşı yeteneğe ve yaratıcılığa övgü yaparak tüketicilerin göz bebeği olmaya başlayan zanaatkarlık, yılda altı koleksiyon hazırlamak zorunda kalan ve zamana karşı yarışan tasarımcılar için de farklı bir pencere, bir şans. Christopher Kane’in geçtiğimiz kış sezonu için yaka ve ayakkabılarda kullandığı kuş tüyleri, elbiselerdeki rengarenk kurdeleler, Alexander McQueen’in örgü yapılmış iplikleri, halı desenli “patchwork”leri, artık markanın kimliğini belirleyen klasikleşmiş nakışları, İngiliz tasarımcı ve DJ Charles Jeffrey’nin erkek pantolonlarını bizzat rengarenk boyayıp üzerine illüstrasyonlar çizmesi, el işçiliğinin moda endüstrisine nasıl damga vurduğunu gösteriyor. Dokunma duyusunu okşayan, elin hünerine gönderme yaparken geleneklerle bugünün trendleri arasında köprü kuran, geçmişle günümüzü bağlayan el işçileri yukarıda Fransız dil bilimci Alain Rey’in tanımladığı isimleriyle, “novantik”ler olarak hayatımızda çoktan yer edindiler.
ManIsh Arora
TİCARİLEŞEN ZANAATKARLIK
Son yıllarda zanaatkarlığın yükselişe geçtiğini, moda tasarımcılarının çeşitli zanaatkarlarla iş birliği yaparak ya da el işçiliği izlenimi veren detaylar katarak koleksiyonlarını zenginleştirdiklerini, hızlı hayata bir alternatif olarak birçok insanın da işlerini güçlerini bırakıp daha yavaş, tekrarlayan, el işçiliğinin sağladığı tatmin duygusunu hissettiren mesleklere yöneldiklerini görüyoruz. Amerikalı antropolog Bachrach Ehlers “Commoditization of Native Culture” (Yerel Kültürün Metalaşması) adlı makalesinde zanaatkarlığın ticarileştiğinden bahsediyor ve “Bir pazarlama stratejisi olarak el emeğinin piyasada vurgulanmasını meta fetişizmiyle açıklamak mümkün olacaktır” diye anlatıyor. Zanaatkarlar her ne kadar el işçiliğinin biricikliğiyle geleneksel yöntemlerle çalışmaya devam etseler de günümüz şartlarına uyum sağlayarak, moda endüstrisinin tüketim anlayışı içinde hareket ederek küresel modanın kurallarına dahil edildikleri için Ehlers’ın altını çizdiği gibi “ticarileşiyorlar”. Özetlersek, moda giderek yükselişe geçen zanaatkarlıktan medet umarak, başka bir deyişle yaratıcılık arayışında ona sığınarak kendine yeni kapılar açarken, zanaatkarlık da moda endüstrisinin elinde kabuk değiştiriyor, geleneksel biçimini korumakla birlikte postmodern çağda farklılaşıp markalaşıyor, küresel piyasayla bütünleşip ticari bir ürüne dönüşüyor.
SANAYİ 313: GELENEKSEL ZANAATKARLIĞA MODERN DOKUNUŞ
“Sanayi 313 modern tavrı geleneksel zanaatkarlıkla birleştirirken endüstriyel ruhu usta bir dokunuşla feminen objelere dönüştürüyor. Tasarımların her parçası farklı bir ülkeden geliyor, üzerinde görülen işleme ve detaylar kendi atölyemizde teker teker elde işleniyor. Bu işlemelerin ortaya çıkması, ayakkabıdan ayakkabıya değişkenlik gösterebiliyor. Bazı işlemeleri çalışmak 36-48 saat sürebilirken bazılarını hazırlamak 100 saati bulabiliyor. Aslında tüm süreç farklı ülkelerde gerçekleşip İtalya’da birleşiyor. Dünyanın dört bir yanından aldığımız kumaşlar bir bir detaylı araştırmalar ve denemeler sonucu el emeğiyle Hindistan’daki atölyemizde işleniyor. Daha sonra İtalya’da ayakkabı ve çantaya dönüşmek üzere birleşiyor. Çok zorlu, koordinasyon ve emek gerektiren bir süreçten bahsediyoruz. Ben ellerimle dokunarak, materyalleri hissederek, renklerin ahengini gözlemleyerek yaratmayı seviyorum. Süreçlerin hepsinde bizzat yer alıyorum. Vaktimin çoğunu Hindistan’daki atölyede ya da İtalya’da geçiriyor, ayakkabı ve çantaların üzerinde gördüğünüz dokuları ve teknikleri atölyedeki zanaatkarla oturup teker teker deneyimliyorum. Genel olarak tasarımlarımı, etrafımda bulamadığım ve eksikliğini hissettiğim parçaları düşünerek hayata geçiriyorum. Farklı materyallerin ve dokuların peşinden sürüklenip küçük alanlarda detaylarla oynayarak farklılık yaratma heyecanı bana ilham veriyor.”
SANAYİ 313
MARKALAR VE EL İŞÇİLİĞİ
Hindistan kökenli tasarımcı Manish Arora tüm koleksiyonlarında köklerine saygı duruşunda bulunurken rengarenk ve neşeli kıyafetlerindeki nakış ve işlemeleri Delhi’deki el işçilerine yaptırıyor. @manisharorafashion
• Rei Kawakubo 2018 ilkbaharyaz erkek koleksiyonunu sanatçı Mona Luison’un yetenekli ellerine teslim etti. Bir “tekstil heykeltıraşı” olarak adlandırılan Luison’un çocuksu, garip ve aykırı çalışmaları Kawakubo’nun ceketlerini süslüyor. @commedesgarcons
• Ayakkabı tasarımcısı Carrie Forbes, Faslı dokuma tekniklerini kullanarak ayakkabılarını bir tam günde üretiyor. @carrieforbesinc
• El işçiliğini kimliğinin değişmez değerlerinden biri olarak gören Rangda&Barong’un usta zanaatkarların elinden çıkan son koleksiyonunda yakut, zümrüt, safir ve pırlanta gibi değerli taşlar dikkat çekiyor. @rangdaandbarong
• Zeynep Tosun, tasarımlarında el işçiliğine büyük önem veriyor. 2013 yaz koleksiyonunda Anka kuşunu rugan üzerine tel kırmalarla işleyen Bartınlı kadınların emeğine yer verdi. Tosun, 2016 yaz koleksiyonu içinse Aydın ve Ayvalık bölgesinde yaşayan kadınlara tığ işi çiçek yaptırdı. @zeyneptosunofficial
• Kilometre markasının tasarımcısı Alexandra Senes’in gömlek elbiselerinde, Meksika ve Hindistan’da elle işlenmiş kelimeler, harita ve krokiler dikkat çekiyor. Senes’in koleksiyonlarında, işlemelerin de vurguladığı üzere seyahat teması ağır basıyor. @kilometreparisbyalexandrasenes
Zeynep Tosun Carrie Forbes Rei Kawakubo
YAZAN: Selin Miloşyan
ELLE, Ekim 2017 sayısından alınmıştır.